GüncelMakaleler

Anı- Anlatı | Mahir Atakan’a…

Bazı insanlar vardır tıpkı Mercanlar gibi kusursuza yakındır. Öyle ki düşünürsün; “Bu insan gerçek insan olarak yaratılmış” diye. İnsanın insanlaşması evresini tamamlayıp öyle yaratılmıştır sanki. Tıpkı Heval Atakan Mahir gibi.

Mercan Dağları’nı ilk gördüğümde büyülenmiştim. Bu kadar doğal ve güzel bir şey olamaz diye düşünmüştüm. Sanki bir ressam özellikle Mercanları çizmişti. O kadar kusursuz ve eşsiz görünüyorlardı ki, gerillanın neden dağlara aşık olduğunu anlamıştım. Yoldaşlığını sunuyordu bizlere, hissedebiliyordum. Kendisini saklamak gibi bir derdi yoktu Mercanların.  Sanki hepimizi alıp koynunda korumak istiyordu.

Bazı insanlar vardır tıpkı Mercanlar gibi kusursuza yakındır. Öyle ki düşünürsün; “Bu insan gerçek insan olarak yaratılmış” diye. İnsanın insanlaşması evresini tamamlayıp öyle yaratılmıştır sanki. Tıpkı Heval Atakan Mahir gibi.

Atakan yoldaşla çok vakit geçirebilme fırsatım olmamasına rağmen bende bıraktığı etki, Mercanları ilk gördüğümdeki etkiyle aynı. Yoldaşlığını hissetmem çok kolay oldu. İnsana insan olduğu için değer veren ve bu değeri de hissettiren bir arkadaştı. Bilgisini, yeteneğini, pratiğini saklamaz tam tersi yoldaşlarına, dostlarına ve halkına sunardı. Beşler’den bahsetmişti bana. Beşler nasıl bizim canımızı yaktıysa onun da canını yakmıştı, anlamıştım.  Ben görememiştim Beşler’i ama o görmüştü.  Belki aynı mevzide kalmışlardı, belki sadece sohbet etmişlerdi ama hissediyordum Heval Atakan bizim bir parçamız, bizim dostumuz hatta daha da ötesiydi.

Birleştirici, bütünleştirici bir komutandı Heval Atakan. Her daim devrimci savaşa odaklı, savaşın bilincinde ve bu bilinci hem halka hem yoldaşlarına hem de yoldaşlarına vermeye çalışan bir komutandı. Savaşarak ve halkla bütünleşerek hakikati bulmaya çalışırdı. Hakikati arardı her pratiğinde ve her sözünde.  Hakikat arayışçısıydı.

25 yıllık mücadelesinde hiç yılgınlık olmamış Heval Atakan’da. Hep devrimci savaş içerisinde olmuş ve savaşı hep yaymaya çalışmış. Sadece savaşmamış devrimci savaş için üretmişti aynı zamanda. Devrimci olmanın gerekliliklerini yerine getirmek için çabalamış hep. Atakan ismini de çok sevdiği bir çocuktan almış. Kim bilir? Belki de devrimi o çocukla anlamlandırıyordu.

Anlamlandırmak… Sanki bütün mesele burada yatıyor gibi. Bilimi, teoriği ve pratiği, savaşı, insanı, devrimi… Anlamlandırmak. Bunu anlamlandırdığın oranda daha güçlü sarılırsın mücadeleye. Daha güçlü savaşırsın. Çünkü anlamlandırdığında somutlaşır ne için savaştığın ve Partizanlaşırsın Atakan gibi.

Mercan Dağları gibi donanımlı ve görkemliydi ama bir o kadar da mütevazi. Mütevaziliği devrimciliğinden gelirdi. Yani insanın özünden. Örgütümüzdeki ayrılık meselesine dair konuştuğumuzda nasıl da kızmıştı darbe yapanlara. Hakkaniyetliydi esasında. Emek vereni, samimi ve devrimci olanı görürdü. Sahteliğe “gerçekti” Heval Atakan…

Mütevaziliğiyle, halka ve yoldaşlara yaklaşımıyla, savaşçılığı ve komutanlığıyla yani devrimciliğiyle PKK’de bir çizgi olmuştu Atakan Mahir benim için. Şöyle demişti bana; “Başın ne zaman sıkışırsa gel yanıma.” Şimdi her zora düştüğümde tıpkı Heval Atakan gibi nice ölümsüzleşen yoldaşı aklıma getirip öyle arşınlayacağım dağları. (Barbara Anna)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu