GüncelManşet

80. yılında katledilenler anıldı: “Zulme diz çökmemeyi senden öğrendik”

H. Merkezi: Dersim katliamında yaşamını yitirenler,aradan geçen 80 yılın sonunda valiliğin kararına rağmen Seyit Rıza Meydanı’nda anıldı. Birçok kentte de düzenlenen anma etkinliklerinde, “Devlet Dersim Tertelesi ile yüzleşmeli” çağrısında bulundu. Anma etkinlileri bir çok kentte gerçekleşti.

 

MERSİN

Mersin Dersimllier Derneği ve Demokratik Alevi Derneği de, katliamda yaşamını yitirenleri Özgür Çocuk Parkı’nda düzenledikleri basın açıklamasıyla andı. Açıklamaya, KESK, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve çok sayıda kişi katıldı. “Dersim 38 katliamdır. Dersim katliamını unutmayacağız”, “Ayıptır zulümdür cinayettir” ve “Dersim 38 unutma Unutturma” pankartlarının taşındığı açıklamada, “Dersimi unutma unutturma” ile “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.

Açıklamayı yapan Mersin Dersimliler Derneği Başkanı Hasan Tanrıkut, Dersim’in acısı ile yüzleşmeden gerçek bir birlik ve beraberliğin olamayacağını ifade ederek, “Bu nedenle Dersim katliamı sadece Dersimlilerin değil Türkiye’de yaşayan herkesin meselesidir” diye belirtti. 

Açıklama, alkış ve sloganlarla sona erdi. 

 

ANKARA 

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ise, Ankara’da bulunan Genel Merkezi’nde anma etkinliği düzenledi. Etkinlik programına konuşmacı olarak Araştırmacı Yazar Mesut Özcan, DAD Eş Başkanı Murat Işık ve Hülya Fırat katıldı. Anmanın yapıldığı salona, Seyit Rıza ve Hz. Ali’nin fotoğrafları asılarak mumlar yakıldı.

 

‘Dersim bir soykırımdır’

Panelde konuşan DAD Eş Başkanı Murat Işık, “İnsanlığın atomlarına parçalandığı adeta korku filmlerinde görebileceğinizi bir vahşetin resmileştiği bir gündür. Bir bilge, Dersim katliamı hakkında: ‘Dersim katliamı bir Hiroşimadır, Dersim Terteledir, Dersim kurdun aşağıdaki kuzuyu suyumu bulandırıyorsun diyerek katletmesidir. Dersim bir soykırımdır’ der” diye konuştu. 

 

‘Bakanlar kararı ile yapılan bir katliamdır’

Bu katliamın Alevi ve Kürt kimliğine yönelik gerçekleştirildiğini dile getiren Işık, şunları aktardı: “Dersim, köy kanunu ile Alevi köylerine cami yapımının önünün açıldığı, Diyanet Bakanlığı’nın önünün açıldığı, Alevi inanç öğretisi yapılan kurumların talan edildiği, 1920’lerde Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan bir katliamdır. Dersimi böyle tarif ederiz.”

 

‘Bedeli en çok Dersim halkı ödedi’

Mesut Özcan da, Dersim’de iki politika üzerinde durulduğunu belirterek, “Birincisi eğitim yoluyla asimilasyon yoluyla bu işe çözüm getirelim diyor. Ancak bunları eğitirsek aynı sorunları yaşarız diyerek katliam gerçekleştirildi. Asimilasyon politikalarında Kürt ve Alevi kimliğinin yok edilmesi güdülüyor. Kız ve erkek çocuklarının nereye götürüldüğünü hala bilmiyoruz. 1937 soykırımı kültürel ve asimilasyonu hedefleyen bir soykırımdır. 37’de başlayan dönem ile bitmiyor. 1980 darbe döneminde dersime bir vali atanıyor. Tıpkı 37’de olduğu gibi Dersim’lilere İslamiyeti yaymak için bir vali atandı. Toplumun her kesimi bedel ödedi ancak bu bedeli en çok da Dersim halkı ödedi” dedi. 

 

‘5 bin çocuk ısrarla sorulmalı’

38 dönemi zihniyetinin devam ettiğini belirten Özcan, o dönem sürgün edilenlerin nerede olduklarının bilinmediğini ve aynı zihniyetin köyleri yakarak insanları şehirlere sürüp oralarda ölmelerine sebep oldukların aktardı. Özcan, son olarak 5 bin çocuğun nerde hangi cemaatte olduğu sorusunun ısrarla sorulması gerektiğini aktardı. 

 

İSTANBUL

Dersim Dernekleri Federasyonu’nun çağrısı ile Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen kitle, katliamda yaşamını yitirenleri andı. Katliam dönemini yansıtan fotoğrafların taşındığı anmada, “Soykırımın 80’inci yılı” yazılı pankart taşındı. Mumlarla “Dersim 1937-38” yazılan yere karanfiller bırakıldı. Ağıtlar ile başlayan anma, katliama tanıklık edenlerin mektuplarının okunması ile devam etti.

 

‘4 Mayıs’ları Dersim soykırım günü olarak anmaktayız’

Daha sonra kitle adına açıklamayı okuyan DEDEF Yönetim Kurulu Üyesi Ulaş Yeğin, Dersim Katliamı’nın sıradan bir katliam olmadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Gerçek bir birlik ve beraberlik Dersim 37-38 acısı ile yüzleşmeden bu yara ile mümkün değildir. Bu nedenle soykırım sadece Dersimlilerin değil Türkiye’de yaşayan herkesin meseledir. Biz Dersim halkı olarak 4 Mayıs’ları Dersim Soykırımı(Terterle Dersim) günü olarak anmaktayız.” 

 

‘Dönemin tüm yetkilileri sorumludur’

Katliamın devlet eliyle yapıldığını vurgulayan Yeğin, günümüzde bunun belgelerinin tek tek ortaya çıktığını söyledi. Dersim Belediyesi yöneticilerinin tutuklanarak belediyeye kayyum atandığını hatırlatan Yeğin, “Dersim’deki tüm demokrasi güçleri ve belediye ile ortak yapılan Munzur Kültür ve Doğa Festivali bu yıl Tunceli valiliği ve kayyumlu belediye tarafından gasp edilmek istenmektedir. Biz kayyumun değil halkın festivalini istiyor ve bu konuda kararlı olduğumuzu da buradan bir kez daha bildirmek istiyoruz” dedi.

Arşivlerin açılıp hesap verilmesini isteyen Yeğin, Dersim isminin iade edilmesini ve Dersim halkından özür dilenmesini istedi. Yeğin, talepleri şöyle sıraladı: “Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük istiyoruz. Munzur’daki baraj projeleri iptal edilsin.” 

Anma dağıtılan lokmalarla son buldu.

 

İZMİR 

İzmir Demokratik Alevi Derneği (DAD) ve İzmir Dersimliler Derneği de, katliamın yıldönümünü protesto etmek ve yaşamını yitirenleri anmak için Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması düzenledi. Çeşitli siyasi parti ve devrimci, ilerici kurumun katıldığı açıklamada, “Devlet Dersim tertelesi ile yüzleşmeli”, “Zulme diz çökmemeyi senden öğrendik” ve “Senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim bu bana dert oldu, senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun” pankartları taşındı. Katliamda yaşamını yitirenler adına saat 19.38’de yapılan saygı duruşunun ardından Kürtçenin Kırmançkî lehçesi ve Türkçe olarak açıklamalar yapıldı. Kurumlar adına açıklamayı Narlıdere DAD Yöneticisi Hüseyin Berkan Alpar yaptı. 

İttihatçı ve tek tipçi politikaların bu toprakları kana bulamaya devam ettiğini de belirten Alpar, “Bu politikalar günümüzde bütün ülkeyi adeta felaketin eşiğine sürüklemiştir. Kürt karşıtlığı üzerine oturtulan politikalar terk edilmeli diyalog ve barışın önü açılmalıdır. Toplumsal barış, toplumsal mutabakat ile mümkündür. Bütün talebimiz kendi toplumsal gerçekliğimizle insani değer ve kimliğimizle ortak vatanda özgürlükçü ve eşitlikçi bir yaşamdır. Roza şaye vesilesiyle bir kez daha tarih ile yüzleşme çağrısında bulunuyor, diyoruz ki; öncelikle Dersim adı iade edilmeli, Seyit Rıza ve arkadaşlarının cenazeleri halkımıza teslim edilmeli ve Dersim’e nakline engel olunmamalıdır. Bundan sonra ise dünyadaki diğer örneklerden hareketle bir yüzleşme gerçekleştirilmelidir. Acımız bakidir ve yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık, unutmayacağız. İttihatçı zalimler ve ardılları insanlığın vicdanında ebediyen mahkum kalacaklardır” şeklinde konuştu. 

Açıklamanın ardından katledilenlerin anısına mumlar yakılarak, lokma dağıtıldı. (Artı Gerçek)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu