Güncel

ALİ KENANOĞLU | “Aleviler HDP’ye sahip çıkmalı, çünkü HDP Alevilerin de gerçekliği ve geleceğidir”

7 Haziran seçimlerinde HDP vekili olmasına karşın 1 Kasım seçimlerine sürüklenen kanlı ortamda vekillik hakkı elinden alınanlardan biri de Ali Kenanoğlu’ydu. Alevi inancının mücadelesinin öznelerinden Kenanoğlu yeniden aday oldu. Kenanoğlu ile Alevilerin HDP ve seçimlere yaklaşımını konuştuk.

MİLLETVEKİLİ ADAYLARI ANLATIYOR -6

İstanbul: Tokat’ın Almus Hubyar köyü doğumlu olan Ali Kenanoğlu, Ocakzade bir aileden geliyor. Alevi inancında pirlik ve dede olarak adlandırılan bir aileye mensup olduğunu belirten Kenanoğlu, çocukluğundan beri Alevi inancı ve öğretisini benimsemiş ve buradan doğru yaşamını oluşturmuş biri. 25 yıldır kesintisiz olarak Alevi kurumlarında yöneticilik-kuruculuk yapan Kenanoğlu, Okmeydanı Cemevi’nin gençlik sorumlusu olarak başladı Alevi inancına dair mücadele yaşamına. Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu ve Hacı Bektaşi Anadolu Vakfı’nın kurucularından olup birçok Alevi kurumunda mücadele eden Kenanoğlu, ilk defa zorunlu din derslerine karşı dava açıp ve bu davayı kazanan kişi. 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP ile kimi Alevi kurumlarının ittifakı üzerine milletvekili adayı olan Kenanoğlu, 7 Haziran seçimlerinde de milletvekili olarak seçilmişti.

Halkın iradesinin gasp edilmesi, yok sayılması ve devamında yürütülen siyaset nedeniyle tekrar eden 1 Kasım seçimlerinde 519 oyla parlamento dışında kalan Kenanoğlu, bu süre içerisinde HDP çatısı altında çalışmalarına devam etti. Aleviler ve HDP arasında köprü olduğunu belirten Kenanoğlu, Alevilerin sorunlarının siyasi bir mücadele alanına dönüşmesi konusunda da çalışmalarını yürütüyor ve şuanda HDP MYK üyesi olan Kenanoğlu, İstanbul 3. bölge adaylarından…

“HDP bu toplumun en mazlum siyaseti”

Alevi tabanında HDP’yi 7 Haziran’ın üzerinde bir sahiplenme söz konusu olduğunu belirten Kenanoğlu, bunun birçok nedeni olduğunu söyledi ve şöyle sıraladı; “İlk olarak Tayyip Erdoğan’dan kurtulabilmek, AKP’nin 16 yıllık iktidarını sona erdirebilmek, özellikle de son üç yıldır toplumdaki baskı zülüm politikalarına son verebilmek için HDP’nin barajı geçmesi gerekiyor. Bunun farkındalar dolayısıyla bir kere buradan kaynaklı Alevi toplumunda yoğun yönelim var HDP’ye. İkinci olarak Alevi toplumunun temsiliyeti, solun-sosyalistlerin parlamentoya taşınması anlamında neredeyse sadece HDP bu konuda kapılarını açmış. Şu anda sekülerizmi, laikliği, çağdaş yaşamı demokratik bir hayatı, savunan ve bunun mücadelesini veren adaylar HDP çatısı altında toplanmış durumunda.”

HDP Eş Genel Başkanlarının rehin alınması, milletvekillerinin tutuklanması, HDP üyelerinin neredeyse hepsinin tutuklanması ve gözaltına alınıp sonra siyaset dışı bırakılması durumlarının toplumda sahiplenmeyi beraberinde getirdiğine dikkat çeken Kenanoğlu, “Çünkü toplumun bir vicdanı var. Yani mazlumu koruma refleksi var. Özellikle Alevi toplumunda bu refleks çok yüksek. 1 Kasım’dan bu yana HDP bu toplumun en mazlum siyaseti durumunda, bunun getirdiği toplumda, sosyal demokrat seçmende ve Alevi tabanda yoğun bir sahiplenme ile karşı karşıyayız” diye konuştu. Coşku olarak bu kadar kısa süreli bir seçim içerisinde halkın seçime hazır olduğunu gördüklerini kaydeden Kenanoğlu, ama aynı şekilde coşkunun OHAL ve benzeri etmenlerden kaynaklı olarak sokağa yansımadığını gördüklerini de söyledi. Bunun oy getirmeyeceği anlamına gelmediğine dikkat çeken Kenanoğlu, insanlar sakin bir şekilde bu seçimi bekleyip seçim günü gereğini yapacaklarını vurguladı.

“Erdoğan, nerede Kürt varsa onu kendine düşman bellemiş”

HDP’nin AKP, MHP, İYİ Parti ve CHP tabanı ile yoğun bir temas içerisinde olduğunu ve herkesin gönlünde HDP’nin barajı geçmesi olduğunu aktaran Kenanoğlu “Tayyip Erdoğan ya da AKP iktidarı ne derse desin toplum bu sorunun, özellikle Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini düşünüyor. Bunun ne derece elzem olduğunun farkındalar, Kürt sorununun çözülmesi noktasında parlamentoda olmasının öneminin de farkındalar” dedi.

AKP’nin son üç yıldır nerede Kürt varsa onun tepesine binme politikasını izlediğini dile getiren Kenanoğlu, “Barzani ile yaşadığı çelişkiler, Afrin operasyonu, sınır dışı operasyonları, Kürtlerde artık şu kanaati oluşturmuş, bu adam Kürt düşmanlığı yapıyor. Bunun derdi sadece Türkiye’deki Kürtler değil, nerede Kürt varsa onu kendine düşman bellemiş ve bu gidişata bir son vermek gerekir kanaatindeler onlarda” diye konuştu.

“HDP barajın altında kalırsa bütün muhalefet barajın altında kalacaktır”

Erdoğan’ın basına kapalı gerçekleştirdiği, sonradan basına sızan bir toplantıya atfen, “Erdoğan’ın valilerle, kaymakamlarla, muhtarlarla, emniyet müdürleriyle, jandarma komutanlarıyla, özel tim yetkilileri ile, MİT mensuplarıyla yaptığı toplantılar da var. Bunların hepsi HDP’yi baraj altında bırakma üzerine yapılmış toplantılar. Bunlardan şunu anlıyoruz, çalışma birkaç türlü. Birincisi seçmeni ikna etmeye yönelik, ikincisi ikna olmayan seçmenin sandığını taşımaya yönelik, üçüncüsü onların 16 Nisan referandumunda gördüğümüz gibi sandık başlarında tehditvari yaklaşımlarla yıldırmaya yönelik. Silahların gölgesinde yapılan seçimler de var, özellikle Kürt illerinde. HDP olarak ne yapıyoruz. Birincisi bunların bertaraf edilmesi konusunda biz de özel çalışmalar yapıyoruz. Yani bu tehditlerin bu baskıların ortadan kaldırılması noktasında ve seçmenlerimizin sandıklara götürülmesi ve sandıklardaki oylarına sahip çıkması noktasında biz de özel çalışmalar yapıyoruz” dedi.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DP ve HDP olarak, seçim güvenliğine yönelik bir çalışma başlattıklarını kaydeden Kenanoğlu, “Başka bir ortaklıktan bahsedemeyiz. Sadece herkesin iradesinin sandıktan çıkmasına yönelik bir komisyon, ortak bir çalışma bu” diye ifade etti.

HDP’nin bunlara ilaveten batı yakasına seslendiğine dikkat çeken Kenanoğlu, “Biz bütün bu tedbirleri alacağız. Bu çalışmaları yapacağız, fakat başaramayabiliriz. Çünkü Kürt illerinde bu iş farklı yürüyor. Batıdaki gibi değil, orada itiraz edeceğiniz bir merci yok ve dolayısıyla bizim oradan çalınabilecek %1-2 arası oyumuz olabilir. Bunun telafisi için Batı yakasına diyoruz ki buradan takviye yapmamız lazım. Sosyal demokrat tabana diyoruz ki, daha önce dört oyun ikisini veriyordunuz. Şimdi diyoruz ki dört oyun üçünü vereceksiniz. Çünkü hükümet parlamentoda kurulmayacak, başka partilerin 5 yada 10 milletvekili fazla çıkarması bir şey değil, ama HDP barajın altında kalırsa bütün muhalefet barajın altında kalacaktır. O yüzden batı yakasına sesleniyoruz HDP’ye sahip çıkın 7 Haziran’dan daha fazla sahip çıkın diyoruz” dedi.

“Cemevlerine ‘statü’ tanınması seçimlerde karşılaşılan en büyük komedi”

Alevi toplumunun bu seçimlerde karşılaştığı en büyük komedinin AKP’nin cemevlerine “statü” tanıması vaadi olduğunu kaydeden Kenanoğlu, “Cemevleri ile ilgili verilmiş bir sürü mahkeme kararı var. Hem iç hukukta, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Cemevleri’nin ibadethane olduğuna dair, AKP iktidarı bunu uygulamadı. Yani bu kararlar tanındığı zaman zaten Cemevleri ibadethane statüsünde olur, yasal olarak. AKP tanımadı mahkeme kararlarını şimdi bize vaat olarak sunuyor. Aslında neyi vaadettiği de çok net değil” diye konuştu.

“Tayyip Erdoğan ve diyanetin bakış açısı Cemevleri ibadethane olamaz şeklinde” diyen Kenanoğlu, “Alevilik Müslümanlıktır. Müslümanlığın ibadethanesi camidir. Cemevi olsa olsa tarikathane olabilir diyorlar. Yani bir Alevi camiye gidip namaz kılsın, namazını kıldıktan sonra Cemevine gidip zikrini yapabilir diyorlar. Şiilik, Nurculuk mertebesinde bir Alevilik bakışı acısı var ve bu sakat bakış açısı Alevi toplumunun gerçekliğine uymuyor. Alevi toplumu tarafından kabul görmez, görmeyecektir de. Cemevleri tarikathane değildir. İbadethanedir. Camii neyse Cemevi odur. Kilise neyse Sinagog neyse Cemevi odur. Bu anlamıyla eşit statüdedir, onların bir alt konumunda değil. Ama bu iktidar Cemevleri’ne caminin altında bir statü vermeye çalışıyor. Biz de bunu kabul etmiyoruz. Alevi toplumunun gerçeklerini de uygun bir şey değildir” diye anlattı.

“Bu mücadele sokakta sürecek”

Sandıktan devrim olacağına inanan bir parti ya da kimse olmadığını söyleyen Kenanoğlu, “Buradan bir devrim falan çıkmayacak, ancak kadınların, gençlerin, ezilenlerin, emekçilerin lehine oluşacak yani bizim mücadelemiz sürecek. Yani biz mevcut barajı geçersek işimiz biraz daha kolay olacak. Bundan sonra demokratik bir anayasanın oluşturulması için mücadele edeceğiz” dedi. Mücadelenin sokakta süreceğine dikkat çekti.

Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan’a yönelik “Seni başkan yaptırmayacağız” söylemleri sebebiyle tutsak edildiğine vurgu yapan Kenanoğlu, Demirtaş’ın dışarıda, halkın içerisinde olamamasının nedenini de Erdoğan’ın Demirtaş’ı en büyük rakibi olarak görmesi olduğunu belirtti. HDP’nin zorluklara alışmış bir parti olduğunu ifade eden Kenanoğlu, HDP üye ve milletvekili adaylarının da zorlu ve mücadele vermiş insanlar olduğunu dile getirdi.

“Aleviler, Alevilikten uzaklaştıkça şovenistleşiyor”

Kenanoğlu son olarak Alevilere şu şekilde seslendi; “Aleviler mazlumdan yana saf tutan bir topluluktur. Ben vicdanlı Alevilere soldan yana, sosyalistlerden yana duran Alevilere seslenmek istiyorum. Alevilerin, Alevilikten uzaklaştıkları sürece şovenistleştiğini, ırkçılaştığını, milliyetçileştiğini, evrensel değerlerden uzaklaştığını düşünüyorum. O nedenle bu değerlerden uzaklaşanlarla daha uzun süreli sohbetlere muhabbetlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ancak şu anda kısa süre içerisinde seçimlere giderken soldan yana bakan, sosyal demokrasiden yana olan Alevilere dünkünden daha fazla HDP’ye sahip çıkmalarını ve HDP’nin bu ülkenin ve Alevilerin gerçekliği ve geleceği olduğunu ifade etmek isterim. Onlara şu sözü de veriyorum. 24 Haziran’da HDP güçlü bir şekilde barajı geçtiği takdirde 8 Temmuz’da biz mutlaka ve mutlaka Muaviye siyaseti üreten Tayyip Erdoğan karşısında yer alan muhalefetin adayıyla bu saltanat iktidarına son vereceğiz. Sarayın anahtarını 8 Temmuz’da bunlardan alıp halka teslim edeceğiz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu