GüncelManşet

Dersim’de OHAL’i geriletmek “savunma”dan çıkıp “taarruza geçmek”le mümkündür!

Dersim: OHAL ilan edilmesinin ardından ülkenin dört bir yanında operasyon, gözaltı ve tutuklama terörüne, gerilla savaşının verildiği bölgelerdeki askeri operasyonlardaki artışı da eklemek gerekiyor. Çelê (Çukurca)’ye giden Başbakan Binali Yıldırım’ın “Bundan böyle güvenlik güçleri savunmada olmayacak, taarruza geçecekler” açıklaması bunun ilk ağızdan ifadesi oldu. Yıldırım’ın bu açıklamasını, Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın “kabadayılığının” bir benzeri olarak okumak da mümkün, ancak son aylarda T. Kürdistanı coğrafyasındaki askeri pratikleri dikkatle incelediğimiz zaman, bu söylemlerin önümüzdeki dönem politikasını yansıttığını söylemek abartılı olmaz.

Gazete sayfaları ve köşelerinde her gün yeni silahların ve silah anlaşmalarının gündeme gelmesinin yanısıra gerillaya karşı mücadelenin bir diğer boyutu da araziyi bilen köy korucularının sayısının artırılması. 2 Eylül’de çıkartılan bir KHK ile artık sayıları 90 bine yaklaşan köy korucuları görev yaptıkları iller dışındaki illerde de operasyonel amaçla kullanılabilecek. Devreye konulan bir başka yöntem ise köy korucuları benzeri bir yapılanmanın Kürt illerinin merkezlerinde de yaşama geçirilmesi. “Mahalle bekçiliği” sistemi olarak tanıtılan bu sistemle bu illerde AKP ve Hizbul Kontra yanlısı genç kesimler silahlandırılacak. Keza bu proje daha sonuçlandırılmadan, devlet yakıp yıktığı kimi bölgelerde bu uygulamayı devreye soktu bile. (Eylül ayı başında Mêrdîn’de görevlendirilen 624 mahalle bekçisinden biri olan Ercan Gültekin YPS tarafından düzenlenen saldırı ile öldürülmüştü.)

Bu süreçten aralarında Proletarya Partisi’ne bağlı halk ordusunun gerillalarının da olduğu birçok gerilla savaşı veren devrimci ve yurtsever örgütlerin üslendiği Dersim de payını alıyor. 2015 yaz aylarından itibaren sık sık operasyonların gerçekleştirildiği ve son 6 aydır ise operasyonların aralıksız devam ettiği Dersim’de, devlet, kış sürecini de operasyonlarla geçirmeye ve daha önce girmediği/giremediği birçok gerilla üslenim alanına dönük saldırılarına devam etmeye kararlı görülüyor. Geçtiğimiz kış da benzer bir yönelime girmiş, ancak bu operasyonlardan eli boş dönmüştü.

 

“Savunma”dan çıkıp “taarruza geçmek”…

Devletin Dersim’e dönük düşmanlığı, bölge halkını hedef alan saldırılardan da görülüyor. Sadece Ağustos ayının başından itibaren devlet güçleri, Dersim’de 4 kişiyi katletti. İlk olarak, 1 Ağustos’ta TİKKO gerillalarının Xozat’ta Pakire köyündeki karakola dönük saldırısının ardından çatışma çıkmış, gerillalar bölgeden çekilmesine ve çatışma sonlanmasına karşın, babasını “adli kontrol” uygulaması yüzünden imza atmaya karakola getiren Mesut İlkbahar isimli genç asker tarafından katledilmişti.

9 Ağustos günü ise Munzur Vadisi’nde bombardıman yapan devlet, Pulur yolunu kapatırken Türk Telekom çalışanları ise asker tarafından fiber optik arızası bahanesiyle operasyonun olduğu bölgeye zorla gönderilmiş ve çatışmanın ortasında kalan Şükrü Abay isimli işçi yaşamını yitirmişti. 6 Eylül günü Cobra tipi zırhlı polis aracı, kent merkezindeki Seyid Rıza Meydanı’nda virajda süratle dönerken çarptığı 71 yaşındaki Naciye Özdemir adlı kadını ezmiş, savcı olay yerine gelme gereği dahi duymamıştı. Son olarak ise 21 Eylül’de Munzur Vadisi’nde askerler tarafından aracının içinde katledilen Ersin Demir ile birlikte kentte OHAL döneminde katledilenlerin sayısı 4 oldu.

OHAL’in uzatılacağını her fırsatta dile getiren egemenlerin bu saldırganlığının süreceği, Dersim’in de bu konuda başlıca hedeflerden biri olduğu açıktır. Ancak silahlarını teknolojik olarak güçlendirmesinin TC devletinin, gerillaya karşı “başarılı” olacağı anlamına gelmediği, yaklaşık yarım asırdır verilen gerilla savaşının ülke genelinde aldığı boyuttan bellidir. Gerilla savaşını, silahlı mücadeleyi sadece gerillaya dönük operasyonlarla geriletemeyeceğinin farkında olan faşizm, dört koldan saldırı ve savaş planlarıyla harekete geçmiş durumda. Buna karşı devrimcilerin de “savunma”dan çıkıp “taarruza” geçmesi şarttır. Keza eğitim emekçilerinin açığa alınmasının ardından verilen refleksin etkileri ortadadır. OHAL’i geriletmek, tüm mücadele cephelerini genişletmek ancak böyle mümkün olur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu