GüncelManşet

Çanakkaleli köylüler: “Devlet her yerde bize köstek!”

Çanakkale: 27 ve 28 Haziran günlerinde Çanakkale’de emekçi köylü kadınlarla birlikte tarlada çalışma imkanı elde ettik. Çalışma zorlukları ve geçim sıkıntıları hakkında konuştuğumuz kadınlar; yazları tarlada, kışları ise zeytinliklerde çalıştıklarını ve günlük aldıkları paranın geçimlerine yetmediklerini söylediler. Köylü kadınlardan çoğunun 2-5 dönüm arasında tarlalarının olduğunu öğrendiğimiz sohbetimizde, köylülerin kendi tarlalarını, topraklarını ekemediklerini, devletin yardım etmediğini ve yardım etmek yerine ayakbağı olduğunu ifade ettiler.

Çanakkale’de çoğu kadın evi tek başına geçindiriyor; eşleri ise kahvehanelerde vakit geçiriyor. Kadınlar işten sonra ev işleriyle de ilgilendikleri için çok yoruluyorlar. Ayrıca iklimin değişmesiyle tarlalardaki mahsuller çiçeklerini döküyor ve tarlalardan elde edilen kâr zarara dönüşüyor. Böyle olunca da kadınlar çalıştıkları tarlaların patronlarının da ödemede güçlük çektiklerini vurguladılar.

Bazı tarlalarda günlük yevmiye 40 TL iken bazı tarlalarda ise 60 TL’yi buluyor.

İl dışından olup Çanakkale’den tarla alanlar -özellikle İstanbullular- yevmiyeleri daha fazla veriyorlar. Bu da Çanakkaleli tarla sahiplerinin çalışacak işçi bulmasını engelliyor. Çünkü köylülere 60 TL yevmiye verilmesi tarladan edilen kârın mazot parasını karşılamayacağı anlamına geliyor. Yani “küçük köylü esnaf” (köylü kadınların tabiriyle) tarlasını ekemiyor, başkalarının tarlalarında çalışıp geçimini sağlıyor.

Erkekler tarlalardan umudunu kesmiş durumda. Çoğu başka iş alanlarında çalışıyor. Kadınlar ise tarlaların, hayatlarının ve yaşamlarının devamı olduğunu söylüyorlar. Gerekli destek verilirse, kredi sağlanırsa, ekilmeyen boş tarlalar köylülere verilse hem ekimin artacağını hem de geçimlerini sağlayabileceklerini söylüyorlar.

Kadınlardan Hatice teyzeyle röportaj yapma imkanı elde ettik. Hayatı boyunca tarlalarda çalışan Hatice Taş durumlarının eskiye göre daha kötü olduğunu söyledi.

– Çalışma zorluklarınız neler? Yevmiyeleriniz yetiyor mu?

–  Tarlada çalışma şartlarımız zor. Yevmiyeler verene fazla, alana az geliyor. Ben sana 45 TL versem bana çok, sen benden 45 TL alsan sana az. Amele sıkıntısı olduğu için de yevmiye fiyatları verene göre değişiyor. Çalışan işçi bulamayanlar daha fazla yevmiye vererek diğer tarlalarda çalışan işçileri kendine çekmeye çalışıyor. Bir nevi patronlar birbirlerinin kuyularını kazmaya çalışıyorlar.

Ayrıca bu da zenginlerin fakirlerin tabakasını öldürmesi anlamına geliyor. Benim tarlam var. Ben kendim ekiyorum. Bir yandan da başka tarlalarda çalışıyorum. Ben amele tutmuş olsam 40 TL verebilirim. 40 TL vereceğim için diğer tarlalar daha fazla verdiği için amele gelmiyor ve benim tarla ot içinde kalıyor.

– Yani kesin bir fiyat mı yok?

– Evet, sorun da burada. Küçük tabaka, fakir tabaka bu yüzden ölü. Zengin tabaka ise bu durumu kullanarak işlerini yürütüyor. Ben tarlayı kendim yapmasaydım, gece-gündüz içinde durmasaydım, 60 TL’ye işçi çalıştırsaydım, işin içinden çıkamazdım.

– Genellikle tarlalarda kadınların çalıştığını görüyoruz. Erkekler ne yapıyor?

– Erkekler kahvede. Kadın getiriyor, erkek yiyor. Bu hep böyle, bu şartlar değişmiyor. Kadın erkekten daha fazla çaba gösteriyor. Tarladan eve, evde işlere devam ediyorlar. Eğer evde bir yardım edeni olsa kadın tarlada bu kadar yorulmaz. Çocuklara bakım, yemek, ekmek hepsi kadının üstünden dönüyor ve erkek bu zorluğu görmüyor. Eşim bensiz gelmiyor tarlaya. Ben gelmesem kimse bakmayacak tarlaya. Gelse baksa, ben 2 kuruş daha fazla çalışıp yevmiye getiririm. O yüzden işlere az gidiyorum.

– Bu sene nasıl mahsül?

– Bu sene mahsül çok kötü. Çiçek var ama bağlayamadı; iyi bir döküm yok. İnsanlar değiştiği gibi mevsimler değişiyor. Ve hava koşulları kötü etkiliyor. Ayrıca ekonomi de kötü, kurtarmıyor. Ekin de az oluyor. Önceden 10 TL mazotla bir bidon dolarken artık yarısı bile dolmuyor. Ayrıca gübre de çok pahalı.

– Çözüm ne olur? Kadınlar ne yapmalı?

– Devletin kredi yardımı yapması lazım. Mazotun, gübrenin düşmesi lazım. Gübrenin bir çuvalı 60-70 TL. Tarım Kredi Kooperetifleri de market gibi çalışıyorlar. Gençken boru alırdık, gübre alırdık, sezon sonu verirdik parayı. Şimdi parayı peşin verceksin öyle alacaksın. Senet yaparlarsa ödeyemezsen hemen icraya veriyorlar, insanlar da kendilerini öldürüyor icra yüzünden.

Atıyorum bir dolu yağsa, bütün mahsul mahvolsa, ben de seneti ödeyemezsem direkt icraya verecekler. 10 liralık malı 5 liraya vermek zorunda kalacağım. Çoğu insan destek olmadığı için şehire göç ediyor. Kendi yapan da hiçbir şey yapamıyor. Çünkü yapacakları belli. Kısıtlanmış. Desteksiz, parasız hiçbir şey olmaz. Birbirimizin kuyusunu kazıyoruz, destek olacağımıza. Kasabaya, şehre gidiyorlar, orada da fakirlik çekiyorlar. Şehirlerde her şey para.  Destek olunursa mal da artar, verim de artar, işçi de işi zevkle yapar.

– Son olarak ne söylersin Hatice Teyze?

– Biz destek istiyoruz. Desteksiz hiçbir şey olmuyor. Bizim köyde evlerimiz de yol yapımı için yıkılıyor. Evimizi yıkıp 30 bin TL veriyorlar ev al diyorlar. 30 bine ev mi olur? Arsalar, 30 bin TL. Her yerde bize devlet köstek. Her yerde… Temelli bizi öldürdü. Büyük şirketler, tabakalar gelişti. Küçük esnaf öldü, hiç arama küçük esnafı!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu