30 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimlerin, yerel yönetimleri belirlemekten öte, ülkedeki politik gelişmelerin savaş arenası olduğu, son süreçte HDP’ye yönelik faşist-ırkçı saldırılarla birlikte bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Ancak burada görünen o ki, iki taraf mevcut. Biri yerel yönetimlerde eşit ve demokratik bir katılımı öngören HDP ve içerisinde yer alan, destek veren tüm kurum ve kişiler; diğer tarafta ise hırsızlığı ve talanı meslek edinmiş tüm sistem partileri ile bunların güdümündeki faşist-ırkçı kesimler… Bu saldırılara karşı bizim görevimiz, ırkçı-faşist saldırılar karşısında barikat olmak ve bu saldırılara dur demektir! Sokakta ve tüm mücadele alanlarında…
Özelde Kürt meselesinde devrimci, demokrat ve yurtsever kesimleri biraraya getiren HDP, aynı zamanda Gezi İsyanı’nın ardından sokağa çıkan belli bir kesimi de kapsayan bir enerji ile yola çıktı. Kadınların ve LGBTİ’lerin siyasete katılımını artırmayı hedefleyen bir parti olarak HDP’nin, yerel seçimlere coşkulu bir şekilde hazırlanmaya başladı.
Saldırılar organizeli
Ancak ezilen birçok kesimi biraraya getiren bu coşku, egemenleri rahatsız etmiş olacak ki, bunları baltalamak için faşist-ırkçı saldırılar örgütlenmeye başlandı. İrili-ufaklı faşist saldırıların ardından İzmir-Urla’da başlatılan saldırı ile HDP’ye yönelik engelleme girişimleri İç Anadolu’dan Karadeniz’e, Ege’ye uzanan bir hatta furya halini almıştır.
Urla’da seçim bürosunun açılışından 2 gün önceden itibaren sosyal medya üzerinden “Öcalan’ın resmini açacaklar” provokatif söylemleri eşliğinde linç çağrısı yapan faşist-ırkçı bir güruh, çöp kurularını boşaltmış ve buraları taş ve boş cam şişelerle doldurarak saldırı hazırlığı yapmıştır. Tüm bu hazırlıklardan sonrasında yaptığı açıklamadan da görüldüğü üzere kaymakamından emniyet müdürlüğüne kadar hepsinin haberi olmasına rağmen, hiçbir önlem almayan devlet kurumları bizzat organizasyonun içerisinde yer almıştır. Üstüne üstlük faşist saldırıya karşı çıkan HDP’lilere gaz bombaları ile saldıran polis ve devlet kurumları bu tutumlarını daha sonra Aksaray, Ordu ve Giresun’da da gösterdi.
Karadeniz’de saldırılar sürüyor
Karadeniz’de halkı faşizan söylemlerle kışkırtarak sokağa döken egemenler, Ordu ve Giresun’da BDP’li milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün de içerisinde yer aldığı seçim otobüsünü taşlamış ve HDP’lileri kente almamışlardır. Kürkçü’nün özellikle bir özel harp yetkilisi ile üniversitede okutmanlık yapan kişiler tarafından organize edildiğini söylediği saldırılarda, saldırıya uğrayanların bile açık bir şekilde gözlerine çarpan bu gerçekliği, devletin görmemesi mümkün değildir. Saldırılara meydan verilmekte ve birlikte organize edilmektedir.
Benzer bir manzara Aksaray’da HDP’li milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel’in katılacağı seçim bürosu açılışı sırasında yaşandı. Faşist bir güruh, seçim otobüsüne saldırdı. Tüm camları kırılan otobüste çok sayıda kişi yaralandı. Bu saldırıyı düzenleyenlerden gözaltına alınan 40 kişi -muhtemelen sırtları sıvazlanarak- birkaç saat sonra serbest bırakıldı.
Karadeniz’den Fethiye’ye saldırı sürüyor
Ve son olarak en organize saldırılardan biri de Muğla-Fethiye’de düzenlendi. 9 Mart günü açılışı HDP tarafından gerçekleştirilecek etkinlik öncesi yine sosyal medyada sık sık “BDP’li p..’lerin eş partisi HDP’nin fethiye ayağı olan lafta ilçe seçim binasının 9 mart pazar günü saat 14,00 da açılışını engellemek ve fethiyemizde bu tür grupların kurulmasını engellemek amaçlı protesto ediyor ve toplanıyoruz…” çağrısıyla yüzlerce kişi HDP’yi sardı.
Taşa tutulan bina, harabeye dönerken, “olayları yatıştırmak amacı taşıdığını iddia eden” polisler HDP’nin tabelası itfaiye aracılığıyla indirdi ve yerine Türk bayrağı astı. Faşist güruh tarafından “coşkuyla” karşılanan bu jestin ardından, güruh bütün gece taş ve sopalarla Kürt ve devrimci, demokrat kesimin avına çıktı.
Polis tarafından yer yer “yumuşak müdahale ve uyarıların” yapıldığı gecede Kürtlere ait 2 işyeri talan edildi ve evlerinin önünde nöbet tutuldu. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Kürtler Fethiye’den defolun” vb. söylemlerle saldırılarını sürdüren faşistlerin devletin “bu yumuşak ve halden anlayan tavrından” dolayı keyfi yerindeydi!
[widgetkit id=524]
