Manşet

“Gençlerle uğraşacağına kayıplarımızı bul!”

İstanbul: 450. kez Galatasaray Lisesi önünde buluşan Cumartesi Anneleri bu hafta Habur Sınır Kapısı’nda gözaltına alınarak kaybedilen Halil Birlik ile Mehmet Bilgeç’in akıbetini sordu. Ayrıca “kızlı-erkekli” tartışmalarını da protesto eden Cumartesi İnsanları, “Gençlerle Gezi’yle uğraşacağına, 450 haftadır buradayız; kayıplarla uğraş” dediler.

450 haftadır sokaktalar.

18 yıldır çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, dostlarını, yoldaşlarını arıyorlar.

Cumartesi Anneleri bu hafta da Galatasaray Lisesi önünde “Failler belli, kayıplar nerede” yazılı pankartla oturma eylemini gerçekleştirdiler. Eylemde bu hafta Başbakan R.T. Erdoğan’ın açıklamalarıyla başlayan “kızlı-erkekli öğrenci evleri” tartışmalarına öfke vardı.

 

“Gençlerin eğitim durumları ile ilgilen”

İlk olarak gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin söz adlı. “Başbakanın gündemi çok yoğun. 450 haftadır kayıplarımızı gündemine sokamıyoruz” diyerek tepki gösteren Bilgin, “Gençlerin ‘kızlı-erkekli’ bir arada kalmasını dünyanın sonu gibi göstereceğine; öğrencilerin eğitim durumu, ekonomik sorunları, öğretmen sorunları ile ilgilen” dedi.

Erdoğan’ın “suni gündem” yarattığını vurgulayan Bilgin, “Kendine ‘muhafazakar demokrat’ diyorsun. Ben sana dinci, gerici, ırkçı, şoven diyorum. Böyle birisi ne demokrat olabilir ne de muhafazakar” dedi.

Bilgin’in ardından söz alan gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de “Gençlerle, Gezi’yle uğraşacağına, 450 haftadır buradayız; biraz kayıplarımızla uğraş. Bizimle ilgilen” diyerek hükümete seslendi.

 

“Çıplak arama yapılırken neredeydiniz?”

Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise gözaltında ve hapishanelerde yaşanan tacizlere dikkat çekerek, “Namus bekçiliği yapanlar, hapishanelerde çıplak aramalar yapılırken neredeler? Onlar mı bize ahlakı, namusu öğretecek?” sözleriyle tepki gösterdi.

Keşke Başbakan olmadan önce iyi bir insan olsaydın” diyerek Erdoğan’a seslenen Yıldız, “Bırakın gençlerin yakasını!” dedi. Hanife Yıldız’ın ardından Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak, Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır ve BDP Şirnex Milletvekili Hasip Kaplan söz aldılar.

 

“Canımız yanıyor”

Konuşmaların ardından 7 Kasım 1996 tarihinde, Silopi’den ticaret yapmak için gittikleri Irak sınırında, Habur sınırı kapısında asker tarafından gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Halil Birlik ile Mehmet Bilgeç’in ailelerinin gönderdiği mektup okundu.

Hiç kimse masum değildi. Sessiz kalmak, bu kıyıma ortak olmak değil miydi aslında… Bu ürkeklik ve sindirilmişlik değil midir, bugün bizi kuyu başlarına, toplu mezarlara merakla sürükleyen” sözleriyle başlayan mektupta aileler, “Canımız yanıyor” dediler.

Babası Halil Birlik kaybedildiğinde henüz annesinin karnında 6 aylık olan Aleyna’nın yaşadığı acılara yer verilen mektupta insanları kaybedenlere seslenilerek, “Karanlık çöküp de yatağa girdiğinde, kapı açıldığında, köpek havladığında, ağaçlardaki yaprak hışırtısında bile uyanıp ‘acaba babam döndü mü’ demek nasıl bir duygu hiç tattılar mı?” denildi.

Mektubun ardından Cumartesi İnsanları’ndan Pınar Yanardağ’ın okuduğu haftanın açıklamasıyla oturma eylemi sona erdi.

 

[widgetkit id=374]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu