24 Şubat 2022 tarihinde Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş tehlikeli boyutlara ulaşarak büyüyor. Mazlum Ukrayna halkı ile dünya işçi ve emekçi halkın yararına olmayan bu savaş, emperyalist devletlerin yürüttüğü bir hegemonya savaşıdır.
2014 yılında Rusya’nın “arka bahçesi”nde, NATO-ABD ile Rusya yanlısı klikler arasında başlayan savaşta, seçimler ile iktidara gelen Viktor Yonakiç alaşağı edildi. Hatta Rusya’ya kaçarak ölümden kurtuldu. “Yevromaydan olayları” (ya da Meydan Darbesi) olarak tarihe geçen olaylarda ABD destekli Neo-Naziler gösterilere damgasını vurdu. Bayrakları ile sembollerini Hitler faşizminden alan Neo-Naziler kendilerini Azak Taburu (Ukrayna’nın Vatanseverleri) olarak gösterdiler.
AB-ABD yanlısı darbe ile yönetime gelen Paroşenko’nun, Ukrayna’nın bugünkü duruma gelmesinde ve yıkıma uğramasında büyük sorumluluğu bulunmaktadır. Pareşenko’nun yönetiminde Ukrayna’da Nazi bayrak ve sembolleri serbest bırakıldı. Örgütün finansmanı ABD tarafından karşılandı.
Liderleri ABD’de misafir edildi. Azak Taburu, ABD’li askerler tarafından eğitildi ve donatıldı. Askerler üniformalarında Nazi sembollerini açıkça kullandılar. Neo-Naziler daha ileri giderek Odessa’da sendika binasını ateşe vererek 50’ye yakın insanı diri diri yaktılar. II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Alman işbirlikçisi olan ve 1 milyon Yahudi’nin ölümünden sorumlu Stefan Bandura’yı mezarında ziyaret ettiler, onu anma gösterisi düzenlediler.
ABD-AB emperyalistleri açısından her şey NATO’nun genişlemesi ve Rusya’nın kuşatılması için planlanırken, Ukrayna’nın ileri olması için siyasi-askeri-ekonomik destek verildi. 2019’da Cumhurbaşkanı seçilen Zelensky, kendisinin de Yahudi olmasına rağmen Neo-Nazileri görmemezlikten geldi. Hitler faşizminden en çok çeken ve bedel ödeyen AB ülkeleri de sessiz kaldılar. Ukrayna devleti ve Zelensky ABD-AB için Rusya ile hegemonya savaşlarında NATO’nun çıkarları için kullanışlı bir araç haline getirildi. Rusya’nın kuşatılması için Balkanlar’dan Doğu Avrupa’ya, Karadeniz’de Gürcistan’dan Ukrayna’ya, eğer mümkün olursa Ermenistan-Azerbaycan dahil Kafkaslar’dan Orta Asya cumhuriyetlerine kadar bir dizi adım atıldı.
Rusya’nın adım adım kuşatılmasına karşı çıkan Putin ilk hamlesini 2014 yılında Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasıyla yaptı. Arkasından Doğu Ukrayna’da Rusya
sınırında bulunan Donetsk ile Lugansk Ukrayna’dan koparıldı. Rus vatandaşların yaşadığı Donetsk ile Lombask’ta halk Özgürce Ayrılma Hakkı’nı kullanarak özerklik talep etti. Bu özerk cumhuriyetlerin Rusya’ya bağlanmak istedikleri bilinmektedir. Rusya emperyalizmi, Ukrayna’ya müdahalesinin gerekçesi olarak bu özerk cumhuriyetlerin varlığını ve Ukrayna tarafında soykırım saldırılarına maruz bırakılmalarını açıkladı. Bu özerk cumhuriyetlerin Özgürce Ayrılma Haklarını kullanmaları, Rusya emperyalizminin yayılmacı, işgalci ve ilhakçı politikasının gerekçesi yapıldı.
Bu iki özerk cumhuriyetin kendi kaderlerini tayin etmesi savunulmalı, Rusya emperyalistlerinin işgalci ve ilhakçı politikası, Ukrayna’ya yönelik saldırısı kınanmalıdır. Birinci hakkın kullanımında (iki özerk cumhuriyetin Rusya’ya katılması talebine karşı eleştirisel tutum takınmalı,) ancak Rusya’nın bu durumu bahane ederek işgal saldırısına girişmesi net olarak kınanmalıdır.
Unutmamak gerekir ki, Ukrayna’dan ayrılarak bağımsızlıklarını ilan eden Donetsk ile Lombask Özerk Cumhuriyetlerini tanıyan Putin liderliğinde Rusya emperyalistleri aynı tavrı Rojava ile Artsakh için göstermemiştir. Artsakh’ta Türk-Azeri ve IŞİD çetelerinin katliamlarına onay veren Putin, Rusya’nın emperyalist çıkarları adına Artsakh Ermeni halkının felakete uğramasını seyretmiştir. Bugün halen Artsakh’ın siyasi konumu belli değildir. Putin liderliğindeki Rusya emperyalistleri tarafından tanınmamıştır.
Putin’in Donetsk ile Lombask’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ilk tanıyan ülke Suriye’den sonra Artsakh olmuştur. Artsakh Parlamentosu Başkanı A.Tovmasyan Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını memnuniyetle karşıladığını belirtirken aynı sorunlarla karşı karşıya kalan bu yüzden saldırıya uğrayan Paşinyan liderliğindeki Ermenistan hükümeti tanımamıştır. Bu ise burjuva hükümetlerin ikiyüzlülüğüne iyi bir örnek olmuştur.
Rusya emperyalizmi aynı şekilde Rojava’da kendi kaderlerini özgürce belirleyen Kürt halkına karşı da düşmanca tutum sergilemiştir. Tanımama bir yana Türk devleti ile anlaşarak Efrin, Serakaniye, El Bab, Gire Spi… gibi Kürt illerinin işgal edilmesine müsaade etmiştir. Tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden IŞİD saldırılarında 200 bine yakın insan evlerinden-topraklarından olmuştur. Putin, Suriye’de insanlığa karşı suç işlemiştir. Bir yerde Rus halkının ayrılıp özgürce kendi kaderini belirlemesini isterken, bir başka yerde katillerle beraber hareket etmekten geri kalmamıştır. Yani çifte standart uygulamıştır.
Her ne kadar bu savaş Rusya-Ukrayna arasında görülse de esasında Rusya-Çin ile ABD-AB-NATO arasındadır. NATO’nun kuşatmasına karşı, “Rusya’nın güvenliğinin tehlikede” olduğu gerekçesiyle başlatılan Ukrayna işgaline Rusya “savaş değil”, “militarizmden ve Nazizimden arındırma hareketi” olarak tanımlamaktadır. (Tıpkı ABD-AB emperyalistlerinin Afganistan’a, Irak’a saldırılarını işgal olarak değil “demokrasi götürme” olarak propaganda etmeleri gibi.) Putin’in işgali meşrulaştırmak için ileriye sürdüğü “Neo-Naziler” gibi gerekçeler işgal saldırısını haklı kılmaz. Aynı şekilde Zelensky de ABD’nin vaatleri-çıkarları uğruna ülkesini savaşa sokarak, yıkım ve felakete sebep
olmuştur. ABD-AB’den, hava sahasının kapatılmasını, Ukrayna’nın NATO’ya üye yapılmasını, asker gönderilerek savaşa katılmalarını istemesine rağmen, hiçbir isteği karşılanmayınca “oyuna” geldiğinin farkına varmıştır. ABD-AB savaşa katılmayacaklarını açıkladıktan sonra yalnız kaldığının farkına varan Zelensky, artık geri dönüşü olmayan yolda tek başına bırakılmıştır.
Putin, Ukrayna’nın işgalinin startını verirken bir ulus-bir halkı aşağılayarak “Ukrayna’nın gerçek bir ulus olmadığını” dillendirerek, Rus İmparatorluğunun yeni çarı olduğunu göstermiştir. Hitler faşizminden en çok acı çeken halk kimdir derseniz elbette ki Rus halkı olacaktır. SSCB II. Paylaşım Savaşı’nda 20 milyon insanını kaybetmiştir. Dolayısıyla Rus halkı, savaşı ve yıkımı iyi bilir. Bu nedenle diktatör Putin’in Ukrayna’yı işgaline karşı gelen, savaşın acılarını en çok hisseden halk da Rus halkı olmuştur. Bu yüzden Rusya’da bilim insanlarından, sanatçılara, gazetecilere ve sıradan insanlara kadar “Savaşa Hayır” diyerek sokaklara inmişlerdir.
Yoğun kış şartlarında komşu ülkelere sığınan Ukrayna halkı, II. Paylaşım Savaşı’ndan sonra en büyük trajediyi yaşamaktadır. Bunların sorumluları Putin liderliğindeki Rusya emperyalistleri ile gerici Ukrayna oligarklarını temsil eden Zelensky’dir. ABD-AB emperyalistleridir. Ukrayna halkının acısı bizim acımızdır! (bitti)
https://ozgurgelecek32.net/savasin-golgesinde-adf-antalya-diplomasi-forumu-yalanlari2-hayastan-turkiye-normallesmesi-mumkun-mu/?swcfpc=1
