Güncel

“Kürt sorunu, demokratikleşmenin önündeki en temel engel”

İnsan Hakları Haftası’nın son gününde yapılan açıklamada konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, Kürt sorununun, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en temel engellerden biri olduğuna dikkat çekti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, İnsan Hakları Haftası’nın son gününde eski Sümerbank binası önünden, Konak Pier önüne kadar yürüyüş gerçekleştirerek basın açıklaması yaptı.

Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü yönetici ve üyeleri, İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi ve hak savunucuları katılım sağladı. Açıklamada, “İnsan haklarıyla İnsandır” ve “Eşitlik, özgürlük, anadilde eğitim hakkı istiyoruz” pankart ve dövizleri taşındı. Kitle yürürken sık sık, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek, anadil haktır engellenemez, Çıplak arama işkencedir”  sloganı attı.

Açıklamada konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 73’üncü yılı olduğunu fakat dünyada hala insan haklarına dayalı bir düzenin kurulmadığına değindi. İncin devamla, “Özellikle devletlerin demokrasi ve hukuk taahhüdünden giderek uzaklaşmaları insanlığın en önemli kazanımlarından birisi olan insan haklarının, hem bir referans sistemi hem de bir denetim mekanizması olarak zayıflamasına yol açmıştır” dedi.

İncin, gün gittiçe dünyanın her yerinde adalet, özgürlük, eşitlik ve insan hakları talebinin yükseldiğini ve Türkiye’nin de bu durumdan farksız olmadığını aktararak, “Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır.

Bugün tüm dünyanın içinde olduğu ağır kriz karşısında insan haklarını savunmak ve kurucu rolünü yeniden etkin kılmak en asli görevimizdir. Bu krizin ülkemizdeki yansıması ise her ne kadar kaldırıldığı söylense de uygulamalarla kalıcılaşan OHAL şeklinde kendini göstermiştir. Hukuk,  baskıcı rejimin aracı haline getirilmiştir” ifadelerini kullandı.

İktidarın ülkede yaşanan bütün sorunları güvenlik meselesi haline getirdiğini belirten İncin, iktidar Kürt sorununu savaşla çözmeye çalıştığını söyledi. İncin, “Toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda bu yılda da ülkede yüksek sayılarda yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, ‘önleme ve koruma’ yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu yapısal şiddetin veya üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir” dedi.

İktidar kendisi gibi düşünmeyen basın kurumlarını  karşı siyasallaşmış yargıyla soruşturmalar açtığını aktaran İncin,

“İfade özgürlüğünün korunması ve etkin kullanımı, demokratik bir toplumun can damarlarından birini oluştururken, ideolojik bir yönetim  sergileyen iktidarın OHAL’i  fiili uygulaması sonucu kendisi gibi düşünmeyenlere yönelik kısıtlamaları, basın üzerindeki baskıları, birçok yazar, gazeteci ve vatandaşın   gözaltına alınmalarına ve tutuklamalarına neden olmuştur. Sadece bölgemizde bir yılda,  en az 135 sosyal medya gözaltısı yaşanırken en az 4 kişi tutuklanmış, 17 haber sitesine engelleme getirilmiş, birçok kişiye soruşturma açılmış, idari cezalar verilmiştir” diye belirtti.

İncin, son söz olarak “Adalet, barış ve demokrasinin tesis edildiği bir ülke ve dünyaya ulaşmak olan bizler, dün olduğu gibi bundan sonra da tüm zorluklara karşın ihlalleri belgeleyip, raporlayarak görünür kılmaya, böylelikle önlemeye, cezasızlıkla mücadele etmeye ve insan haklarına saygıyı yükseltmeye devam edeceğiz” mesajı verdi.

Açıklama denize karanfil bırakılarak son buldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu