GüncelMakaleler

YORUM | 31 Mart Yerel Seçimleri ve Halkın Gücü

"AKP, kaybettiği seçimlerle kendi tabanını yeni bir ırkçı saldırıyla toparlama hamlesi gerçekleştirebilir. Nisan ayında planladığı sınır ötesi operasyonla gündemi iç politik tartışmalarından sınır ötesi operasyona çevirmesi güçlü bir ihtimal olarak duruyor."

31 Mart yerel seçimleri, AKP ve MHP’nin başını çektiği Cumhur İttifakı’nın “yenilgi”siyle sonuçlandı. Burjuva muhalefet partileri içinde Kemalist ideolojinin temsilcisi CHP, seçimlerden birinci parti olarak çıktı. Seçim sonuçlarının başarı hanesine eklenmesi gereken bir diğer parti de DEM’dir. Tüm baskı ve zorluklara, ırkçı saldırılara ve açık hedef gösterilmesine karşın DEM Parti, tek tek dolaştığı Kürdistan şehirlerinde halkla buluşmasının karşılığını sandıkta aldı ve Kürdistan’da birinci parti oldu.

Seçimlerle ilgili daha önceki yazılarımızda da Kürdistan illerinde seçimin AKP ile DEM arasında geçeceğini yazmıştık. Böyle de oldu. AKP, tüm baskı, hile ve taşıma naylon seçmene rağmen Kürdistan’da kaybetti. Yeniden Refah Partisi, AKP’den gelen oyları alarak kimsenin çok beklemediği bir sonuçla üçüncü parti oldu.

Tüm gelişmeler ışığında 31 Mart yerel seçimleri, uzun bir süre konuşulacak konular arasındaki yerini şimdiden almış görünüyor. Yerel seçimler 34 siyasi partinin kendi adaylarıyla Türkiye ve T.Kürdistanı’nı kapsayan 81 il ve 922 ilçede gerçekleştirildi.

CHP; 14 büyükşehir, 21 il ve 337 ilçe belediyesi olmak üzere toplam 420 belediye başkanlığını kazandı. AKP ise 12 büyükşehir, 12 il, 356 ilçe belediye başkanlığı kazandı. MHP ise hiçbir büyükşehir belediye başkanlığı kazanmazken, YRP 1 büyükşehir, 1 il ve 24 ilçe belediye başkanlığını aldı.

DEM Parti; 3 büyükşehir, 10 il, 65 ilçe ve 7 belde belediye başkanlığı kazandı. 2019 belediye seçimleriyle kıyaslandığında DEM Parti, belediye seçimlerinde 15 belediye fazla kazanarak önemli bir başarıya imza attı. 2019 yerel seçimlerinde HDP’nin kazandığı 65 belediyenin 59’una kayyım atanarak gasp edilmişti.

Yerel seçimler, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarıyla aynı olmasa da, yine de önemli bir veri olarak tartışılmaktadır. AKP, 14-28 Mayıs seçimlerini kazandıktan sonra artık her şeyi yapmaya muktedir bir şekilde yerel seçimlere hazırlandı. AKP açısından yerel seçimlerin kazanılması çok önemli bir eşiğin daha atlatılması sınavıydı. Kazanması stratejik bir dizi hamlenin art arda yürürlüğe konulmasının kapılarını da açmış olacaktı.

Bu durumda yeni anayasa için gerçekleştireceği ilk hamle, TBMM’ye anayasa taslağını sunması olacaktı. Bunu başaramadığı yerde ise referanduma gitme hamlesi ile yapmak istediğini tamamlamak olacaktı. Bu açıdan yerel seçimler AKP için bir veri olacaktı. Bu olmadı ve AKP, halkın tepkisiyle sandıktan umduğunu bulamadı.

Bu yenilgi AKP’nin tüm projelerinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. AKP, ulaşmak istediği hedeflere -kısmen bir yenilgi alsa da-, iktidar gücünü kullanarak ulaşmak isteyecektir. Yeni anayasa da buna dahildir. AKP’nin bu hamleyi gerçekleştirmesi biraz da iç siyasi gelişmelere bağlı olarak şekillenecektir.

Yerel seçimler ve burjuva partiler

Yerel seçimler burjuva partilerin güçlerini sınadıkları bir seçim oldu. CHP, 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde AKP karşısında aldığı yenilgi sonrası kendi içinde bir alt üst yaşadı. CHP’nin başına gelen Özgür Özel açısından yerel seçimler adeta bir dönüm noktası niteliğindeydi. Kendi liderliğini pekiştirme ve CHP’nin yeni bir hamle yapması açısından belirleyici bir yerde duruyordu. Özgür Özel ve CHP, şimdilik bunu başarmış görünüyor. Bu sonuçlarla birlikte kamuoyunda ve CHP içinde önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin bu ekiple kazanılacağı beklentisi şimdilik pekiştirilmiş oldu.

Seçimlerin sona ermesiyle gündeme oturan partilerden biri de Yeniden Refah Partisi oldu. AKP ile aynı ideolojik kökene sahip olan YRP, Milli Görüş geleneğinin tek temsilcisi olduğunu ileri sürerek seçimlere girdi. Söylem bakımından AKP ile karşılaştırıldığında Milli Görüş temsilcisi görünen YRP, şimdiye kadar hiçbir varlık göstermeden 14-28 Mayıs seçimleri sonrası yerel seçimlere hazırlandı.

14-28 Mayıs seçimlerinde AKP’nin yanında durarak seçimlere katılan YRP, Mayıs seçimlerinin ardından kendisini sürekli gündemde tutmasını bildi. Yerel seçimlere bu rüzgarı arkasına alarak giren YRP, AKP ile bir dizi pazarlığa girişti. AKP, YRP’yi kendi koltuk değneği görerek ne derse yapacak bir siyasi figür görse de yanına çekemedi. Seçimlere üç gün kala, İstanbul adayını geri çekmek karşılığında dile getirdiği İsrail’le tüm ticari ilişkilerin kesilmesi, emeklilerin maaşının 20 bin TL’ye çıkarılması ve Malatya Kürecik’teki Radar Üssünün kapatılması şartlarının AKP tarafından reddedilmesi YRP’ye önemli bir puan kazandırdı.

İslami kesim Filistinlilere İslam kardeşliği üzerinden baktığı için AKP tabanından önemli sayıda seçmen, yüzünü YRP’ye çevirdi.

AKP’ye kaybettiren elbette ki sadece YRP olmadı. AKP, 14-28 Mayıs seçimleri öncesi verdiği hiçbir vaadi tutmadı. Enflasyon daha da büyüdü. İşsizlik arttı. Yoksulluk önlenemez bir hızla çoğaldı. Saraylarda, villalarda lüks yaşam sürdüren AKP’li siyasetçilerin ve Erdoğan’ın yoksullukla boğuşan halktan sürekli “sabır” istemesi inandırıcılığını önemli oranda yıprattı.

AKP’nin son AYM çıkışı ile demokrasi algısı iyice dibe vurdu. MHP’nin açıktan AYM’nin kapatılmasını savunması ve AKP’nin buna sessiz kalması, yine AYM’nin TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararını açıktan tanımaması, yargının tamamen AKP-MHP’nin dümen suyuna girmesi AKP’ye kaybettiren nedenler arasında sayılabilir.

Kürt halkı iradesine sahip çıktı

Yerel seçimlerden DEM başarıyla çıktı. AKP’nin “Kazansalar da belediyeleri ellerinden alacağız” propagandasıyla kitlede yılgınlık ve bıkkınlık yaratma propagandası tutmadı. Kürt halkı iradesine sahip çıkarak AKP’yi boşa çıkarttı. DEM’in seçimden iyi bir sonuç alacağı Newroz kutlamalarında da açığa çıktı. Milyonlarca Kürt emekçi, Newroz’da alanları doldurarak AKP’ye mesajını vermişti. Kürt halkı, “Kayyımları geri püskürteceğiz, irademize sahip çıkacağız” şiarıyla seçime girdi ve kazandı.

Dersim’de devrimci ittifak açısından beklenen sonucu verdi. Başarı Merkez’de gösterilmiş olsa da ilçelerde istenilen sonucun alınamaması ilgili kurumlar tarafından mutlaka tartışılacaktır. İlçelerdeki bu başarısızlığın nedenleri üzerinde tüm ittifak güçlerinin bir değerlendirme yapması önemlidir.

“AKP, aldığı seçim yenilgisinden sonra Kürt illerinde DEM’in yeniden kazandığı belediyelere tekrar kayyım atar mı?” sorusunun denemesi Van Büyükşehir Belediyesi’ni kazanan DEM Parti adayı yerine AKP adayına mazbata verilmeye çalışılması olmuştur.

Bu saldırı, Kürt halkının iradesini tanımama politikasının ilk hamlesidir. Ancak halk iradesi ile püskürtülmüştür.

Seçimlerde İstanbul belediye başkanlığı yarışı tüm seçim boyunca gündemin ilk sırasına oturdu. AKP, 2019’da kaybettiği İstanbul’u adeta “namus” meselesi yaptı. “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” sözü bir simge oldu. AKP, tüm gücüyle İstanbul’a yüklendi. 17 bakan ve bizzat R.T.Erdoğan sahaya inerek İstanbul’u kazanmak için yüklenmesine rağmen kaybedildi. Bu, AKP açısından bir “yıkım” olmasa da son derece önemli bir mevzi kaybıdır.

Şunu belirtmeliyiz ki, CHP’nin İstanbul’u kazanmasında Kürt seçmenin desteği de göz ardı edilemez. E.İmamoğlu’nun seçim propagandası boyunca Kürtlere “sahip” çıkan söylemleri, meydanlarda açılan Kürtçe pankartları Kürtçe okuması, “Kürtçe kursuna gidiyorum” ifadeleri, Kürt seçmende E.İmamoğlu’na karşı bir sempati uyandırdığını ve bunun sandığa da yansıdığını belirtmeliyiz. Daha önemlisi Kürt halk kitlelerinde, başta İstanbul olmak üzere batı kentlerinde AKP-Erdoğan’a kaybettirme isteği bu tavırda önemli bir etken oldu.

AKP, kaybettiği seçimlerle kendi tabanını yeni bir ırkçı saldırıyla toparlama hamlesi gerçekleştirebilir. Nisan ayında planladığı sınır ötesi operasyonla gündemi iç politik tartışmalarından sınır ötesi operasyona çevirmesi güçlü bir ihtimal olarak duruyor.

Birleşik mücadele güçleri tüm bu gelişmeleri değerlendirerek yaklaşan 1 Mayıs Birlik Mücadele Dayanışma gününe hazırlanmalıdır. Korku atmosferinin kısmen de olsa yıkıldığı seçimler de bu gelişmeler ışığında değerlendirilmelidir.

Sınır ötesi operasyonla Irak ve Suriye Kürdistan coğrafyasına yapılacak saldırılara karşı daha güçlü bir karşı çıkış hamlesi gerçekleştirmesi gerekmektedir. CHP’nin seçimlerden güçlü çıkması halkın sorunlarına çare olmayacağı açıktır. Kurtuluşun devrimde olacağı propagandası daha güçlü yapılmalıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu