GüncelKadın

Aslı Ceren: “Yazdığımız her gerçekte yaşayacaksın Nujıyan!”

H. Merkezi: Özgür Gelecek çalışanı ve eski yazişleri müdürümüz Aslı Ceren Aslan, Şengal’de yaşamını yitiren Nujiyan anısına yazdı:

Bu mektubu 3 Mart günü Şengal’de bulunan Xanesor kasabasına KDP’nin saldırısı sırasında yaralanan ve 19 gün sonra; 22 Mart günü yaşamını yitiren basın emekçisi Nujiyan Ezidixan (Tuğba Akyılmaz) anısına yazıyorum. Erkek egemen sistemin DAİŞ eliyle en vahşi yöntemlerle Ezidi kadınlarına saldırdığı Şengal’de gerçekleri yansıtma görevini kadın dilini kuşanarak yerine getirirken ölümsüzleşen Nujiyan, özgür basın geleneğini sürdüren tüm gazetecilerin mücadelesinde ve kadın mücadelesinde yaşayacaktır.

Nujiyan, sana bir mektup yazma fikrini gazetede ölümsüzleştiğine dair haberi gördüğümde doğdu. Hemen kaleme sarıldım, o mektupta sana-bana habercilik anlayışımıza dair birçok şey anlattım. Ancak hapishane koşulları, mektubun gönderdiğim adrese ulaşmayışı mektubumu bugünlere erteledi. Geç mi kaldım bilmiyorum ama sana yazdıklarımın herkese ulaşması için elimden geleni yapıyorum. Belki bu mektup da ulaşmaz olması gereken yere, o zaman tekrar yazarım? Koşullar, sabırlı ve ısrarlı olmayı öğretiyor. Amaca ulaşmak için elinden geleni yapmayı da… Gerçi bunları en iyi sen bilirsin değil mi? Şengal’de savaşın orta yerinde; mücadelenin en sıcak yerinde gazetecilik yapıyordun sen. Ezidi halkına yönelik DAİŞ’in saldırılarına tanık oldun; KDP’nin bölgeyi nasıl terk ettiğine, Ezidi halkını katliama ve zulme mahkûm ettiğine… Sonrasında YPG/YPJ güçlerinin bu mahkûmiyeti direnişe çevirmesine, bölgenin DAİŞ’ten temizlenmesine… Şimdi TC devleti destekli KDP, Şengal’e saldırıyor. Bölgedeki Kürt Ulusal Hareketi’nin DAİŞ çetelerine karşı başarısına karşılık bu başarıyı, TC’nin Suriye politikası ve “Kürt alerjisi” ekseninde baltalamaya çalışan KDP güçleri katletti seni.  Senin bölgedeki gelişmeleri ezilenlerden taraf olarak aktarmandı katledilmenin sebebi. Bende aynı politikalar ekseninde tutsak kılındım. Seni anlıyorum ve anlamaktan öte tanıyorum bu nedenle.

“Tarihi erkeklerin elinden alarak kadınlaştırma cüretini kuşananlardandın”

Kadın bir gazeteci olarak Şengal’de köle pazarlarında satılan, tacize ve tecavüze maruz bırakılan ve katledilen kadınların sesiydin sen.  Onların sesini, bu sesin anlamını herkese ulaştırandın. Tarihi erkeklerin elinden alarak kadınlaştırma cüretini kuşananlardandın. Mağduriyete hapsedilmeye çalışılan kadınların nasıl direnişe doğru yol aldığını aktaran ve bunu tarihe yazılı olarak geçirenlerdendin. İkimizde biliyoruz; erkek egemen sistemin en etkili araçlarından birisi erkek dilini kuşanan medya. Kitlelere “algı operasyonu”yla burjuvazinin, hâkim sınıfların politikalarını benimseten; yalanlarıyla ezilenleri esir alan medya; erkek diliyle de erkek egemen sistemin politikalarını uyguladığı alanları açıyor. Kadına yönelik eşitsizlik, ikincil olma durumu gemleniyor. İkimizde buna karşı kadın dilini oluşturmanın; kadına yönelik şiddet, emek sömürüsü ve kadın katliamının altında yatan sebeplerle ve erkek egemen sistemin politikalarını teşhir edecek haberciliğin önemini biliyoruz. Sadece kadın mücadelesi ekseninde değil; yaşamın her alanına, hâkim sınıfların tüm saldırı politikalarına dair kadınların yazmasının ve politika üretmesinin en önemli ihtiyaç olduğunu ikimiz de kavrıyoruz.

“Bazen Rojhat Aktaş, bazen Suzan Zengin, Deniz Fırat, , Gurbetelli Ersöz, Musa Anter, Metin Göktepe…”

GAZETECİ ASLI CEREN ASLAN Nujiyan; ideallerini gazetecilik ile yaşama geçirmek istiyordun sen. Gazeteciliği bir meslek olarak değil, mücadele biçimi olarak ele alıyordun. Dediğim gibi seni anlıyorum. Mücadeleni, seni mücadeleye iten sebepleri… Şengal’de onca vahşetin içerisinde, katliam ve zulüm politikalarına karşı özgürlük ve eşitliğin hakim kılınacağı bir dünya için yazıyordun gerçekleri… Özgür, sömürüsüz ve eşit kılacağımız bir dünya için!

İşte tam da bu yüzden; Rojhat Aktaş gibi Cizre’de bodrum katlarında katlediliyoruz. Suzan Zengin gibi hapishanede tedavimize izin verilmediği için ölümsüzleşiyoruz. Yeri geliyor, Deniz Fırat, Gurbetelli Ersöz, Musa Anter, Metin Göktepe… oluyoruz. Ve sen oluyoruz! Her şeye rağmen yazmaktan, fotoğraflamaktan vazgeçmiyoruz.

 Sana doğup büyüdüğün, özgürlük ve eşitlik mücadelene giden yolu oluşturduğun kentten yazıyorum şimdi. Çocuk gülüşlerinin yankılandığı sokaklar duvarların ardında…  Hilvan, senin özgürlüğe yol aldığın, benimse tutsak kılındığım bir ilçe. TC’nin “Türk duvarı” adını verdiği beton parçalarının ardına, Rojava’ya giderek bölgedeki gelişmeleri aktarmak üzere çıktığım yolsa tutsak alındım. En çok da kadın direnişini yerinde gözlemleyerek yazmak ve tüm dünyaya aktarmak istiyorum. Seninle ortaklaştığımız yanımıza, gazetecilik faaliyetimize yönelik saldırılar senin ölümsüzleşmen; benim ise tutsak alınmam ile bir kez daha somutlandı.

Şimdi karşımda bir fotoğrafın duruyor. Bir şey söylemek istermişsin de yarım kalmış gibi bakıyorsun objektife. Hayır Nujiyan; söyleyeceğim yarım kalmayacak. Yazacakların ve fotoğrafların da… Tutsak kılınsak da, infaz edilmekle tehdit de edilsek söyleyeceklerini, yazacaklarını ve fotoğraflayacaklarını tamamlamaya devam edeceğiz. Sen yazdığımız ve fotoğrafladığımız her gerçekte yaşayacaksın!

 

Özgür Gelecek çalışanı Aslı Ceren Aslan”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu