GüncelMakaleler

ANALİZ | Birleşik Mücadelenin Kazanımı Olarak Ecevit Piroğlu Kampanyası

Kampanya süreci, farklı devrimci güçlerin birlikte iş yapması ve devrimci dayanışma kültürünü geliştirmesi bakımından olumlu bir not olarak tarihe düşmüştür.

Ecevit Piroğlu uzun zaman Türkiye’de çeşitli örgütlerde mücadele ederek hayatını sürdürmüştür. Gençlik yıllarında başlayan mücadele, ardından çeşitli dönemlerde gözaltılar ve en son Gezi İsyanı’nda Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) binası basılarak onlarca arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. Sonrasında serbest kalınca, mücadelenin en sıcak alanı olan Rojava’da direnişi büyütmek için öne çıktı.

Piroğlu devrimci görevleri için Avrupa’ya gelmek isterken; 25 Haziran 2021 tarihinde Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’nda Sırbistan polisi tarafından gözaltına alındı ve Türk devletinin İnterpol aramasından dolayı iade edilmesi için çalışmalar başlatıldı.

Bu süreçte hukuksal yollarla sorun çözülemeyince 2022 Mayıs ayından sonra kamuoyu oluşturulması için ortak bir kampanya başlatıldı. Bunu takriben Ecevit Piroğlu da 2 Haziran 2022 tarihinden itibaren süresiz açlık grevine başladı.

Ecevit Piroğlu’nun iadesi için 3 Haziran 2022 tarihinde Belgrad’da görülen iade davasında, Türkçe tercümanın faşist TC lehine bilgileri çarpıtarak tercüme etmesi, avukatlara saldırmaya çalışmasından kaynaklı duruşma 17 Haziran tarihine ertelendi.

Bu süreçte Türk devleti, Piroğlu’nun Türkiye’ye iadesi için Sırbistan üzerinde baskı oluşturmayı yoğunlaştırdı ve bunun içinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 17 Haziran’da Sırbistan’a gitti. Çavuşoğlu’nun girişimleri etkili olacak ki, Piroğlu’nun 17 Haziran’da görülen temyiz mahkemesi kısa sürmüş ve mahkeme tekrar ertelenmiştir.

Avukatlarının “reddi hakim” talebi hiçbir şekilde gözönünde bulundurulmadı. Ve mahkeme yeni bir dava tarihi bile vermeden sonlandırıldı. Ayrıca 7 Eylül’de R.T.Erdoğan’ın Sırbistan gezisinde Ecevit Piroğlu’nun Türkiye’ye iadesi de gündemleri arasında olduğu bilinen bir gerçektir. Kısacası TC devleti, Piroğlu’nun Türkiye’ye iadesi için en üst düzeyde girişimlerde bulunuyordu.

İç hukukları gereği uzun tutukluluk kapsamında 1 yılını hapishanede geçiren Ecevit Piroğlu, 24 Haziran günü başka hapishaneye sevk edildi. Adı kapalı kamp olarak geçen aslında hapishane sistemi olan bu yerde Piroğlu’na tecrit uygulandı. Kapalı bir odada başında bir polis memurunun 24 saat beklediği, havalandırma ve başka insanlarla temas kurma hakkı engellendi.

Piroğlu kendisine yönelik bu tutumu kınamak ve serbest bırakılma talebiyle 2 Haziran tarihinde itibaren açlık grevinde olduğu bilinmesine rağmen bu yaptırımlarla karşı karşıya bırakıldı. Uzun süreli açlık grevinden ve uygulanan tecritten kaynaklı 5 Eylül’de bilincini kaybetmeden kaynaklı hastaneye kaldırıldı ve 2 gün sonra tekrar hücreye koyuldu.

Bu süreçte 48 kiloya düşen Piroğlu, günlük ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz duruma geldi. Buna rağmen tecride devam edildi.

Yeni bir mahkeme tarihi verilmemesi ve , Piroğlu’nun sağlığının giderek bozulmasından kaynaklı, Sırbistan Mahkemesi üzerinde uygulanan baskı sonuç vermiş 30 Eylül’de tekrar mahkemeye çıkarılmıştır. Burada uluslararası bir delegasyonunda bulunması olum bir etki yapmış fakat mahkeme kararını açıklamayarak tekrar sürüncemeye bırakmıştır.

Avrupa’da birçok şehirde Piroğlu’nun serbest bırakılması için yürütülen kampanya, bu süreçte daha da geliştirilerek, Yunanistan ve Cenevre’de açlık grevleriyle beslendi. Piroğlu’nun yoldaş ve mücadele arkadaşları, “Ecevit Piroğlu’na Özgürlük İnisiyatifi” ve “Avrupa Demokratik Güç Birliği”nin ortaklaşa yürüttüğü bu kampanya birleşik mücadelenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Kampanyanın güçlenmesi ve oluşturulan kamuoyu sonucu Sırbistan Mahkemesi Piroğlu’nun iadesini düşürmüştür. Kampanyayı yürüten bileşenler, elde edilen kazanımları ve Piroğlu’nun açlık grevinden kaynaklı sağlık durumunun kötüye gitmesinden dolayı 16 Eylül’de açlık grevini bırakma çağrısı yaptı. Piroğlu da bu çağrıya yanıt vererek açlık grevini sonlandırdı.

 Bir yaptırım gücü olarak interpol

Ecevit Piroğlu davasında bir kez daha görüldüğü gibi, hukuksuzluğun hukuksuzluğu olarak tabir edilen İnterpol davaları, sürgünde yaşayan devrimciler açısından birer pranga haline getirilmiştir. Faşist TC bunu kullanarak, yüzlerce devrimci hakkında aramalar çıkarmakta ve Avrupa’nın her hangi bir sınırında kimlik kontrolü yapıldığında insanlar gözaltına alınmakta ve uzun süren dava ve tutuklanma süreçleriyle karşı karşıya kalmaktadır.

 Piroğlu davası ve ortak mücadelenin önemi

Ecevit Piroğlu’nun tutuklanması ve 2 Haziran’da mahkemesinin görüleceği duyulmasından sonra Avrupa Demokratik Güç Birliği bileşenleri hemen sürece ortak müdahale etti ve aynı zamanda “Ecevit Piroğlu’na Özgürlük İnisiyatifi” kuruldu.

Birçok ülkede başta Sırbistan Konsoloslukları önünde yapılan mitingler olmak üzere çeşitli eylemler örgütlenerek dava sahiplenilmiş ve kamuoyu yaratılmıştır.

Bu çalışmaların sonucunda Sırbistan’da ve Avrupa’da birçok basına dava taşınmış, çeşitli kuruluşların davayı sahiplenmesi sağlanmıştır. Mahkemenin iadeyi durdurma sürecine kadar süren bu başarılı çalışmanın en önemli yanı Piroğlu’nun 2 Haziran’da başlattığı ve kesintisiz sürdürdüğü açlık grevi olmuştur.

Faşist TC’nin her alanda devrimci ve ilericilere yönelik saldırılarını boşa çıkarmak, R.T.Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun bizzat müdahale etmesine rağmen iade devasını düşürmek açısından bu ortak kampanya, gelecek dönemdeki çalışmalara önemli katkı sunmuştur. Ortak mücadelenin başarıları, birleşik devrimci mücadelenin önemini bir kez daha kanıtlamıştır.

Kampanya süreci, farklı devrimci güçlerin birlikte iş yapması ve devrimci dayanışma kültürünü geliştirmesi bakımından olumlu bir not olarak tarihe düşmüştür. TC devletinin en yetkili makamlarının Piroğlu’nun iade edilmesine yönelik çabalarına rağmen birleşik devrimci dayanışma bunun önüne geçmiştir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu