GüncelKadınMakaleler

OCAK AYI | Komünist Kadınlar Direniyor

Devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenlerin anıldığı Ocak ayı dolayısıyla Karadeniz'de Mustafa Suphi ve 15 yoldaşıyla ölümsüzleşen Maria Suphi'ye dair Nürnberg'den bir okurumuzun yazısını yayımlıyoruz.

Parti ve Devrim Şehitleri Haftası Nedeniyle; Maria Suphi Yoldaştan, Meral Yakar yoldaşa, Barbara Anna yoldaştan Sefagül Keskin yoldaşa uzanan komünist kadınlar kızıl direnişini Maria Suphi yoldaş için yazdım.

Artık lüzum yok fazla söze. Bakın gözgöze. Karadeniz onbeş kere açtı göğsünü, onbeş kere örtüldü. Onbeşlerin hepsi bir komünist gibi öldü. Bu dizelerin içinde ben yokum. Yazdığınız tarihte hiç yer almadım. Bu katliamda onbeş komünist erkeğin öldürüldüğünü söylediniz yıllarca. Ama bu doğru değildi.

Yahya Kaptan sopasıyla onların ellerine ellerine vururken, kemikleri kırılırken ben oradaydım. Yoldaşlarım parçalanıp denize atılırken oradaydım. 15 beden Karadeniz’in çırpınan sularında kaybolurken, onları izlemenin çaresiz acısıyla çırpınıyordum.

Benim adım Maria bir Rus kadınıyım. 1905 devriminde işçi kadınların yanında yer almış, 1917 devriminde örgütlü yapıların içinde çalışmış bir Sovyet kadını.

Suphi ile tanıştığım gün yaşamımın bir başka dönemi başladı. Suphi ile yoldaş olduk. Onun mücadelesinde onun yanında yer aldım. Ona aşık oldum. Aşkın yoldaşlıkla nasıl kocaman olduğunu öğrendim.

Benim adım Maria. Ben, ülkeniz tarihinin utançlarından birinin tanığıyım. 1921 Ocağı Kars’tan ülkeye giriş yapmıştık. Kars’tan sonra ki istikamet Erzurum’du. Yola çıkan tren 18 Ocak 1921 de Erzurum’a ulaştı. Erzurum tren istasyonunda önceden örgütlenmiş büyük bir protestoyla karşılandık. Kimse trenden indirilmedi. Şehre sokulmadan Trabzon’a yönlendirildik.

Bir bahane ile Süleyman Sami ve Mehmet Emin Erzurum’da kaldılar ikisi de öğrenciydi. Trabzon’a ulaştığımızda bizi karşılamaya gelen kalabalığın beklediği yola girerken iskele kahyası ortaya çıktı. Yönümüz değiştirildi. Şehre varmadan çömlekçi mahallesinden doğruca iskeleye götürüldük. Yahya Kahya Suphi’ye ve bizlere çok ağır hakaretlerde bulundu. Hazırlamış oldukları motora bindirdiler bizi.

Bu bir ölüm yolculuğuydu hissetmiştim. Gözlerim Suphi’nin gözleriyle konuşuyordu. 28 Ocağı 29 Ocağa bağlayan geceydi. Birden beni çektiler yoldaşlarımın arasından. Suphi Maria diye bağırdı.

Gözümün önünde Suphi ve 14 yoldaşa saldırdılar. Silahla, kesici aletlerle saldırdılar, taş bağlayıp denize attılar. Çığlık atıp yardım etmek isterken beni bir karanlığa sürüklüyorlardı. Kendi sonumu tahmin edemiyordum. Yoldaşlarımın katliamına tanıklık sonrası Trabzon’a geri getirildim. Çömlekçi mahallesinde bir eve kapatıldım. Eve bir muhafız çetesi kondu.

Rus konsolosuna bir pusula göndermek istedim. Pusula Yahya’nın eline geçti. Yahya beni öldürmemişti. Yoldaşlarımla birlikte ölmek için neler vermezdim. Bilmediğim bir eve kapatılmıştım. Görenler görmemezlikten geldi. Herkes sustu. Ardı arkası kesilmeyen tecavüzlere maruz kaldım. Ordan oraya sürüklendim. Yok edilen sadece yoldaşlarım yada ben değildik.

Bir halkın geleceği yok ediliyordu. Bir yandan acılara direnirken bir yandan geleceğe ilişkin düşler kuruyordum. Düşlerime dokunamıyorlardı. Düşlerimizin yaşadığını biliyordum. Sizlerin gözlerinde görebiliyordum…

Benim adım Maria, Komünistim. O gece gemide öldürülmeyişim komünist olduğum için değil, kadın olduğum içindi. Kadın olduğum için bir çok erkeğin tecavüzüne uğradım ve sonrasında vahşice öldürüldüm. Bu cinayet ideolojisi ne olursa olsun tüm kadınlara karşı işlenmiş siyasi bir suçtur.

Kadınlara uygulanan hakaret, şiddet, taciz, tecavüz ve öldürme… Ben bunlara mahkum edilen kadınların mücadelesinde yer almaya geldim. Bugünde eşlerine, sevgililerine, çocuklarına, kardeşlerine her türlü şiddeti uygulayıp onları öldüren erkekler mahkemelerce serbest bırakılıp desteklenmiyor mu? Destekleniyor.

Ben Maria Suphi; siyasi olan kadın cinayeti dediğiniz katliamımın aydınlatılmasını istiyorum sizlerden. Ve tüm faili belli yada meçhul tüm siyasi cinayetlerin aydınlatılmasını…

Ben Maria Suphi; Beni yıllarca görünmez kılarak birde siz öldürdünüz tarih sayfalarında. Ben ve benim gibi on binlerce komünist kadın yok oldu bu kavgada. Komünist kadınlar tüm ülkelerde mücadele veren kadınları sahiplenmeli, onlarla dayanışmada bulunmalı ve devrim tarihine nakış nakış işlemeli. Unutmayalım ki;

Kadınlar kendi tarihini yazana kadar, tarih erkekleri övmeye devam edecek.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu