H. Merkezi: Açıklanmasından sonra uzmanların birçok kez yaşam alanlarını tehdit edeceğini belirttiği “Çılgın proje” için hazırlıklar hızlandırıldı. “Çılgın proje” kapsamında ve 3’üncü havalimanı aksında yer alan 5 köy’e “kamulaştırma” tebligatları gönderildi. Ayrıca yine proje alanında bulunan 7 maden şirketine de “ruhsatların iptal” kararı verilerek arazileri boşaltmaları bildirildi.
44 kilometre uzunluğunda ki kanal ve yine buraya kurulacak olan 325 bin dönümlük alandaki iki şehir projesinin gerçekleşmesi halinde; tarım, orman alanları ve içme suyu havzaları betonlaştırılacak, İstanbul’un zaten kısıtlı olan yaşam alanları yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalacak. Birçok sorunu çözeceği iddia edilen ancak somut hiçbir ihtiyaca cevap olmayan projeyle bölgeye yeni göçler özendirilerek mevcut ulaşım ve altyapı sorunları daha da katlanacak. Projenin öte yandan tek mantıklı açıklaması, rant olunca da gaye gün yüzüne çıkıyor.
“Çevresel Etki Değerlendirme”(ÇED) raporunun çıkmasının ardından proje için ilgili bakanlıklar tarafından hızlı kamulaştırma kararları çıkarılmaya başlandı. TOKİ İstanbul Emlak Daire Başkanı Ali Seydi Karaoğlu imzasıyla “Kamulaştırma” kararı verilen Yeniköy, Akpınar, Ağaçlı, Tayakadın ve İhsaniye Köyleri’ne gönderilen tebligatta, “Arnavutköy ilçesi Yeniköy köyü sınırlarında kalan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların, Başbakanlık Makamı’nın 6 Mayıs 2013 tarihli oluru ile idaremiz adına kamulaştırılmasına karar verilmiştir…” ifadeleri yer aldı. Öte yandan yine proje alanında bulunan 7 maden şirketine ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından tebligat yapılarak, ruhsatlarının iptal edildiği ve 3 ay içerisinde, arazileri boşatmaları bildirildi.
Başbakan Erdoğan tarafından “hayalim” denilerek 2009 seçimleri öncesi açıklanan proje İstanbul’u yaşanmaz kılmaktan öte bir gelecek vaat etmiyor. Deprem riskine karşı da savunulan projenin geçtiği bölgede Marmara’dan Karadeniz’e doğru bir fay hattının bulunması dahi bu iddianın gerçekçiliğini gösteriyor.
Maliyetinin en az 15 milyar olacağı tahmin edilen projenin maliyeti ise Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından, “Kaynak Türkiye, kaynak bizim insanımız” şeklinde bir “sürpriz”le açıklanmıştı.
“Hayaller ve sürprizler” eşliğinde devam eden projeye karşı birçok tepki gelişmesine karşın ranttan gözü dönmüş hükümet, durdurmak bir yana projeye hız vererek, “Muhteşem bir mimarisi olan Topçu Kışlası’nı yeniden yapıyoruz, AVM ve Rezidans olacak” diyerek Gezi’de sürdürdüğü ısrarını, “Çılgın Projesi”nde sürdürüyor. “İstediğimiz yere, istediğimizi yaparız” der gibi yapılan ardı gelmez “hayal süsleyen” projelerle AKP hükümeti Gezi direnişinde milyonlardan yediği “tokat”ı özlemiş görünüyor. “Hayallerini” gerçekleştirmek isteyen Başbakan’ın çılgın projesi hızlandırılarak, milyonların hayalini süsleyen tepe taklak oluşunu hızlandırmaktan başka bir şey ifade etmiyor.
