GüncelManşet

Başkanlığa, tek adam diktatörlüğüne HAYIR! Gençlik Var!

Başkanlık ya da yeni kullanılan adıyla Partili Cumhurbaşkanlığı, ortaya atılıp tartışılmaya başlandığı günden bu yana “fiili durumu yasallaştırma” söylemiyle karşımıza çıkartıldı. Fiili durumun yasallaştırılmasının, gerek egemenler gerekse de egemen olanı yıkma ve yeni bir düzen yaratmak isteyenler açısından somut bir karşılığı bulunmaktadır. Bulunduğu mevzinin güçlendirilmesi, hareket alanının genişletilmesi açısından iki karşıt güç için fiili durum yaratmak oldukça önemlidir. İktidar organlarını elinde tutan azınlık bir grubun tahakkümü altında bulunanlar için çizilen mevcut yasaları aşan fiili durumda ısrar edilmesi sonucu fiili durum yasal bir statü kazanır, bu da demokrasi alanının genişlemesine çizilen yasallığın çeperinin büyümesine vesile olur. Kürt Ulusal Hareketi ve devrimci güçlerin, ülkemiz siyasal tarihinde kazanmış olduğu haklar yalnızca ve yalnızca bu yolla, kan ve can pahasına büyük bedeller ödenerek gerçekleşmiştir.

Küçük bir azınlık gruba denk düşen iktidar organlarını elinde bulunduran egemenler için ise kendinin onaylamış olduğu sözleşmenin dışında; yasal olmayan fiili bir durumu uygulaması, uygulananın ne olduğuna bakılmaksızın onun bir suç olduğunu gösterir. Çünkü yasa yapma ve bunu denetleme gücü zaten aynı iktidar grubunun elindedir. Gerçeklik böyle olduğu halde, yasallık kendi faaliyetleri ile deliniyorsa, kendisinin kabul etmiş ve imzalamış olduğu toplumsal sözleşmeyi ihlal ettiği gerçekliğini ortaya çıkar.

Bu iki karşıt gücün; bizim ve hakim sınıfların fiili durum yaratmasındaki amaç aynı olsa da bunların sonuçları birbirine taban tabana zıttır. Siyasal, ulusal, cinsel tahakküm ve baskı altında bulunanların yaratmış olduğu fiili durum demokrasi ve hak kazanımlarını artırırken egemenler cephesinde yaratılan fiili durum, demokrasi ve hak kazanımlarını tırpanlar. İşte bugün Partili Cumhurbaşkanlığı ile amaçlanan tam da bu hak kazanımlarının tırpanlanması, lağvedilmesidir. Nitekim faşizmin kol gezdiği ülkemizde, kelimenin gerçek anlamıyla kırıntıdan öteye geçmeyen haklarımızın bütünen yok edilmesi hedeflenmektedir.

 

Toplum “Hayır” ve “Evet” kampına bölündü

R.T.Erdoğan, AKP’nin barış ve müzakere süreçleri de dahil olmakla birlikte, toplumun sürekli olarak hassas noktalarına, sinir uçlarına dokundu. Bu yolla toplum esas olarak iki kampa bölündü. Böylelikle muhafazakar taban büyük ölçüde AKP etrafında birleşti. AKP şu an çoğunluk kitle gücünü arkasında bulundurduğu için diğer tüm gruplara fütursuzca saldırma cesaretini kendisinde bulabilmektedir. AKP bu kamplaştırma ve kutuplaştırma siyaseti sonucu; kendi kitlesini savaştırabilecek bir derecede fanatikleştirdi. Kitle tabanı olarak doku uyuşmasının olduğu MHP ile de bu süreçte ittifak yaparak toplumsal tabanını genişletti.

Toplumun bir yanında ve şu an başkanlığa evet diyenlerde durum böyleyken başkanlığa hayır da somutlanan toplumsal kesimin de gözünün karartıldığı bilinmelidir. Mevcut sisteme öfkeli ve dinamik olan yapı, kendisini hayır bloğunda ifade etmektedir. Kamplaşma ve kutuplaşmanın bu derece yoğun olduğu böylesi dönemlerde üçüncü bir seçeneğin toplum nezdinde bir karşılığı, etki gücü yok denecek kadar azalır.

 

Demokratik alana kerhen nefes

Devlet ezilenlere yönelik hayata geçirdiği saldırı politikaları ile örgütlü güçleri yok etmeye kilitlenmiş vaziyette. Bir yandan silahlı devrimci, yurtsever güçleri yok etmek için savaş konseptini devreye sokarken diğer bir yandan bu konsept içerisinde demokratik alan siyasetini baltalamak istemektedir. Yapılan siyasi operasyonlarla sayıları binlerle ifade edilen devrimci hapishanelere atıldı. Çıkarılan KHK’larla yüzlerce dernek hukuksuz bir biçimde kapatıldı, on binlerce kamu emekçisi işinden ihraç edildi, bu ihraç silsilesinin dışında kalanlar ise büyük bir şantaj ve tehditle devrimcilerden uzaklaştırılmaya çalışıldı.

Süreç bu özüyle devam ederken, yapılacak olan bir referandumun çalışmalarında da süreç halka yönelik saldırı da esas olarak bir şey kaybetmeyecektir.

 

Faşizme karşı birleşen gençlik var!

Başkanlık döneminde üzerinde duracağımız bir diğer mesele de Gençlik Var çalışmaları olacaktır. Hareketli ve dinamik bir Gençlik Var çalışması, gençliğin ortak örgütlenme platformu ve karşı koyuş gücü olacaktır. Kısa süre içerisinde birçok alanda kuruluşunu ve çalışmalara başladığını deklare eden Gençlik Var birlikteliği demokratik alanın bu kadar baskılandığı bir dönem de dahi ciddi bir hareketlenme yaratmayı başardı.

Bu başarı birlikteliği oluşturan dost güçlerimizin ve bizim yoğun emek ve çabamız ile gerçekleşti. Bundan sonraki çalışmalarımızda da hareketli ve görünür bir Gençlik Var çalışması birlikteliği oluşturan tüm güçlerin bu hareketlilikten kazanım elde etmesine hizmet edecektir.

 

Bir YDG’li

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu