GüncelManşet

“Kobanê’liler çadırlarda yaşamaya mahkum bırakıldı”

Pirsûs: Kobanê’ye yönelik gerici IŞİD çetelerinin vahşi saldırıları sürerken,savaştan dolayı bölgeden göç eden halk, özellikle DBP’li belediyelerin seferberliği ile çadırkentlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Savaşın yarattığı psikolojik etkiye ek olarak çocuklarının-karşdeşlerinin Kobanê’de direnişte savaşçı olmalarının yarattığı ambians, bahse konu psikolojiyi daha da ağırlaştırıyor.

Sadece, sınırdan geçen insan sayısının 180 bin civarı olması ve buna ek olarak devletin 6 bin kişilik bir çadır dışında hiç bir şey sunmaması koşulları gözlemlemek açısından net veriler sunuyor.

Tüm bu tablo içerisinde, yaşamlarını arkada bırakarak gelen Kobanêliler, burada da koşullarla bir savaşa girerek yaşamlarını çadır kentlerde sürdürmeye çalışıyor. Özgür Gelecek Gazetesi olarak Arin Mirxan Çadırkenti’ne giderek burada yaşam koşulları ile ilgili olarak kamp yetkililerinden Melek Kaçmaz ile görüştük.

Burada genel durum nedir? İnsanlar nasıl koşullarda yaşıyorlar, konu ile ilgili bilgi verir misiniz?

Melek Kaçmaz: Buradaki insanların tümü savaş mağduru. Evlerinden, topraklarından çıkartılmak zorunda kalan insanlar. Burada ister istemez bir adapte sorunu yaşıyorlar. Hangi nedenle olursa olsun, bir insanın bütün ailesini, yaşamını bir çadıra koyması büyük bir sıkıntı olacaktır. Burada psikolojik ve sosyolojik bir vakka söz konusu.

Bşalarından geçenin insanlar farkında. Bu da uyum sürecini kolaylaştırıyor. Yaşadıkları sıkıntılarla ilgili genel anlamda ne söylenebilir? Eketirik, su, beslenme, ısınma, kıyafet gibi sıkıntılar yaşanıyor.

Bu ihtiyaçlar gönüllüler, destekçiler sayesinde peyderpey karşılanıyor. Tabi bu süreç nereye kadar gider bilmiyoruz. Bu biraz da Kobanê’ye bağlı. Bizim arzumuz destekler tükenmeden insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesi.

Yönetim ve idare anlamında ise, bizde şu an 13 tane sokak var. Çadırlarımızın konumlarına göre harflendirdik ve her sokak için 2’şer sorumlu koyduk. Bu sorumlular, Kobanê’den gelenlerin istek ve ihtiyaçları ile ilgili, yönetimle ilgili süreci onlara yaymakla mükellefler. Tabi aldıkları bilgi ve ihtiyacı da onlara yaymakla mükellefler.

Bunları tabiki mahalle bazında oturtuyoruz. Bizim çadırlarımız çok yeni. Daha 3-4 gündür bir oturmuşluk söz konusu.

kobane kamp yönetim 3Şöyle bir gerçek var. Başbakan “kapılarımızı açtık” propagandası yapıyor ama AFAD’ın çadırlarında sadece 6.200 kişi kalıyor. Bunun gerisi ise DBP’li belediyelerin olanakları ile barınıyor. Bu konuya dair yorumlarınız nedir?

Burada çalışan arkadaşların hepsi gönüllü olarak çalışıyor. Hepsi de bölgenin insanları, yani Diyarbakır, Van gibi Kürdistan’ın bölgelerinden gelen insanlar. Büyük oranda Kürt olan arkadaşlar, bu gönüllüler. Tabi Türk ya da başka milletlerden gelen arkadaşlar da var. Bunun altını çizmemin nedeni şu: Onların özgünlüklerini biliyor. Onların şartlarını anlayabiliyor ve nasıl yardım edecekleri konusunda bir kafa açıklığı var. Bu da, günüllü arkadaşların nasıl iletişim kuracaklarını ve nasıl yardım edeceklerini bildikleri anlamına geliyor.

AFAD’daki sistem biraz daha hükümet kaynaklı ilerliyor ve onların oluşturduğu bir sistem. Bu anlamda sıkınıtlar yaşanacağını tahmin ediyoruz.

Rojava devrimi yaklaşık 3 yıllık bir süreç ve toplumsal yaşamın dönüşümü anlamında bu kısa bir süre. Gözlemleyebildiğim kadarı ile de gelenler genel olarak devrimin etkisinin daha az olduğu köylerden gelmişler. Bu anlamda da devrimin etkisinin daha az olduğu bölgelerden gelen insanlarla devrimi daha doğrudan yaşayan insanlar arasında nasıl bir farklılık var?

Buradaki herkes yaşanan şeyin farkında. Bilmeyen insanlar da bu etkiyi görebilmişler ama içselleştirmeleri konusunda aksaklıklar var. Bu konuda onları bilinçlendirmek ve örgütlemek açısından bir çabamız da var burada.

Tam olarak o devrimi yaşamadıkları için belirli aksaklıklar oluyor ama kanton yetkilileri halka bu konuda da yardımcı oluyorlar. Kobanê Kanton yetkilileri de buradalar. Kendi komisyonlarını kuruyorlar. Bu şekilde bir sistem oturtuluyor.

Peki sağlık durumları nasıl insanların. Yanlış bilmiyorsam burada bir sağlık ocağı var.

Burada gönüllü hekimlerin çalışmış olduğu bir sağlık ocağı tarzı, halk sağlığı merkezi tarzı bir çalışmamız var. Saat 9.00-16.00 arası bir çalışma söz konusu. Bazen de talebe göre uzayabiliyor vakitler. Bu saatler arası halka gerekli muayene ve gerekli ilaçlar sağlanıyor gönüllü hekimlerce.

kobane kamp yönetim 2Tabi ayakta tedavi edilen hastalar için. Daha kapsamlı hastalıklarda hastahaneye yönlendiriyoruz.

Çocuk eğitimleri için ise, çocuk okulu benzeri çadırdan alan oluşturmaya çalışıyoruz. Muhtemelen 1-2 gün içerisinde o da netleşecek.

Son olarak, savaş sonrası insanların psikolojik durumları ve savaştan etkilenme biçimleri nasıl?

Basit bir örnekle anlatabilirim. Yeni doğum yapmış bir kadının sütünün olmaması, bir savaş psikolojisidir. Aynı şekilde bir ses duyduklarında irkilmeleri, çocukların refleksleri bu savaş psikolojisinin ve tranvasının göstergesi.

Bunlar sadece gözle görülebilen tespitler. Tabi içsel anlamda yaşadıkları sorunlar daha da fazladır. Netice itibari ile yerlerini-yurtlarını, yıllardır yaşadıkları yaşamlarını geride bırakarak buraya geldiler. burada bir çadıra mahkum bırakılmaları ve bir yere ait olmama hali ve başlı başına yıkım anlamına gelmektedir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu