Güncel

“Hapishaneler sorunu birleşik bir direnişi odağa almayı zorunlu kılıyor”

Ankara'da Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), 19 Aralık katliamının 21'inci yılında "19aralık'tan Günümüze Direnişle Zafere" şiarıyla panel düzenledi.

Ankara’da Birleşik Mücadele Güçleri’nin 19 Aralık katliamının 21’inci yıldönümüne dair yaptığı panelde, devrimci tutsakların direnişine işaret edildi. Birleşik Mücadele Güçleri (BMG),düzenlediği panel Tüm Bel-Sen Genel Merkez salonunda yapılırken, “19 Aralık’tan günümüze direnişle zafere, birleşirsek kazanırız”, “Roboski’yi unutma unutturma, katliamlara karşı birleşirsek kazanırız”, “Tecrit insanlık suçudur”, “Maraş katliamını unutma, unutturma, katliamlara karşı birleşirsek kazanırız” ve Kandıra Hapishanesi’nde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in fotoğrafının yer aldığı “Ölümsüzdür” pankartları asıldı.

Panele konuşmacı olarak Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Görülmüştür ekibinden Adil Okay, Ölüm Orucu Gazisi Esmahan Ekinci, İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen ve avukat Kazım Bayraktar katıldı.

Panel saygı duruşu ve sinevizyon gösterimi ile başladı.

Esmahan Ekinci, 19 Aralık katliamında Niğde Hapishanesi’nde olduğunu söyledi. 19 Aralık katliamının ilk denemesinin Ulucanlar Hapishanesi’nde yaşandığını belirten Ekinci, “Ulucanlar katliamında devrimcilerin kurşunlara karşı halay çekmesi bir direnişti. O anlık bir duruş değildi. Ölüme karşı halaya duruşla devlet iyi bir ders aldı. Biz bedel ödemeyi göze almıştık. Dik duruşumuzdan taviz vermedik” dedi.

F tipi tecridine karşı birleşik örgütlü bir direniş gerçekleştirildiğini vurgulayan Ekinci, 19 Aralık direnişinde çok sayıda devrimcinin katledildiğini hatırlattı, “Bugün yaşanan sessiz ölümler canımızı daha da yakmaktadır. 19 Aralık’a sadece bir öfke günü olarak değil, deneyim çıkarmak ve birlikte mücadelenin getirdiklerini konuşmak gerekiyor” diye belirtti.

Görülmüştür ekibinden yazar Adil Okay da, “İçeriden dışarıya mücadelenin örgütlenmesi” konusunda konuştu. Devletin hasta tutsakları ölüme gönderdiğine işaret eden Okay, Garibe Gezer’in kendisine bir yıl önce gönderdiği mektubundan bir bölümü aktardı. Hapishanelerden umut dolu mesajlar geldiğini ve destek istediklerini kaydeden Okay, “Ancak demek ki bizim desteğimiz yetmiyor” diye aktardı.

Avukat Kazım Bayraktar ise F tipi hapishanelere geçiş sürecinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, “Bu operasyonları yapmazsak IMF kararlarını uygulayamayız” sözlerini hatırlattı. Devrimcileri tasfiye saldırılarının halka yönelik sömürü, zulüm ve yoksullaştırma politikalarından bağımsız olmadığına değinen Bayraktar, hapishanelerde tutsaklara yönelik kişiliksizleştirme saldırılarının sürdüğünü söyledi.

İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen de infaz yakmalarına dair konuştu. Çevirmen, Türkiye’de iktidarın gittikçe otoriterleşmesinin hak ihlallerini ağırlaştırdığını söyledi. Yeni infaz düzenlemeleri, yönetmelikleriyle hapishanelerin cehenneme dönüştüğünü aktaran Çevirmen, “2020 yılında cezaevlerinden bin 182 mahpus, 2021 yılında 872 mahpus başvuru yaptı” dedi.

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise İmralı Hapishanesi’ndeki tecrit politikalarına değindi. Tecridin yurtsever, devrimci tutsakları toplumdan izole etmeyi hedeflediğine işaret eden Bayındır, “Egemen iktidarın asıl hedefi cezaevlerindeki tutsakların birikimini, deneyimini kısıtlayarak, toplumsal mücadeleyi düşürmektir. Ancak tecrit sisteminin politik tutsaklarda bir karşılığı, anlamı, yoktur. Her yönüyle bir direniş hali var” diyerek tutsakların tecride karşı direnişine vurgu yaptı.

“19-22 Aralık Hapishaneler Direnişi bugün yolumuzu birleşik mücadele bilinciyle aydınlatmaktadır”

Son olarak BMG adına Mürüvet Küçük söz aldı. Küçük, Ülkende genel olarak yoğun bir saldırı olduğunu vurgulayarak, hapishaneler sorunu herkesin vurgulayarak, “Yani Cezaevi sorunu artık sadece devrimcilerin, yurtseverlerin sorunu olmaktan çıkmış tüm toplumun sorunu haline dönüşmüş. Şuan tüm toplumun cezaevine doldurulması göze alabilen bir faşist tahakküm ve saldırganlıkla karşı karşıyayız. Tüm muhalifleri elinden gelse cezaevine doldurmayı teehhül eden bir sistem gerçekliği içerisinde cezaevleri anlam ve önem kazanıyor. Bunlara karşı mücadele de tüm toplumsal gibi sorunlarda olduğu gibi birleşik bir mücadele, birleşik bir direnişi odağa almayı zorunlu kılıyor” şeklindeki vurgulara yer verdi.

Küçük, “2000’lerdeki gibi, bu sistemli topyekun saldırılara karşı birleşik mücadele yolunu göstermektedir. Ancak birleşirsek özgürlüğümüzü, haklarımızı, insanca yaşamı kazanabileceğimizi göstermektedir. Yani 19-22 Aralık Hapishaneler Direnişi bugün yolumuzu birleşik mücadele bilinciyle aydınlatmaktadır” dedi.

Panel, Grup Devinim’in ezgileriyle sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu