Güncel

Erdoğan seni burada istemiyoruz!

Başbakan’ın Almanya’ya çeşitli geziler ve açılışlar için gitmesi üzerine “Ortadoğu Diktatörü Olmaya Soyunan R.T. Erdoğan’ı Almanya’da İstemiyoruz! “ diyen ATİK ve bir çok kurum ortak bir açıklama yayımladı.

Ortadoğu Diktatörü Olmaya Soyunan R.T. Erdoğan’ı Almanya’da İstemiyoruz!

TC Başbakanı R.T. Erdoğan; 29-31 Ekim tarihleri arasında Almanya’da çeşitli açılışlar ve görüşmeler yapmak ve aynı zamanda, tek tipçi, ırkçı, asimilasyoncu, soykırımcı, emek düşmanı ve en önemlisi de efendileri tarafından kendisine verilen savaş çığırtkanlığı politikalarını anlatmaya geliyor.

R.T. Erdoğan Savaş Taşeronudur.

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adı altında emperyalistler tarafından ortaya atılan ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme planı çerçevesinde, İsrail ve Türk devletine verilen yeni görevler söz konusudur. Bu politikaların bir sonucudur ki, Suriye’ye saldırmak için her gün savaş çığırtkanlığı ve provokasyonlar yapmaktadır. Bunun için de parlamentoda sınır ötesi müdahale yetkisi anlamına gelen tezkereyi onaylattı.

Türkiye topraklarını sözde direnişçi olan, emperyalistlerin kırması devşirme çetelere açarak, onları eğitmekte ve Türk askerleriyle birlikte Suriye içinde eylemler yaptırmaktadır.

Suriye halkına karşı geliştirilen bu düşmanca tavra karşı çıkan Türkiye’deki savaş karşıtlarına da azgınca saldırarak, onları tutuklamakta, sokak ortasında linç etmektedir.

R.T. Erdoğan Türkiye’yi Hapishaneye Çevirmiştir

Türkiye’de her dönem muhalif kesimler tutuklanmakta, işkenceden geçirilmekte ve cezaevlerine operasyonlar düzenlenerek tutukluları katledilmektedir. Bu iktidar döneminde de bu politika aynı şekilde devam etmektedir. Yine on binlerce ilerici, yurtsever, aydın, sendikacı, milletvekili, avukat, gazeteci, seçilmiş siyasetçi zindanlara tıkıldığı bir süreçten geçmektedir.

Cezaevleri koşullarının düzeltilmesi, insanca yaşam koşullarının yaratılması için her dönem politik tutsaklar canları uğruna direnmişlerdir. Bugünde böylesi bir direniş sürmektedir. Cezaevlerindeki yurtsever tutsaklar; A. Öcalan üzerindeki tecride son verilmesi, sağlık, güvenlik, özgür haberleşme koşullarının sağlanması, anadilde eğitim ve ana dilde savunma hakkının tanınması için 50 güne yaklaşan süresiz açlık grevine girmişlerdir. Açlık grevindeki tutsakların sağlık durumları giderek bozulmuş ve her an ölümlerin olabileceği bir sürece girmiştir. R.T. Erdoğan olabilecek ölümlerin, sakat kalmaların bizzat sorumlusudur.

R.T. Erdoğan Kürt Halkının Düşmanıdır

Türk Devleti  tarihi boyunca Kürtlere yönelik katliamlar yapmış, Kürtleri yurtlarında sürgün etmiştir. Bugün bu politika Erdoğan tarafından da aynı şekilde uygulanmaktadır. 28 Aralık 2011 tarihinde çoğu çocuk olan, Roboski’de ki katliam bunun bir örneğidir.

Her gün Kürtlere yönelik yeni saldırılar düzenlenmektedir. Köyler boşaltılmakta, ormanlar yakılmakta, insanlar kurşuna dizilmekte, işkencelerden geçirilmektedir. Halk tarafından seçilmiş politikacılar, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklanarak cezaevlerine doldurulmaktadır. Geçmişten gelen katliamcı, tek dil, tek ulus, tek din olan faşist politikalar bugünde harfiyen uygulanmaktadır.

R.T. Erdoğan k Alevilerin ve Farklı İnançların Düşmanıdır

Türkiye farklı din, mezhep ve inançların bir arada olduğu bir ülkedir. Fakat zenginlik olan bu farklılık sürekli “ötekileştirme” politikalarıyla baskı altında tutulmakta, Madımak’ta olduğu gibi, diri diri yakılarak katledilmektedir. Türkiye tarihinden bugüne kadar Alevi ve diğer inançlara mensup insanlara yönelik zorla ötekileştirme politikaları uygulanmaktadır. Alevilik inancı kabul edilmemekte, inançlarına saygı gösterilmemekte, Cem Evleri ibadet hane olarak kabul edilmemektedir.

Hakkını arayan, ibadet hanesini kendisi inşa eden Aleviler, sürekli Türk hükümetleri tarafından horlanmakta, dışlanmaktadır. Bunun sonucudur ki, Cem Evleri için “ucube” diyen R.T. Erdoğan tarafından dillendirilmektedir.

Aleviler, Êzidîler ve diğer farklı inançlar sürekli katliamlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun sonucudur ki, Madımak otelini yakarak 35 ilericiyi katledenler zaman aşımı uygulanarak cezaevlerinde serbest bırakılmışlardır. En son Elazığ Havalimanı terminal binası açılışında yaptığı “Bu teröristlerin yeri belli, bunlar Zerdüşt. İşte şimdi kendileri açıklıyor, Yezidilikten bahsediyorlar. Bak neler çıkıyor, neler“ şeklinde sarf ettiği sözlerle Êzidî inancına sahip insanlarımızı aşağılayarak hedef göstermiştir. R.T. Erdoğan Alevi ve diğer dini inançlara düşmandır.

R.T. Erdoğan Soykırımcıdır

Türk devletinin ve egemenlerinin  tarihi aynı zamanda soykırımlar tarihidir. Anadolu’da yaşayan farklı kültür ve inançları bir zenginlik olarak görüp, geliştirmek bir yana “tehdit” olarak görüp yok etmek istemiştir. Başta Kürtler, Ermeniler olmak üzere farklı ulus, milliyet ve azınlıklara karşı soykırım uygulamıştır. 1914 Ermeni, Êzidî, Süryani, Keldani’lere karşı, 1938’de Dersimlilere ve kuruluşundan günümüze kadar Kürtlere yönelik soykırım politikası süre gelmiştir. R.T. Erdoğan Dersim soykırımına ilişkin sözde özür dilediğini söylese de, politik bir manevranın ötesine geçmemiş, somut adımlar atılmamıştır. Ve geçmişteki bu politikalar aynı şekilde devam etmektedir.

R.T. Erdoğan İşçi Düşmanıdır

Türkiye’de işçi ve emekçilere yönelik saldırılarda her daim katlanarak devam etmiştir. İşçilerin en doğal hakkı olan örgütlenme hakları ellerinde alınmış, sendikalar yasaklanmış, sendika üyesi olmak suç sayılmıştır. 18 Ekim 2012 tarihinde parlamentoda onaylanan “Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Kanunu” ile Türkiye’de sendikalar yok edilmeye çalışılmaktadır. Yandaş sendikalarında desteğini alarak çıkardığı bu yasayla, sendikaların en doğal hakkı olan toplu sözleşme hakkı ellerinden alınmaktadır. Bu yasayla birlikte, 30 kişiden az işçi çalıştıran iş yerlerinde toplu sözleşme hakkı ortadan kaldırılmıştır. Bu da Türkiye’de çalışan işçilerin yüzde 60’nı oluşturmaktadır. Diğer taraftan da iş kolu birleştirilerek, sendikaların iş kolu barajı altında kalmasını birlikte getirmiştir. 12 Eylül yasaları bu süreçte de aynı devam ettirilmiştir. Bunun içindir ki R.T. Erdoğan işçi ve emekçi düşmanıdır.

Tüm Yerli Ve Göçmen Emekçilere Çağrımızdır

Almanya’ya gelecek olan R.T. Erdoğan, yukarıda saydığımız ve daha bir çoğunu sayamadığımız tüm uygulamaların temsilcisidir. R.T. Erdoğan tarafından uygulananlar Türk devletinin kuruluşundan günümüze kadar süre gelen; tek dil, tek millet, tek din politikalarının bir devamıdır. Bu politika; demokrasi, eşitlik ve özgürlüklere düşmandır. Bu politikalara Emperyalist ülkeler ve Alman devleti desteğini hiç bir dönem esirgememiştir.

Bunun için aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak; R.T. Erdoğan’ın Almanya’ya gelişini protesto ediyor, yerli ve göçmen emekçileri Erdoğan’ın gerçek yüzünü görerek, Almanya’ya gelmesini birlikte protesto etmeye çağırıyoruz. Çağrımız ve şiarımız; tek dil değil, çok dil; tek millet değil, çok millet; tek din değil, çok din; savaş değil barış diyoruz.

Bizler; tüm ezilenler, yok sayılanlar, baskı altında tutulanlar, farklı ulus ve dinlere sahip oldukları için katliamdan geçirilenler, cezaevinde ölümle karşı karşıya bırakılanlar için; demokrasi, özgürlük ve eşitlik talep ediyoruz! Bu taleplere düşman R.T. Erdoğan’ı protesto etmeye çağırıyoruz!

Şimdiye Kadar İmzalayanlar:

AABF (Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu)

YEKKOM (Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu)

ATİF (Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu)

AGİF (Avrupa Göçmen İşçiler Federasyonu)

DİDF (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu)

ÖDA (Özgürlük ve Dayanışma Almanya)

Arap-Alevileri Gençlik Birliği

Liwa İskenderun İnisiyatifi

TÜDAY (Almanya Türkiye İnsan Hakları Derneği)

ADHF (Almanya Demokratik Haklar Federasyonu)

FDG (Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu)

Avrupa Barış Meclisi

CENI (Kurdisches Frauen Büro für Frieden),

FEDA (Demokratik Alevi Federasyonu),

Dersim Wiederaufbau,

YXK (Kürdistan Öğrenciler Birliği)

FKE (Almanya Kürdistan Ezidiler Dernekleri Federasyonu)

GDF (Türkiyeli Göçmen Dernekleri Federasyonu)

Kaynak: AHM-ATİK Haber Merkezi

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu