EmekGüncel

ÇEVİRİ | Nutella Üreticisi Ferrero Grubu Eleştiriliyor

"Ferrero, fındığı ise yerelden yani İtalya’dan daha çok satın almak istemekte. Vatansever olarak öne çıkan "Progetto Nocciola Italia" fındığa yoğun böcek ilacı kullandığı için, şimdiye kadar Ferrero’nun tercihi olamadı"

“İtalyan grup Ferrero, çikolata ürünleri ile milyarlarca dolar kazanıyor. Ama fındık, hurma yağı ve kakao hasadında ne kadar sömürü var? Bir SPIEGEL ekibi, hammaddelerin toplandığı yere gitti.”

Nils KLAWITTER – Laura HOFLINGER tarafından yazıldı ve www.spiegel.de 24.12.2022 tarihinde yayınlandı.

Deniz uzaktan parlıyor. 13 yaşındaki Savaş, yerdeki fındık ağaçlarının arasında sürünmek zorunda kalmasa, bunu görebilme şansı olurdu. Türkiye’nin Karadeniz sahilleri sıra sıra tepelerin altında uzanıyor. Savaş sahile sadece birkaç kilometre uzaklıkta ancak son üç haftadır sahili görmedi bile.

Savaş, Türkiye’nin güneydoğusundan geliyor, yaz tatili olmasına rağmen yüzmeye gidecek vakti yok. Ordu’nun iç kesimlerinin dik yamaçlarında fındık topluyor. Günde 10 saat eğiliyor, emekliyor, çuval taşıyor. Ağustos ayının son pazarı saat akşamın 6’sına yaklaşıyor. Savaş, gri plastik terlikler, terli bir tişört ve sağ ön kolunda sargılı küçük bir yarayla, üst üste 22 gün çalışmış. Ancak artık gücü kalmamış. Yüzü solgun, çalıştığı çiftçinin harabe evinin önündeki çimenlikte oturuyor. Fındıkların kurutulduğu geniş bir muşambaya bakıyor. Sonra kusuyor. Çiftçi birkaç hafta sonra, Savaş ve diğer 15 genç mevsimlik işçinin topladığı fındıkları, Ferrero’ya tedarik eden köklü bir şirkete satacak.

Ferrero, çikolata ve fındıklı tatlılarda uzmanlaşmış bir marka imparatorluğu. Şekerleme endüstrisinin devi diyebiliriz. İtalyan şirketi, dünyadaki herhangi bir şirketten daha fazla fındık tüketiyor. Şirketin, dünyadaki üretilen fındığın neredeyse dörtte birini satın aldığı söylenenler arasında. Fındıkların çoğu yani her yıl üretilen 400 milyondan fazlası Nutella kavanozuna giriyor. Türkiye’de yıllık 700.000 ton fındık hasadı yapılıyor ve yaklaşık üçte birini Ferrero satın almakta.

Çiftçiden fabrikaya gönderilen hasat, birçok aracı ve işleyici nedeniyle genellikle karmaşık süreçten geçiyor ve takibi zor. Ve bu nedenle, dünyanın en ünlü fındık kremasının fiilen yapıldığı koşulların, ne kadar adil veya adaletsiz olduğunu takip etmek çoğu zaman zor.

ÖLESİYE ÇALIŞMAK

Köydeki terk edilmiş bir evde diğer tarım işçileriyle ince hasırlar üzerinde yatan Savaş, Batman’dan geliyor. Kürt kökenli. Batman 13 saat uzak. Çok da hoş karşılanmıyorlar. Dayıbaşı İbrahim, Savaş’ın yaşlarındayken işten kaçtığını söylüyor, sonra da mevsimlik çalışmanın birçok Kürt ailesi için bir tür “hayat sigortası” olduğunun altını çiziyor. Savaş, ayrıca anne ve babasına para ile destek olmak istiyor.

Sınavları eğer geçebilirse marangoz olma hayali var. Türkiye’de çocuk işçiliği aslında yasak. Hafif işler için 14 yaşından itibaren istisnalar mevcut, ancak Uluslararası Çalışma Ajansı’na (ILO) göre fındık işçiliği, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Çalışan çocukların çoğu, hasat mevsiminde aileleri ile aylarca uzakta oldukları için okulu erken bırakıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre 2019 yılında ülkede 5 ila 17 yaş arası yaklaşık 720.000 çocuk işçi vardı. STK’ların tahminlerine göre fındık hasadında çalışan 400 bin mevsimlik işçinin en az %10´u çocuk.

Şimdi 19 yaşında olan Mehmed Arif, 12 yaşından beri her yaz fındık toplamaya gelmekte. Mekatronik okumak istiyor ve çok fazla umudu olmamasına rağmen sınavlara hazırlanmakta. “Aslında elimde kalemle kütüphanede oturuyor olmalıydım” diyor. Nutella? Bu onlar için neredeyse karşılanamaz bir “lüks ürün.” Genç adam 280 Türk Lirası (TL) yani yaklaşık 15 avro almakta. Bu ücret mevsimlik işçinin on bir yıl önceki ücretinden daha az. Maaşın %10´u dayıbaşı İbrahim´e, beşte biri yol masraflarına gidiyor. Tıpkı yanında oturan 18 yaşındaki Sena gibi tam olarak ne kazandığını bilmiyor. Bir sözleşme, sağlık sigortası? “Hayır, güvene dayalı,” diyor Sena.

İşçi, dayıbaşı, çiftçi. Burada kimin kurban veya fail olduğunu, kimin kimi sömürdüğünü ya da hepsinin aynı sefalet içinde olup olmadığını söylemek zor. Yanında çalıştıkları çiftçi Tuncay da kendi durumunu “kritik” görüyor. İşçilerine ancak fındıklar satıldığında ödeme yapabilecek.

Parmak uçları filtre sarısı ve bıyığı ile neredeyse aynı renkte olan sigara tiryakisi Tuncay, çalıların gölgesinde dizlerini kırmış oturuyor. Bu yıl hasadın 4 ton olacağını tahmin ediyor. Her zamankinden biraz daha az, artık pahalı gübreleri satın almakta zorluk çekiyorlar. Fındığı sattıktan sonra eline 10 bin avro geçecek. Bundan tüccara olan borcunu ve isçilerin masraflarını ödemek zorunda. Ailesi ile kışı çıkarmak için, geriye kalan sadece küçük bir kısım. Tuncay, “Açlık sınırında çalışıyoruz” diyor.

PROJELER GÖZ BOYAMA

Kutsi Yaşar, Giresun ile Ordu arasında küçük bir tarım ticaret işletmekte ve Çiftçiler Birliği üyesi. Borçlu çiftçilerle neredeyse her gün konuşuyor. “Çiftçiler kendi üretimlerini bile güvence altına alamamışken çocuk işçilerini nasıl önemseyecekler?” diye soruyor. Yaşar, Ferrero gibi şirketin sosyal projelerini göz boyama olarak görüyor. “Birçok köylüyü neredeyse istediği fiyata satmaya zorlayan ve bu krizden yarar sağlayanlar, bu sistemi değiştirmek istemez.” Yaşar’a göre fındık ticareti birkaç kişiyi zenginleştirdi ve birçoğunu fakir kaldı.

Birkaç yıl öncesine kadar fındık çiftçiliği, resmi olarak asgari satış fiyatı ve geleceği olan bir yaşam tarzıydı. Fındık çiftçileri gelirleri ile çocuklarını üniversitede bile okutabilme şansına mevcuttu. Ancak fiyat ve alım garantileri fazla üretime neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası Para Fonu’nun baskısı ile sektörü serbest piyasaya bıraktı. 2009’da destek politikasını büyük ölçüde durdurmayı tercih etti. Sonrasında ise serbest piyasanın eline geçti. Geriye kalan ise, politikacıların çiftçiler için mücadele ediyormuş gibi yaptıkları bir devlet referans fiyatıdır. Bununla birlikte, sabit fiyat üzerinden, devlet ticaret kurumları çiftçilere fındık alımında kota uygulamakta.

Asıl belirleyici faktör Ferrero´nun eylül ayı başında sektörde dolaşıma soktuğu fiyat. Bu yıl kilosu 48 TL (2,60 avro) ile yine devlet fiyatının oldukça altında. Fındık çiftçileri, aracılar yüzünden daha da az alıyor. Tekelleşmiş şirketin bu kadar güçlü olması büyük hayal kırıklığı yaratıyor. Aydındere köyünde bir duvarda. “Ferrero fındığı ölümdür! Köyümüzden defol!” yazmakta.

GÜNDELİK İŞÇİ ÇOCUKLAR

Ferrero’nun etkisi nedeniyle düşük fındık fiyatlarında ve çalışma koşullarında bir değişiklik olmadı. Son zamanlarda yapılan bir bilimsel araştırmaya göre, minibüsler ve mevsimlik işçiler için ayrılan odalar, herkesin bildiği gibi aşırı kalabalık. Ki odası olmayanlar bile var. Birçoğu tarlalarda veya çadırlarda uyuyor. Tarlalarda tuvalet ve sıcak su sıkıntısı var. Ayrıca işçilerin üçte biri işe yürüyerek gitmek zorunda. Bu araştırma ise bizzat Ferrero tarafından finanse edildi.

2012’de bir araştırma, bu insanlık dışı koşulları ortaya koydu. Hollanda´da bir televizyon kanalında, 9 yaşındaki bir fındık isçisinin haberine büyük bir tepki büyüdü. O sırada Hollanda’daki protestolar o kadar büyüktü ki, politikacılar müdahale etmek zorunda kaldı.

Bunu Ferrero’ya karşı boykot çağrıları izledi. Sektörden tepkiler yükselince, Ferrero, mevsimlik işçilerin çocuklarının okula gitmesini sağlamak için Birleşmiş Milletler Çalışma Örgütü (ILO) ile projelere fon sağlamaya başladı. Ferrero’nun fotoğraflarında okul çocukları sevinçle kollarını kaldırıyor. Ferrero, tedarik zinciri boyunca çocukların “sevinç içinde büyümelerine” izin vermeyi taahhüt etmekte. Aslında, kendi sürdürülebilirlik raporuna göre, şirket uzun bir süre boyunca yılda yalnızca yaklaşık 1000 çocuğa ulaştı (Dik yamaçlarda çalışan en az 40.000 çocuk mevcut).

Fatsa kenti yakınlarındaki Elekçi Nehri üzerinde, ağustos ayının bir salı gününde bir kamptayız. Caobisco şekerleme derneği tarafından finanse edilen okul projesinin başkanı, burada 206 çocuğun yaşadığını söylüyor. Ailelerin çadırları genellikle derme çatma muşamba yapılar ve çocuklar girişte ziyaretçilerden para dilenmekte. Plastik atıklarla dolu ve son zamanlarda musluk suyunun kıtlığı yüzünden bir kavga çıkmış. Proje yöneticisine göre, çocuklar esas olarak özel teşvikler nedeniyle kampta kalmışlar: “Öğle yemeği ve okul araç gereçleri için.” Hasat hala tüm hızıyla devam etse de, öğretim aşaması çoktan bitmiş. Proje yöneticisine göre sezon bitmekte.

Fatsa’nın iç kesimlerine doğru Elekçi Deresi boyunca arabayla giderek, kimlerin okula gitmediğini görebilirsiniz. İç kısımlar ne kadar uzaksa, kamplar o kadar ıssız. Kavrulmuş bir çayırda, küçük çocuklar kullanılmış bezlerle su dolu taslar arasında koşturuyor. 35 derecede sinekleri yüzlerinden kovmakta zorlanıyorlar. Genç anneler çocuk bezine zar zor yetişiyor. İçlerinden biri, on iki yaşından itibaren çocukların hasada gitmesi gerektiğini söylemekte.

Burada yevmiye 150 lira (8.30 avro) ve sabah arabalarıyla kampa gelen çiftçileri bekliyorlar. 13 yaşındaki oğlu Erem de genelde çalışıyor ama ayağı sakat. Erem, 4’e 3 metrelik bir muşamba altında 9 kişi ile battaniyenin üzerinde uyuyor. Annesi, “Erem çalışmaktan pek hoşlanmıyor” diyor. “Yokuşları sürünerek çıkıyor, düşüyor ve tekrar çıkıyor.” Erem yere bakıyor o sırada. Daha sonra doktor olmak istiyorum, diyor sessizce. Şimdiye kadar sadece bir yıl okula gitmiş. Annesine göre okula gitmek için yeterli zamanı yok. Genellikle yılın altı ayı boyunca hasat için yollardalar.

KAZANÇLI YALANIN YURDU

Ferrero’dan bir görüşme talep ederseniz, yanıt alamazsınız. Şirket, şüpheli sübvansiyonlar, tehlikeli böcek ilacı kullanımı ve çocuk işçi sayısı gibi belirli sorulara kakao, fındık ve palm yağı için, sürdürülebilirlik kavramları ve iyileştirme çabaları hakkında genel açıklamalarla yanıt veriyor. Lütfen “listelenen belgelerdeki bilgilerin ötesine geçen sorulara yanıt vermediğimizi” anlayın.

Aile hanedanının kuzey İtalya’daki evi Alba’da İtalya’nın en zengin ailesi ve 12 milyar avroluk yüksek bir gelire sahip, küresel bir şirket haline gelmesinin hikayesi bugün hala anlatılıyor.

Belirleyici kazanç faktörü ise, “hayatın temel yapı taşları” ile sağlıklı bir kahvaltının parçası olarak dünya çapında reklamlarla sahnelenen yağlı ve şekerli bir çikolata kreması. Bu efsane 2012 yılına kadar sürdü: ABD’de bir anne, yanıltıcı reklamcılık nedeniyle Ferrero’ya dava açana kadar. İddiaların aksine Nutella “dengeli bir kahvaltının parçası” değil. Şirket, tüketicilere tazminat olarak 3 milyon dolar ödemeyi ve reklamını değiştirmeyi kabul etti.

Son yıllarda başka şeyler de değişti: Ferrero artık Alba’dan değil, vergi açısından optimize edilmiş Lüksemburg’dan yönetiliyor. Ferrero, fındığı ise yerelden yani İtalya’dan daha çok satın almak istemekte. Vatansever olarak öne çıkan “Progetto Nocciola Italia” fındığa yoğun böcek ilacı kullandığı için, şimdiye kadar Ferrero’nun tercihi olamadı.

Fındıkta da görünürde bir gelişme yok. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre fındık hasadında çalışan çocuk işçilerin sayısı yeniden artıyor. Ordulu bir sendikacı olan Zekai Sayra, Ferrero’nun kendisini davet ettiği bazı ortak toplantılarını anlatıyor.

Kaynak: www.spiegel.de/wirtschaft/ferrero-wie-viel-ausbeutung-steckt-in-der-ernte-von-haselnuessen-palmoel-und-kakao-a-

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu