GüncelMakaleler

Rojava Direnişi | Rojava Devrimi kadın devrimidir aslında

Yedi yıllık savaşın ardından sosyal yaşamı kurma çalışmaları ekseninde kadın hakları özgülünde Kongre Star çatısı altında çalışmalar yürüten Proletarya Partisi saflarındaki devrimcilerle gerçekleştirilen röportajı sunuyoruz.

Yedi yıllık savaşın ardından sosyal yaşamı kurma çalışmaları ekseninde kadın hakları özgülünde Kongre Star çatısı altında çalışmalar yürüten Proletarya Partisi saflarındaki devrimcilerle gerçekleştirilen röportajı sunuyoruz.

Röportajı Türk devletinin Rojava topraklarına bombalar yağdırmadan önce gerçekleştirdik. Şimdi bu topraklardaki insanlar sosyal yaşamın inşasından önce yaşamları için direnmek zorunda.

– Merhabalar, öncelikle kendinizi tanıtır mısınız ve çalışma yürüttüğünüz alandan kısaca bahseder misiniz?

İsmim Meral Berna, 2015 sonunda Rojava’ya geldim. Rojava Devrimi inşasında belirli hamlelerde kaldım ancak şu an toplumsal alan çalışmalarında bizim daha çok kitle örgütlenmesi denilen çalışmanın içerisinde yer alıyorum. Qamışlo’ya bağlı bir ilçede faaliyet yürütüyorum. Toplamda 200 bin nüfusa sahip bir şehir olan Amude’de faaliyet yürütüyorum.

Toplumsal alan çalışmaları kapsamında Kongre Star’a bağlı özgün çalışmalar yürütüyoruz. Kongre Star esasında bir kurum olarak işlese de Rojava’daki kadın mücadelesinde ideolojik bir harekettir. Esas görevi de toplumun Rojava Devrimi çerçevesinde çalışmalar yürüterek kadın lehine toplumu ileri taşımayı hedeflemektedir.

Tüm dünyanın gözleri önünde bir devrim gerçekleşti. Bu devrimi askeri, siyasi ve ekonomik olarak boğma çabaları devam ederken, tüm bu saldırılara rağmen Rojava’da yaşamı kurma çalışmaları da tüm hızı ile devam ediyor. Siz de bu devrim inşasında yerini alan birisi olarak toplumsal yaşamda nasıl çalışmalar gerçekleştirdiğinizden bahseder misiniz?

– Rojava Devrimi’nin inşası esnasında savaşa katılıp daha sonra toplumsal yaşamı kurma çalışmalarında yerini alan hemen herkes benim gibi düşünüyordur. Savaşın kendi içinde zorlukları ile beraber daha rahat bir çalışmadır. Çünkü düşman geldiğinde ne yapman gerektiğini bilirsin ama toplumsal yaşam çalışmalarında yani siyasi alan çalışmaları mermi atmak kadar teknik bir iş değil.

Gelmiş olduğumuz gelenekten ve geldiğimiz ülkeden edindiğimiz bir kültür var. Ve şu an yaşadığımız bölgenin yani Ortadoğu’nun kendi “gelenekleri” var. Daha önce duyduğumuz ancak birebir tanık olmadığımız birçok olay yaşadım. Buradaki yasalar gereği küçük yaşta cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği belli olmamış çocuğunu evlendirmiş baba tutuklanıyor. Yine yasalar gereği 1 yıl ile 3 yıl arası hapis cezası veriliyor.

Ancak bu yasal düzenlemeler bazen çözüm olamıyor. Çünkü gizli şekilde ya da yurtdışında evliliklerle cezalardan kaçarak yine yapılıyor. Tüm bu engelleyememelere rağmen bu çalışmaları devam ettirip ve toplumun algısını değiştirmek gerekiyor.

Çocuk yaşta evlilikler tüm cinsiyetlerin yanı sıra esasen kız çocuklarının yaşadığı bir sorun olarak karşımızda durduğu için çalışmalarda daha çok kız çocuklarının yaşadığı olaylara müdahale etmek zorunda kalıyoruz. Çözüm olarak erkeği hapse atarak sonuç alamıyoruz. Bunun için karşılaştığımız vakalarda daha çok çocuğa evlilikten başka yaşayabileceği bir yaşam olduğunu, yaşamın sadece evlilik olmadığını anlatmamız gerekiyor.

Yine sorunlardan biri olan çok eşli evlilik de karşımızda duruyor. Geçtiğimiz günlerde bir ailenin aile cüzdanını görme şansım oldu. Kadınların sırası var, 1. eş, 2. Eş şeklinde. Bu şekilde resmi nikah yapılabilmesi Esad rejiminde yasal olarak güvence altına alınmış. Bu durumu, yasal güvence olarak görmenin yanı sıra dinsel olarak da kendilerinde bu hakkı görüyorlar.

Rojava Devrimi’nin başından beri bu kanun kadının “lehine” değiştirilerek elde edilen bir hak iken resmi olarak 2 yıllık bir süreçte uygulanmaya başlandı. İlk önce Derik’te uygulanmaya çalışılmış. Ancak resmi olarak pratikte de uygulanmaya başlanması 2 yıllık bir süreç. Daha önceki süreçte çok eşli evlilik ya da çocuk yaşta evlilik gerçekleştirilebiliyormuş.

Bu kanun ve uygulamaların bilinçlerde ciddi bir karşılığı maalesef olmadı daha çok hapis cezaları ile pratikte bir karşılığı oluyor yani insanlar hapis cezasından korktukları için yasalara “uyuyor”.

Bu iki olay ciddi bir mesele iken genel yaşamda feodal yapının devamı niteliğindeki farklı sıkıntılar yaşanmakta.

Bizim genel çalışmalarımızda kadının yaşamın her alanında özelde iş yaşamına dahil olması üzerinden çalışmaların propagandasını yapıyoruz. Hatta buna dair ciddi ilerlemeler gözlemleyebiliyoruz ancak kadınlar evlerine döndüğünde şiddeti kendi evinde de barındırabiliyor.

Burada bahsettiğim fiziksel bir şiddet değil. Örneğin kadının işe gidip gidemeyeceğine ya da iş saatlerine evdeki erkek karar veriyor. Burada Kongre Star’ın rolü çok büyük. Çünkü yaşamdaki sorunlar bu sorunların genel çalışmalarla çözümlenmesi mümkün değil.

Kongre Star’ın çalışmalarını desteklemek için Rojava’da yaşamı düzenleme adına akademiler oluşturulmuş. Ancak bu çalışmaları derinleştirmek yine Kongre Star’ın yapması gereken bir çalışma. Kadın tarihi, kadının bedeni, kadın çalışmaları, savaşta kadın, kadının öncü rolü, kadın önderliği üzerinden vb. dersler verilerek kadının önünün açılması hedefleniyor. Yeterli olmasa da bu eğitimlerde bir ilerleme olduğunu söylemeliyiz.

Ben Kongre Star çalışması yürütsem de sonuçta beslendiğim ideoloji MLM ve bakış açısı ile değerlendirip ona göre hareket etmeye çalışıyorum. Benim kişisel olarak üzerine durduğum konu, toplumsal cinsiyet meselesi. Erkek ile kadın arasındaki eşitsizlik kadının aleyhine bazı tartışmalar yaşanmasına neden oluyor.

Örneğin kadının kıyafeti çok rahat bir şekilde geleneklere bağlanarak gündem olurken erkek için aynı durumdan bahsedemiyoruz. Erkeğin bağlı olduğu bir gelenek yokmuş gibi sürekli kadına yönelen bir anlayış var. Bu sadece erkeklerin değil kadınların da sürekli tartıştığı bir mesele oluyor.

Kongre Star kadınlarla ilgili (şiddet, çok eşli evlilik gibi) çalışmaları örgütlerken nasıl bir karar mekanizmanız var?

Kararlarımız genel itibari ile üst yönetimden alınıyor. Kantonlarda olan bir eylem komitesi var. Genel eylemselliklerin çerçevesi üst yönetimde belirleniyor. Özerk yönetim bölgelere 6 aylık programlarla takvimsel etkinlikler belirliyor ve bununla ilgili ne yapmak gerektiği üzerinden seçenekler sunuyor.

Örneğin seminer organize etmek gerektiğini iletiyor, yerelden örgütlenemiyorsa merkezden gelerek etkinliklerimizi gerçekleştiriyoruz. Tabi merkezi çalışmaların yanısıra yerelden, kendi özgün çalışmalar örgütlememizde mümkün. Alanımıza özgün çalışmalar, eğitimler yapıyoruz. Ve tüm çalışmalarımızda kadına yönelik şiddet, çocuk yaşta evlilik vb. tüm konular yaptığımız tüm çalışmalarda vurgusunu yaptığımız temalar.

Rojava’da bir süreç yaşandı ve bu süreç akabinde toplumsal yaşama dair önemli diyebilecek adımlar atıldı. Ve adına kadın devrimi diyeceğimiz bu süreçte erk’ekliğin avantajlarından yararlanamayan cinsler bu devrimden nasıl etkilendi. Çalışmalarda bu durum göz önünde bulunduruluyor mu?

Rojava Devrimi kadın devrimidir aslında çünkü devrimle birlikte Erk’ek hakimiyetinin olmadığı ve bu güçten sadece bir cinsiyetin yararlanmasını engelleyen uygulamalar oldu ve etkileşimler de oldu. Ancak kültürel yapı ile alakalı tam bir ivme kazandı diyemeyiz. Örneğin toplumsal yapı da Erkek ve Kadın olmak üzere iki cinsiyetin dışındaki cinsiyetlerden söz etmek mümkün dahi olmuyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu