Emek

Bir yanda katliam, bir yanda direniş ve grev!

Ocak ayında en az 161 emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. OHAL’le birlikte emek düşmanlığı katlanarak artarken bunun en bariz örneği son 5 yıl içerisinde Ocak aylarındaki iş cinayetlerinde en yüksek sayının 2017 Ocak ayı olmasıdır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), Ocak ayı iş cinayetleri raporunu yayımladı. Rapora göre, Ocak ayında en az 161 işçi yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinde katledilen 161 emekçinin 149’u işçi, memur statüsünde çalışanlardan; 1’i kır emekçisi ve 11’i esnaflardan olmak üzere 12’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan oluşuyor.

Mevsimsel etki nedeniyle tarımda iş cinayetlerinin azaldığı ifade edilen raporda, yine mevsimin de etkisiyle taşımacılık işkolunda oransal olarak bir artış olduğu belirtildi. Ocak ayında grev süreciyle dikkat çeken metal sektöründe iş cinayetlerinde artışın olduğu belirtilen açıklamada “2017’de ülkemizin ekonomik gidişatının da etkisiyle metal sektöründe iş cinayetlerinde bir yoğunlaşma olması muhtemel” ifadelerine yer verildi.

Ayrıca raporda, “Mobbing, borç ve işsizlik baskısı nedenli intiharlar beşinci sırada. Son iki yıldır yaşamımızın bir parçası haline getirilen şiddet ise özellikle emekçileri vuruyor, bu duruma bireysel şiddet vakalarını da eklemek lazım” denilerek önemli bir noktaya vurgu yapıldı.

Dikkat çeken bir diğer nokta ise son 5 yıl içerisinde Ocak aylarındaki iş cinayetlerinde en yüksek sayının 2017 Ocak ayı olduğu açıklandı. OHAL ilanı sonrası ilk uygulama olarak, zaten son derece zayıf olan emekçilerin iş güvencelerini koruyan yasalar fiilen ortadan kaldırıldı. Haklarını aramaya çalışan işçi, emekçilere de saldırı ve baskı politikası uygulanarak en ufak hareketlenmeye, greve dahi tahammül edilmiyor. İşçi katliamlarından sonra açılan davalarda sorumluların ceza alması ise ülkemizde pek görülen bir şey değil. Zira bu davalarda iş cinayetlerinin asli sorumluları yargı önüne çıkarılmıyor. Yargılananlar ise 2-3 yıl hapis cezaları alıyorlar. O cezalar da hemen para cezasına dönüştürülüyor. Bir nevi “ödüllendiriliyorlar” diyebiliriz.

Geçtiğimiz günlerde, üniversite harçlığını çıkarmak için Esenyurt’ta inşaatta çalışan tıp öğrencisi 22 yaşındaki Remzi Ersu üzerine demir kalıp düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Paralı eğitimin olduğu ülkemizde okul harçlığını çıkarmak için ağır işlerde ve bu konuda hiçbir eğitim görmeden çalışmak zorunda kalan öğrenciler de iş cinayetlerinde katlediliyor!

İş cinayetlerinde durum buyken, işçiler, emekçiler OHAL’e ve yasaklara rağmen eylem, direniş ve grevlerine devam ediyor. Başta metal işçileri, belediye işçileri ve kamu emekçileri olmak üzere işçi ve emekçiler ülkenin çeşitli yerlerinde eylem, direniş ve grevlerle haklarını arıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde başlayan metal işçilerinin grevi devleti öylesine korkutmuştur ki, Bakanlar Kurulu anında “Milli güvenliği tehdit ediyor” diyerek grevi yasakladı. OHAL ve KHK’lerle muhalif olan tüm kesimlere saldıran devlet, işçilere ve emekçilerin en ufak hak arayışına da tüm şiddet araçlarıyla saldırıyor. Grev yasakları ile birlikte basın açıklamalarına ve oturma eylemlerine dahi tahammül edemiyorlar.

Malatya’da KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçileri her gün eylemlerini devam ettirirken polis ise her eyleme saldırarak emekçileri darp ederek gözaltına alıyor. Fakat tüm bu saldırılara rağmen emekçiler eylemlerinden geri durmuyor. Haklarını aradıkları için işten atılan otobüs şoförleri, Konya Büyükşehir Belediyesi önünde eylem gerçekleştirdi. Polisin OHAL gerekçesiyle eyleme engel olmaya çalışmasına rağmen açıklama yapan işçiler, belediyenin 15 Temmuz sonrası kendilerine verdiği plaketleri de iade ederek tepki gösterdiler.

İzmir-Karabağlar Belediyesi’nde TİS görüşmelerinde sonuç alamayan işçiler, yasak tanımayarak greve çıktı. Toplam 915 işçinin greve çıkmasıyla zor durumda kalan belediye ve taşeron şirketin görüşme isteğiyle oturulan masada anlaşma sağlandı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu