İstanbul: Cumartesi anneleri, eylemlerinin 432. haftasında kayıplarının akıbetini sordu, adalet istedi.
Saat:12.00’de Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Cumartesi anneleri, tam 19 yıldır yakınlarının akıbetini soruyor. 19 koca yıl boyunca her hafta yakınlarından bir haber alabilmek, akıbetleri hakkında bir şey öğrenebilmek ve adalet istemek amacıyla eylem yapan Cumartesi anneleri, bir kez daha aynı yerde ve saatte aynı öfke ve acıyla ve aynı umutla toplandı.
Eylemde ilk sözü alan, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Taksim Gezi Parkıyla başlayan ve ülke geneline yayılan eylemlere atıfta bulunarak yaşanan devlet terörüne dikkat çekti: “Devlet terörüyle hayatını kaybedenleri anıyoruz. Başbakanın destanında, gözleri kör edilen, hapishaneye atılan öldürülen insanlar var”
Hanife Yıldız, halka yönelik yaşanan devlet terörüne ve yaşanan onca hak ihlaline karşın yetkililerin koltuklarında oturmaya devam ettiğini dile getirdi ve şöyle devam etti: “Adalet sadece bize lazım değil tüm halka lazım. Herkes kendi vicdanını dinlesin görsün ne yaptıklarını, yapışmışlar koltuklarına. Onların söylediği hiçbir şeye inanmıyoruz. İnsan çıkarda özür diler.”
“Lice’de Gezi’de İnsanlar Öldürüldü!”
Yıldız’ın ardından sözü1993 yılında Urfa’da gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şefik Taşkaya aldı. “Babam JİEM, polis ve asker tarafından herkesin gözü önünde götürüldü, yıllardır onu arıyoruz. Bir sonuç çıkmadı. Bir beklentimizde yok artık. Devletin Kürt sorununu kayıplar, faili meçhullerle çözeriz dediği bir dönemde babam kaçırıldı.” diyen Şefik Taşkaya, babasının bölgede herkes tarafında tanındığı söyledi.
“Devlet denildiğinde aklıma faili meçhuller, yalan dolan geliyor. Devlet derse biz öldürmekten vazgeçmiyorum bizde direnmekten vazgeçmeyeceğiz. Barış deniliyor ama devlete bir inancımız yok. Kemiklerimizi görmeden kimseye inanmayacağız, Lice’de, Gezi’de insanlar öldürüldü.” şeklinde konuştu.
Haftanın basın açıklamasında ise Gezi eylemlerinde yaşanan polis terörüne dikkat çekilerek göstericilerin üzerine ateş açanların öldürülenlerin yargılanmadığı korunduğu ifade edildi.
Açıklamada kayıplarının akıbetinin bulunması talebi yanında; karakol yapımlarına son verilmesi, polis operasyonlarına son verilmesi, suç işleyen polislerin yargılanması istendi.
