Güncel

Bir mizansen: Suruç Katliamı davası

Hilvan: Suruç Katliamı’nın üzerinden 21 ay geçtikten sonra ilk duruşması 4 Mayıs’ta Urfa Hilvan’da görüldü. İstanbul, Ankara, Antep, Amed ve daha birçok bölgeden insanların davanın ilk duruşmasını takip etmek için geldiği Urfa Hilvan’da, duruşma tarihinin gün içerisinde ertelenmesinden dolayı kitle güneşin altında 7 saat boyunca bekletildi.

Bu bekletilme durumu 18 ay boyunca gizlilik kararı konularak davanın başlamasını bekletmekten farksız değildi. Çünkü suçluların aklanması için yeterli zamanı oluşturmak gerekiyordu. Geçen sürede 7 bin 500 TL ile dönemin Suruç İlçe Emniyet amirinin aklanmaya çalışılması gibi.

 

Psikolojik üstünlük çabası

Evet, 20 Temmuz 2015’te yaşanan Suruç Katliamı’nın ilk duruşması 21 ay sonra Urfa ve Hilvan İlçe merkezine uzak düz bir arazide inşa edilen Ceza İnfaz Kampüsünde, asker-polis ablukası eşliğinde, güneşin kavuran sıcağı altında katılımcılar bekletilerek gerçekleşti. Kilometrelerce yol kat edip duruşmayı takip etmek için gelip duruşma salonuna girmek isteyen katılımcılar, polis tarafından(fotoğraf ve video çekilerek) fişlenerek baskı altına alınmak istendi.

Duruşma salonunda da askerlerin müşteki ve müşteki vekillerinin aralarında oturması, kapı önünden devam eden baskının da başka bir yansımasıydı. Sanık koltuklarının boş, fakat çevresinde askerlerin oturtularak korunmaya alınması her ne kadar usul gereği olsa

da sandalyelerin boş olduğu gerçeğini değiştiremedi. Sivil asker ve polislerin elini kolunu sallaya sallaya dolaştığı duruşma salonu ve önünde her an bir şey olacakmış edasıyla beklemeleri de bunun devamıydı. Bunlar yaşanırken katılımcılar mahkeme salonunda inanç-öfke ve ısrarla gerçeği haykırmanın-savunmanın güveniyle sorumluların yargılanması talebini dile getirdi.

 

Anadilde ifadeye “prosedür”

Hilvan 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmada katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin ve müdahil olmak isteyen kurumların ifadeleri alınırken Kürtçe ifade prosedüre takıldı. Çocuklarını yitiren ailelerden bazılarının Kürtçe ifade vermeleri mahkeme kararı olmaksızın “olamayacağından” bir sonraki duruşmaya ertelendi.

 

“Mahkeme duvarı suratlı”

“Mahkeme duvarı suratlı” mahkeme heyetinin bakışları altında sorumluların yargılanmasını isteyen aileler, müdahil olmak isteyen kurumlar “görevi ihmal ve kötüye” kullanan sorumluların yargılanması talebini dile getirdi. Sorumluların dönemin görevli polis, kaymakam, vali, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu her defasında ifade edilmesine rağmen mahkeme heyetinin “Mahkeme duvarı suratlı” halleri devam etti. Öyle ki 18 ayın ardından gizlilik kararının kaldırılmasıyla katliama uğrayanların “terör örgütü”yle bağı kurulan bir iddianame hazırlanması da bunu kanıtlar nitelikte.

 

Suç duyurusunda bulunurken suçlandı!

“Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz” diyen gençlerin Suruç’ta AKP-IŞİD ortaklığı ile katledilmeleri yetmezmiş gibi “asıl suçlular” olarak iddianame hazırlanarak “Orada neden bulunuyorlardı”, “Kobanê’ye neden gidiyorlardı” sorularıyla “terör örgütü”ne bağlı bir yapılanma değerlendirmesiyle aklanmaya çalışıyorlardı. Durum bundan ibaretken duruşmadaki sözleri nedeniyle Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eş Başkanı Ceren Çoban hakkında, “cumhurbaşkanına hakaret”, “terör örgütü propagandası” ve “devlet kurumlarını aşağılama”dan suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı. Halbuki Ceren, devlet görevlileri dahil tüm sorumluların açığa çıkarılarak yargılanmasını isteyerek, SGDF’nin haklı mücadelesini anlatmıştı.

Evet, 4 Mayıs günü AKP-IŞİD ortaklığını örtmek için hazırlanan mizansen, güneşin kavuran sıcağı da eklenerek Suruç gazileri, yakınlarını kaybedenler, yoldaşları ve dostlarına ders verilmek için tuvale yapılan son rötuşlardan biri. Neden mi son? Çünkü atı alan Üsküdar’ı 4 Mayıs öncesinde geçmişti. Çünkü duruşmada sanık yok, katliama uğrayanlar “Terör örgütü üyeleri” olarak inceleniyor.

Hal böyle iken sonucu baştan davaya katılan herkesçe bilinen aleni ortaklık yeniden kamuoyundan gizlenmek, suçlular aklanmak isteniyor. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu