GüncelManşet

Kobanê’den direniş ve umuda dair notlar -9

“Halkı örgütleyerek, toplumu yeniden inşa ediyoruz.”

Kobanê: Özgür Gelecek- İsterseniz Suriye ile başlayalım. Bugüne nasıl gelindi, bu süreçte Kobanê’nin rolünü kısaca özetler misiniz?

Kobanê’nin rolünü Suriye’nin genel durumundan bağımsız yorumladığımız zaman Kobanê ve Rojava’yı anlayamayız.  Suriye’de devrim süreci başladığında 15 Mart sadece bir devrimdi.  Sivil bir devrimdi. Baas rejimine ve anti demokrasiye karşıydı. Bundan sonra herkes Suriye’ye müdahale etmeye başladı. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye, gerçekleşen devrim sürecinin özgürlüğe evirilmesini engellemek için boğmak istediler. Yani her devlet kendi destek gücünü oluşturarak, binlerce mağduriyeti doğurdu.  Peki, korkuları nedir? Korkuları, demokratik devrimin, özgürlüğün Ortadoğu’da kendilerine bir tehlike olarak görmelerindendir. Bunun için devrim sürecini Suriye’de boğarak durdurmaya çalıştılar. Yani Suriye’de, demokratik bir devrim Suudi, Katar ve Türk devletlerinin çıkarlarına ters gelmekte. Buradaki bütün devletler ne yaptı? Her devlet kendi desteğini oluşturdu.

Biz Suriye’deki devrime yeni doğmuş diyoruz ve bu devrimin Rojava Kürdistan’ı için özgünlüğü vardır. Rojava’da örgüt vardı. Proje vardı. Rojava oyunlara gelmedi. Rojava’da Kobanê’de halkın örgütlülüğü oluşturulmuştu. Çünkü örgütlü ve devrimci bir mirası vardı.

Tam da burada PYD’nin bu süreçte rolü ne?

PYD olarak devrim sürecimiz 2004’te Qamişlo’da başladı. Ve bu devrimin bir parçasıyız. Zihniyet ve fikir devriminin, silahın değil. Biz bu rengimiz ile devrimin bir parçasıyız. Suriye’de devrim süreci başladığında silah ile hiçbir fikir değiştiremedi, toplumu değiştiremedi. Siz Suriye’de bir düşünce ve zihin devrimi gerçekleştirmezseniz, askeri bir güç rahatça yok edebilir. Askeri bir güç gibi kendini yerine koydun ve bu değişim şu ana kadar yaşanmamıştı. Bu haliyle devrimimiz bir zihin, demokrasi devrimi ve buna dair projelerimiz var. Buda “Demokratik Özerklik”tir.

Demokratik Özerklik’te, bütün oluşumların, halkların insanlık haklarını savunur. Suriye’deki devrim süreci başladığında Hama’dan, Halep’ten oluşumlar, halklar Qamışlo, Efrîn, Cizîrê ani Rojava’ya geldi. Çünkü Rojava’da bir istikrar oluşturulmuştu ve huzur vardı. Nasıl mı? Demokratik Özerkliğin felsefesi ile savunularak. Kendi savunman ile değerlendirmen ile felsefen ile rejimin bir alternatifi olmalısın bu anlamda bir gücün olması gerekiyor. Bu güçte toplumumuz için gerekli olan düzeni savunacak olan YPG/YPJ’dir. Bu bir zorunluluktan doğdu tabi. Bu zorunluluk Rojava’da inşanın savunulmasıdır. Onun içindir ki Suriye yanarken Kobanê onarılıyordu. Biz devrimden dört yıl öncesine gidelim ve Kobanê’de inşa edilen kaç katlı binalara bakalım. Biz söylüyoruz! Komşularımız yani AKP politikaları-siyaseti Rojava’da gerçekleşen bu değişimin karşısında kendini kapatamazdı. Tabi tahammül edemedi. Şam, Hama, Humus ateşler içerisinde iken Kobanê’nin onarılması gerçekleşiyorken El Nusra, IŞİD ve diğer örgütler bize saldırmaya başladı ve bu sergilenen direniş iki yıldır sürdürülüyor. Kendal’de gösterilen direniş, küçük bir köy olmasına ve bütün tankları ile saldırmalarına rağmen Kendal’de yenildiler. Ve yahut Girêspî, Sewamanê’de gösterilen direniş kendilerine Özgür Suriye Ordusu diyen İslami örgütler IŞİD’ten önce bizlere saldırdılar. Biz onlar ile yüz yüzeydik ve onlar yenildiler. Bir gecede onlar gitti yerlerine IŞİD geldi. Yani görüntülerini değiştirdiler. Sonrasında da savaş IŞİD ile sürdü ve bayağı saldırdılar. Halkımızın savunulması için YPG/YPJ tüm halkı savundu. Öne atıldı. Şengal’de yaşatılanın yaşatılmaması için halkı savundu.

Burada PYD’nin rölü de var tabi. PYD’de halkın, toplumun içerisindeydi. Bir siyasi parti olarak toplumun içerisindeydi. Bir siyasi parti gibi toplumsallaşamadığında, toplumun ihtiyaçlarına cevap olamadığında, güven vermediğinde, toplumu örgütlemediğinde kendi misyonunu, rolünü yerine getiremeyecektir.  

07“YPG/YPJ ezilen bütün halkların savunucusu”

DAİŞ, Kobanê’de direkt Kürtlere saldırdı. Kürtler de destansı bir direniş ile cevap verdi. Siz bu direniş hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bugün fikirsel olarak ta IŞİD yalnız Kürtlere karşı değil. IŞİD demokratik fikirlere karşı. Özgürlük fikirlerine karşı. Bunun içindir ki Kobanê direnirken demokrasiyi savunuyordu. Barışı savunuyordu. Ve Kobanê direnişi böyle de tanınıyor. Örneğin Kürdistan Kuzey sınırı hemen yanı başımızda ve Kobanê yenilseydi, Türkiye’ye IŞİD komşu olacaktı.

Kobanê’de direniş sürerken, Kobanê Ankara’yı da savundu. İstanbul ve Amed’i de savundu. Kobanê yalnızca kendisini savunmadı. Charlie Hebdo saldırısını Kobanê’ye yapılmış bir saldırı olarak gördük ve protesto ettik. Bugün de Ürdünlü Pilot’un bir YPG savaşçısıymış gibi görüyoruz. Yani IŞİD’e karşı saldıran herkesin yanındayız.

R.T Erdoğan, “Kobanê düştü düşecek” söylemlerinden sonra Peşmerge desteğinin gelmesinin kendi zorlamalarıyla olduğunu ifade etti. Ayrıca IŞİD’e açıkça sunulan destekte açığa çıkarılmışken AKP ve Erdoğan’ın bu ikiyüzlü politikalarına-siyasetlerine neler söyleye bilirsiniz?

AKP hükümeti ve Erdoğan bu düşünceleri ile bu yaklaşımları ile toplumdaki sorunlara dair  bir çözüm getiremezler. Ne Kürt halkına ne de Türkiye halklarına. Bir tıkanmışlık sürecine varmış ve çözümün gücü olamamakta. Eğer çözümün partisi olacaksa AKP, kendi içerisinde demokratik olmalıdır. Özgürlük karşıtı olmayacak. Anti demokratik bir zihniyete sahip olduğu zaman demokrasiyi getiremeyecektir.

AKP’de gücünü tarihinden alıyor. Nasıl ki TKP devrim için çalışmalara başladığında Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının ile birlikte katledildiyse AKP bu mirasla hareket ediyor. Neden katledildi Mustafa Suphi? Kendilerinin istedikleri gibi bir TKP yaratmak için. İşte AKP’de siyasetini buradan alarak bu zihniyet ile Kürtlere yaklaşıyor. AKP’de Atatürk gibi kendisine göre bir Kürt partisi oluşturmaya çalışıyor. Nasıl ki kendilerine göre bir TKP yaratılmış ise aynısı şimdi Kürdler için de uygulanıyor. Mustafa Kemal’in değerlendirmeleri çözüm getirmedi, AKP’de getiremeyecek. Onun için bugün AKP’ye o veren vatandaşlara şunu söylemek lazım “Kürdlere uygulanan her katliamın ortağısınız!” Onun içindir ki AKP’nin yaklaşımı tıkanmış bir siyasetin sonucudur. Halklara çözüm getiremeyecektir. Onun içindir ki Kobanê’ya dair siyaseti de bu yaklaşımın sonucudur.

Akçakale’de sınırını IŞİD’e açan TC, Kobanê’ye kapatmış durumda. IŞİD bugün Akçakale’de! Bizler yüz yıllardır birlikte yaşadık fakat TC, bugün IŞİD’i komşusu olarak görmek istiyor. Onun içindir ki bu yaklaşımı çözüme dair değildir ve içinde bulunduğu durumdan kurtulmak içindir.

Sınır kapısını Kürtlere açmıyor. Kürtlere yardımcı olmuyor. Bir insanlık koridoru açılmazken göç etmiş halkımızın da ve Kobanê’de insani ihtiyaçların da getirilmesi anlamında sınır kapısını açmayarak “Bakın Peşmergenin geçmesine ben izin verdim” dedi. Peki, bizde soralım neden temel ihtiyaçların geçmesine izin vermiyorken Peşmerge’nin geçmesine izin verdin? Kobanê’nin kurtuluşunda benim de payım var diyebilmek içindir elbet ve bu ikiyüzlü bir siyasettir.

“Demokrasi için özgürlük için ortağız”

Peki, PYD Suriye devleti ile nasıl bir ilişki kuracak? Suriye hükümeti ile yaşanan sorunlar nasıl halledilmeye çalışılacak?

Şuana kadar Baas hükümeti tekçilik siyaseti güderek, tek bayrağı savunuyor. Tek dili savunuyor ve bundan doğru diğer oluşumları, Kürtleri kendisine ortak olarak görmüyor. İnkâr ederek, yok sayarak kendisini sürdürüyor yani.

Bizde şunu söylüyoruz “Birlikte yaşayabiliriz ve Suriye’de bir parçalanma yaşanmasını istemiyoruz. Böyle bir tarz ile bütün farklılıklar ile yaşayabiliriz. Ve esaslı bir birlik üzerinde kimliğimizi kabul etmelisiniz” diyoruz.

IMG 1565Kobanê büyük bir direniş sonrasında özgürleştirildi. Kobanê’de yeni bir yaşamın inşası için PYD neler yapacak?

PYD olarak “Demokratik Özerklik” projemiz var. Halkı örgütleyerek, oluşturulan komünlere dahil ederek toplumu yeniden inşa ediyoruz. Buda bizim projemiz. Göç etmek zorunda kalan insanlarımız dönecektir. Bizde Kobanê’de yapacağımız her şeyi onlarla birlikte yaparak, toplumun istekleri doğrultusunda olmasını sağlayacağız. Ve yahut “toplumun isteği ne? Toplumun sorunu ne?” sorunları doğrultusunda alınan kararlar yerine getirilir ve getirilirken halkın esas alınması gerekir.

Evet, Kobanê’de verilen savaş bir gök kuşağı gibi rengârenk bir birlik sağladı! Durum böyle iken Türkiyeli Komünistler, devrimciler Kobanê’ye gelerek savaşa katıldılar. Peki, siz bunlara dair neler düşünüyorsunuz?

Öncelikle bütün Kobanê şehitlerinin önünde saygı ile eğiliyorum. Ve gerçekten kuzeyli halkımız çok şehit verdi. Kuzeyli halkımızın içinde bulunduğu Marksist, Leninist, Maoist yapılara teşekkür eder ve bir birimizin ortakları olduğumuzu belirtmemiz gerekir. Demokrasi için özgürlük için ortağız! Burada MLKP militanları da şehit düştü. Şehit düşen savaşçıların ailelerine, partilerine ve Türkiye halklarına da baş sağlığı dileklerimizi gönderiyoruz. Burada Marksist partiler yan yana ve birbirlerini yolunu aydınlatarak. Marksistler olarak Kobanê direnişinde kendilerini kanıtladılar ve bugüne kadar da savaşta yer alamaya devam ettikleri için teşekkürlerimizi gönderiyoruz.  

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu