Güncel

Yakılarak katledilen maden işçisi Nourtani için eylem

Zonguldak’ta yakılarak katledilmiş halde bulunan Afganistanlı mülteci maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani cinayetini İstanbul Süreyya Operası önünde protesto eden Göçmen Sendikası Girişimi, “İş cinayetlerinde kaybettiğimiz her bir işçi kardeşimizin acısı ve öfkesiyle bu sömürü düzeninden hesap soracağız” dedi.” dediler.

Afganistanlı Vezir Muhammed Nourtani, 10 Kasım tarihinde Zonguldak’ın Baştarla Mahallesi Kırat bölgesinde kaçak maden ocağında katledildi. Ruhsatsız işletilen madende hayatını kaybeden Nourtani’nin, katledildiği ortaya çıkmaması için maden sahibi tarafından ormanlık alana götürüldüğü ve üzerine benzin dökülerek yakıldığı iddiası kamuoyuna yansımıştı. Nourtani’nin sağ iken mi yoksa hayatını kaybettikten sonra mı yakıldığı Adli Tıp’tan gelecek raporla belli olacak.

Göçmen Sendikası Girişimi, Vezir Muhammed Nourtani’nin katledilmesini ve yakılarak öldürülmesini İstanbul Süreyya Operası önünde protesto etti. “Göçmenlerin canı patronların madenlerinden değerlidir” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Göçmen cinayetleri politiktir”, “Nourtani’yi unutma unutturma”, “İşçilerin birliği sermayeyi yakacak” ve “Nourtani’n hesabı sorulacak” sloganları atıldı. Eyleme Göçmen Sendikası Girişimi, Yeni Demokrat Gençlik, Limter-İş Sendikası, İnşaat-İş Sendikası, DGD-SEN, Trendyol işçileri, 4 Vardiya, Dev Yapı İş Sendikası, Gençlik Komiteleri, Çağdaş Hukukçular Derneği, Türkiye İşçi Partsi(TİP) üyeleri, Devrimci Parti üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı.

Basın açıklamasını Göçmen Sendikası Girişimi üyesi Burcu Çıra okudu.

‘Patronlar cezasızlıkla korunuyor

Nourtani’nin çalıştırıldığı kaçak madende önce fenalaşmış sonra da madenin faaliyette olduğu açığa çıkmasın diye hastaneye götürülmek yerine patronu tarafından darp edilip yakılarak katledildiğini hatırlatan Çıra, “Vezir Mohammad Nourtani, Zonguldak’ta ve diğer şehirlerde işletilen kaçak maden işyerlerinde çalıştırılan binlerce göçmen işçiden yalnızca biriydi. Bu madenlerde işlenen suçların, iş cinayetlerinin üzeri vicdanlara sığmaz zalimliklerle örtülmeye çalışılıyor, patronlar ise cezasızlıkla korunuyor. O yüzden sormak gerekir, aynı zamanda MHP Gelik Belde Başkanı olan Hakan Körnöş’un sahibi olduğu bu kaçak maden denetimlerden nasıl bu kadar kolay sıyrıldı? Enver Gideroğlu ve Hakan Körnöş böylesi korkunç suçu işleyecek cürreti nereden buldu?” dedi.

2023 yılında en az 100 göçmen işçi katledildi

2023’ün 10 ayında en az 1634 işçi iş cinayetinde hayatını kaybettiğinin belirten Çıra, 2023 yılında en az 100’ü göçmen işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti. Çıra, “Biz biliyoruz ki bu ülkede işçi canı kıymetsiz, göçmen işçi canı ise daha da kıymetsiz görülüyor. Patronlar için birer gider kaleminden ibaret olan işçi yaşamı, ödenmesi gereken para cezalarından da ucuz. Bu yüzden sadece 2023’ün 10 ayında en az 1634 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti, bunların en az 100’ü göçmen işçilerden oluşuyor. Sayı ile ifade etsek de her birinin ayrı ayrı yaşamı, ailesi, geleceğe dair hayalleri vardı. İş cinayetlerinin normalleştirilmesini kabul etmiyoruz, buna alışmayacağız. Bu açıdan Vezir Mohammad Nourtani cinayeti münferit bir olay olarak görülemez, ülkede sistematikleşmiş işçi kıyımının ne yazık ki acı bir örneğidir” diye konuştu.

Göçmenlere yönelik işlenen suçlar gizleniyor

Göçmen işçilerin ve göçmen kadınların katledildiğine dikkati çeken Çıra, yargının failleri koruduğunu ve cezasızlık politikasının hakim olduğunu vurguladı. Çıra, “Göçmenlerin öldürülüp cesedinin ortadan kaldırılması için yakılması ilk olarak Nourtani cinayetinde değil, daha önce de hatırlanacak olursa 2 yıl önce İzmir Güzelbahçe’de Suriyeli inşaat işçileri 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish’in cinayetlerinde tanık olmuştuk. Aradan geçen yıllara rağmen Güzelbahçe davası sonuçlanmayarak geçen hafta yapılan dördüncü duruşmasında mahkeme 2024’e ertelendi. Gene bu yıl 26 Mart’ta Karabük Filyos Çayı’nda ölü bedeni bulunan 18 yaşındaki Gabonlu Dina’nın cinayetinde ortada çok açık suç delilleri olmasına rağmen boğuldu süsü verilerek, yerel çete ve çeşitli kamu görevlilerin işledikleri suç gizlenmek istendi. Feministler ve Dina’nın arkadaşlarının çabası sonucunda açılan davanın geçen hafta görülen duruşmasında faillere hak ettiği ceza verilmeyip mahkeme 2024’e ertelendi” ifadelerini kaydetti.

Örgütlenme ve mücadeleye ihtiyacımız var’

İş cinayetlerine karşı örgütlü bir mücadele yürütmek gerektiğinin altını çizen Çıra, “Bu cezasızlık ve hukuksuzluk daha fazla göçmenin, daha fazla kadının daha fazla işçinin ölümüne sebep oluyor. Devlet yargısıyla, kolluğuyla bu hukuksuzluk, adaletsizlik düzenine son vermeyerek işlenen suçlara seyirci kalıyor. Sermaye sahipleri, işçi yaşamına da bedenine de hükmedebileceği birer eşya gözüyle bakıp, onun üzerinde her türlü tasarrufu kendinde hak görüyor, devlet gerekli denetlemeleri yapmadığı gibi yasalarla işçileri güvenceye almıyor. Tam bu noktada göçmenleri de içeren işçi sınıfına ve haklarına yönelik saldırıları geri püskürtecek örgütlenme ve mücadeleye ihtiyacımız var. Göçmenlerin kayıtsız, sağlıksız, ucuza çalıştırılması, Nourtani cinayetinde olduğu gibi iş cinayetlerine, nefret suçlarına ‘kurban’ edilmesi sadece göçmenlerin sorunu değil, bir bütün olarak bu ülkede yaşayan, çalışan, üreten tüm emekçi kesimlerin, ezilenlerin sorunudur” diye konuştu.

‘Çalışma haklarımızı da yaşam haklarımızı da birlikte savunacağız’

Katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte ortak hareket etmek gerektiğini söyleyen Çıra,“Sermaye, devlet ve düzen güçleri yerli-yabancı ikilemi yaratarak buradan kendilerine çıkar sağlıyor, emekçi halkları birbirine düşman etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Çalışma haklarımızı da yaşam haklarımızı da birlikte savunacağız. Bizi hayatta ırkla, dilde, dinde ayırıp, ölümde birleştiren bu katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte kardeşçe yaşamayı başaracağız. Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da katledilen maden işçilerini unutmadığımız gibi Vezir Mohammad Nourtani’yi de unutmayacağız. Ailesinin acısını paylaşıyor ve tuttukları yasa ortak oluyoruz. İş cinayetlerinde kaybettiğimiz her bir işçi kardeşimizin acısı ve öfkesiyle bu sömürü düzeninden hesap soracağız” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu