Güncel

Yakılan köylerinde geçmişi bir kez daha yaşadılar

#ÖzgürBasınSusturulamaz
Günlerdir bombalamalarla, operasyon ve gözaltı saldırıları ile terör estiren TC devletinin hedefindeki devrimci, demokrat ve yurtsever basın susturulamaz! Dayanışma amacıyla devletin kapatmaya çalıştığı dostlarımızın haberlerini yayınlıyoruz:

DİYARBAKIR (DİHA) – Lice’de askerlerin çıkardığı yangın sonucu yüzlerce hektarlık arazide yer bitki örtüsü ve çok sayıda yabani canlının telef olmasının yanı sıra Güçlü (Celik) ve Arıklı (Hüseynik) köylerindeki bazı evlerde kül oldu. 1993 yılında devlet tarafından yakılması sonrası yıllar sonra dönüp yeniden inşa ettikleri köylerinde çıkan yangınla o yılları adeta yeniden yaşayan köy sakinleri, çıkarılan yangınla yeniden göç etmeye zorlandıklarını söyledi.

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde askerlerin yaptığı top ve obüs atışları nedeniyle Fis Ovası’nda çıkan yangın yüzlerce hektarlık alanının kül olmasına yol açtı. Yangını çıkaran askerlerin engellemelerine rağmen uzun uğraşlar sonucu söndürülen yangında, birçok yabani canlı telef olurken, Güçlü (Celik) ve Arıklı (Hüseynik) köyleri de kül oldu. 1993 yılında 100 aşkın ailenin yaşadığı köylerinin devlet tarafından yakılması sonrası başta Diyarbakır olmak üzere farklı illerle göç eden köy sakinleri, 2007 yılında döndükleri köylerinde yıkıntı halindeki evlerini yeniden inşa etti.

Ancak yine askerler tarafından çıkarılan yangın sonucu inşa ettikleri evlerden bazıları kül olan köy sakinleri, 1993 yılını adeta yeniden yaşadı.

Ailelerin evlerinin yanı sıra bağ ve bahçelerinin yanı sıra yakınlarını gömdükleri mezarlıkları bile yandı.

‘Yangını askerler başlattı’

Köy sakinlerinden 53 yaşındaki Fatma Ay, çıkarılan yangın sonrasında helikopterden ateş açıldığını ve kurşunlardan korunmak için evlerine saklanmak zorunda kaldıklarını anlattı.
Çıkan yangınla birlikte bütün bağ ve bahçelerinin, 8 yıldır gözleri gibi baktıkları bütün ağaçları yandığını dile getiren Ay, yaşadıkları zulme “Bu vahşeti hiç kimse yapmaz, yapamaz. Yangın köyün içerisine girince canımızı zor kurtardık. Elimizde bulunan çalı çırpılarla söndürmeye çalışıyorduk ama başaramadık. Allahtan evlerimizin içi yanmadı. Zaten bize bir tek evimizin içindekiler kaldı. Diğer dışarıdaki her şeyimiz kül oldu” sözleriyle isyan etti.

‘Asker yanmayan yerleri de yaktı’

Çıkan yangında sahip olduğu hayvanlarını korumak için onları taş duvar olduğu için yanmayacağını düşündüğü köy okulunun içine sakladığını dile getiren Ay, askerlerin tüm bu yangını uzaktan içinde bulundukları panzerden izlediğini söyledi.

Ay, askerlerin köylerinin yukarısında yer alan ve yangının ulaşmadığı bağlarını dahi ateşe verdikten sonra, uzaklaştığını da paylaştı.

’93’te yaktıkları gibi tekrardan yakmak istediler’

Güçlü köyündeki yangında bütün bağ ve bahçeleri yanan 70 yaşındaki Halime Cantürk de yangın anını şu sözlerle anlattı:
“Yangın ilkin köyün yukarısında çıktı. Köydekiler orayı söndürmeye çalışıyordu ben de onlara su götürmüştüm. Baktık ki askerler köyün yakın yerlerine ateş açtılar ve çıkan yangın köyün içine kadar girmeye başladı. Söndüremedik, tavuklarımızı falan evin içerisine soktum. Köyün yukarısındaki yangının köye ulaşmasına izin vermezdik, ama askerler köyün yakınında da yangın çıkardı. 93’te köyümüzü eşyalarımızla nasıl yaktılarsa aynısını yapmak istediler.”

‘Madem öleceğiz ben köyümde, toprağımda ölmek istiyorum’

Çıkarılan yangınla 1993 yılındaki gibi göçe zorlandıklarını söyleyen Cantürk, “Her nereye gidersek gidelim Erdoğan ve AKP’nin zulmünden kurtulamıyoruz. Bizi her yerde öldürüyorlar. Madem öleceğiz, ben köyümde, toprağımda ölmek istiyorum. Bu köyde yıkıntılar arasında tek başıma da kalsam çıkmayacağım buradan. Köyümde öleceğim” diye konuştu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu