Emek

OSTİM patlamasının yaşamını yitiren 20 işçi unutulmadı

Ankara İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Ankara OSTİM/İvedik OSB'de gerçekleşen işçi katliamının 8. yılında Ostim Metro çıkışında, yaşamını yitiren işçileri andı.

H. Merkezi: Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde 8 yıl önce meydana gelen patlamalarda yaşamını yitiren 20 işçiyi unutmadı. İSİG Meclisi adına basın açıklamasını gerçekleştiren İSİG Meclis üyesi Pınar Abdal, 20 işçinin önlem alınmaması ve denetimlerin gerçekleştirilmemesi sonucunda göz göre göre ölüme gönderildiğini söyledi.

Ankara İSİG Meclisi, 20 işçinin yaşamını yitirmesine ve 53 işçinin yaralanmasına sebep olan Şubat 2011’de meydana gelen patlamaların 8’inci yılında basın açıklaması gerçekleştirdi. Ankara Ostim metro çıkışında gerçekleştirilen basın açıklamasını okuyan Pınar Abdal “8 yıl önce yaşamını yitiren 20 işçi alınmayan önlemler, yapılmayan denetimler yüzünden göz göre göre ölüme gönderildi” dedi. OSTİM Mega Center’daki işyerinin işletme belgesinin olmadığını hatırlatan Abdal, işverenlerin ruhsatsız yerde imalat yaptığının ve işçileri korumak için hiçbir önlem almadığının altını çizdi. Abdal, işyerlerinin denetlemediğine, alınmayan ruhsata, alınmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine karşı hiçbir yaptırım uygulamayan devlet kurum ve politikalarına da dikkat çekti. Abdal, dava sürecinde sorumlu kamu kurumları hakkında hiçbir işlem yapılmadığını kaydederek, denetçi, müfettiş, bakan ve siyasi sorumluların aradan geçen 8 yıl içinde yargılanmadığını söyledi.

Abdal, bilirkişi raporunda işyerlerinden birinin ruhsatsız olduğu, işyeri açma ve çalıştırma izninin bulunmadığı, ilgili kurumlarca basınçlı kapların kullanımı ve iş güvenliği yönünden denetimlerin yapılmadığı gibi birçok eksik tespit edildiğini hatırlattı. Abdal, “Bu eksikliklerin ve denetimsizliğin sorumlusu olan Ankara büyükşehir Belediyesi, Yenimahalle Belediyesi, İvedik OSB Yönetimi, Ostim OSB Yönetimi, Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olayla ilgili herhangi bir kusur yüklenemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir” diye konuştu. Abdal, sanıklara ödül gibi cezalar verildiğine dikkat çekerek, ceza alan tüm sanıklara iyi hal indirimi uygulandığını hatırlattı.

“Sömürü düzeni her gün 6 kişiyi aramızdan alıyor”

2018 yılında Ankara’da en az 56, Türkiye genelinde ise 1923 kişinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini hatırlatan Abdal, “İş cinayetleri tesadüf değildir. İşçi sömürüsünün giderek arttığı, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın başat istihdam haline geldiği, sendikasızlaştırma politikalarının arttığı bir süreçte işçi sağlığı ve iş güvenliği haklarının hiçe sayılması ve iş cinayetlerinin giderek artmasının da kaçınılmaz” diye konuştu. Aradan geçen 8 yılda Ostim’de, İvedik’te Ankara’da, Türkiye’de iş cinayetlerine karşı hiçbir önlem alınmadığını kaydeden Abdal, Aksine çalışma koşullarının daha da kötüleştiğini ve iş cinayetlerine yenilerinin eklendiğini söyledi. Abdal, “Bu sömürü düzeni her gün 6 kişiyi aramızdan alıyor. Ölenleri unutturmamak ve yaşayanları korumak için mücadelemiz sürecek” dedi.

Dosya 4 yıldır Yargıtay’da bekliyor

Açıklamada konuşan Avukat Murat Kemal Gündüz dava sürecini değerlendirerek “Gelinen noktada durum hiç acıcı değil” dedi. Gündüz, 4-5 sanığın olayın gerçek ve tek sorumlusu gibi insanların önüne atıldığını ancak gerçek sorumluların yargılanmadığını belirtti. Gündüz, yargılama sonucunda pek çok şey somut olarak ortaya çıkmasına rağmen mahkemenin sadece 5 sanık hakkında hüküm kurduğunu diğer 13 sanık hakkında beraat kararı verdiğini söyledi. Süreç boyunca hiçbir Bakanlığın kendi memuru hakkında soruşturma izni vermediğini belirten Gündüz, “Yargılama boyunca Çalışma Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu gibi kurumlar hakkındaki memur soruşturmaları kadük kaldı” dedi.

Gündüz, Yargıtay’ın 5 sanığın Ağır Ceza Mahkemesindeki mahkumiyetleri hakkındaki kararları bir buçuk yıl önce bazı sanıkların aleyhine bazılarının ise lehine bozduğunu hatırlattı. Beraat kararlarının çoğunu onamakla birlikte sadece iki mühendis hakkında yeniden yargılama kararı verildiğini söyleyen Gündüz, “Ancak asli sorumlu olarak gördükleri Gaz Şirketi sorumlusunun cezasının daha az olması gerektiği gerekçesiyle dosya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gitti ve yaklaşık 4 yıldır Yargıtay aşaması sürmektedir” dedi. Gündüz, kamu görevlileriyle ilgili soruşturmalara izin verilmediğini ve bunlarla ilgili itirazların Danıştay tarafından reddedildiğini kaydederek, “Aileler Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını kullandı ancak Mahkeme Ağustos 2018’de kabul edilmezlik kararı verdi. Yani Anayasa’ya aykırı görmedi. Şu anda kamu görevlileri açısından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreci işliyor” diye konuştu. İdareler hakkında tazminat başta olmak üzere açılan davalarda da bugüne kadar bir yol alınamadığını ifade eden Gündüz, “Yargı iş cinayetlerini düşük miktarlı ve taksitli para cezalarıyla geçiştirmeye çalışıyorlar. Bu tip kararlar idarenin bakış açısını yansıtıyor. İş cinayetleri politik bir mesele” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu