GüncelManşet

Cihan Gün’e: “Sana söz esmer yürekli kirvem…”

H. Merkezi: Geçtiğimiz günlerde Dersim’de şehit düşen DHKP-C gerillası Cihan Gün hakkında Dersim-Pulur’dan Özgür Gelecek okuru bir anı kaleme aldı. Güncelliğinden kaynaklı paylaşıyoruz:

 

Cihan Gün’e…

Seninle ilk karşılaşmamız, Dersim’den Pulur’a giderken bir dolmuşta olmuştu. Yanındaki kadın yoldaşla giyimlerinizdeki yeşil rengin ağırlığı dikkatimi çekmiş, kafamda “Bunlar kesin bizdendir” düşüncesi belirmiş ve içten içe bir sevinç bürümüştü yüreğimi. Sonra arabanın teybinde çalan Grup Ekin’in ‘İstanbul Şafakları’na o güzel sesinle eşlik edişin ve hele ki Grup Yorum’un ‘Cemo’ ezgisi çaldığında minibüsün camından vadinin zirvelerine amansız takılan gözlerin ve ellerinle minibüsün ön göğsünü döverek çıkardığın ritim minibüsteki herkesin dikkatini sana yönlendirmişti.

Ben ise bir yandan minibüsü sürerken bir yandan sana bakıyor, ara ara da yanındaki kadın arkadaşla birbirimize bakıyor, gülüyorduk… Sonrasında parça bitmiş, dikkati fark eden sen biraz çekinmiş gibiydin. “Kusura bakma kirve, bir ara teybi kapatasım geldi. Senin sesin daha güzel” dediğimde hep birlikte gülmüştük.

Ovacık’a varınca sizi karşılayan Halk Cepheli arkadaşı görünce hangi siyasetten olduğunuzu anlamıştım artık. Ve bagajını alınca çantandan çıkardığın bir ‘Yürüyüş’ dergisini bana verirken aynı zamanda köylüm ve kirvem olan Halk Cepheli arkadaş bizi tanıştırmış, benim de hangi siyasetten oluğumu size söyleyince sen “Yok ya kirve bizdendir, hep bizim türküleri çaldı yolda sağ olsun” deyince yine hep beraber gülmüş, birbirimizi sıkıca kucaklayıp ayrılmıştık.

 

Dersim dağlarında bir Şahan…

Ertesi gün özel harekatçıların Hanuşağı köyünü basıp, köylüleri tehdit ve darp ettiğini öğrendik. Kurumlar olarak bir toplantı almış, toplantıya sen de katılmıştın. Köye gidip köylülerle dayanışma kararı aldık ve sen de katılmıştın bize. Köylülerle görüşüp sohbet ederken senin mütevazi yaklaşımların köylülerin dikkatini çekmiş olacak ki bir çok köylü gelip seni soruyordu. Ovacık’a döndüğümüzde durumla ilgili bir basın açıklaması örgütleme kararı almış ve görev dağılımı yapılıp sana, bana ve bir DHF’li dostumuza basın metni hazırlama görevi verilmişti. Böylece geçirdiğimiz zamanla artık tanışmış ve siper yoldaşı olmuştuk.

Sonrasında Ovacık’a her gelişinde uğrar sohbetler eder ve bolca çay içerdik Balkız Cafe’de. Hatta artık Ovacıklı sayılırdın. Gağan etkinliğinde tiyatro ekibindeydin, bir de Balkız Cafe’de film gösterimi düzenlemiştiniz.

Uzunca bir süre gelmemiştin Ovacık’a, ama selamını hep alıyordum. En son selamını Dersim dağlarından almıştım ve hiç şaşırmamıştım. Belki bir gün karşılaşma hayali belirmişti gözlerimde. Sen artık Dersim’in dağlarında bir Şahan’dın…

 

“Sana söz esmer yürekli kirvem…”

Bir ilkbahar günü, Munzur coşkulu bir ezgiyle haykırıyor, sokakları gulik kokuyordu Dersim’in ve yılanların, çıyanların dağları sarmaladığı zamanlardı… Umudu yok etmek istiyorlardı. Bir haber yayılıyordu kulaktan kulağa.

“vurulup düşmüşün / uzanmış yatıyorsun / kan revan içinde”

Aklıma o an geliyor, dolmuştaki o an, gözlerini bir an ayırmadan zirvelere bakışın, ellerinle müziğe verdiğin ritim, o güzel sesinle “çıkıp Dersim dağlarında türkü söylemek” deyişin… Evet yoldaşım Çayan, bu zamanlar ne çok düşüyoruz toprağa… Dağlarda, kentlerde…

Ama o türkü hep söylenecek yoldaş, “dağların yücesinde bir ateş yanar / muştusudur kopacak fırtınanın / o büyük günün görkeminde / çocuklar halaya duracak

Sana söz esmer yürekli kirvem…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu