DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Bu gözler 14 Temmuz’u gördü

"5 Nolu Amed Zindanı’nda her tutsak faşizmin zulmü altında halkına, değerlerine, ideallerine karşı tarihinin en zor sınavını verdi. Ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya yoldaşın görkemli direnişi, işkenceye karşı direniş deneyimlerinin sınırlı birikimleri, okunan birkaç direniş romanlarının haricinde elde fazlaca bir şey yoktu."

14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçileri açlık yiyerek, uyuyan bir halkın yüreğine ve bilincine seslendiler. Direnişin ve onurun öncüleri oldular. Bugün yaşayan ve direnen her devrimcinin; özgürlüğe tutkulu her Kürdün, 14 Temmuz direnişçilerine minnet ve devrim borcu vardır.

Yaşama ve insana ait tüm kapıların kapatıldığı, her gün yağmur yerine zulmün yağdığı, bir damla ışığa, bir avuç dost selamına bile hasret kalındığı zindanda 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçileri, çıkışın öncüsü oldular. Unutulmayacak bir tarihin yazıcıları ve özgürlüğün yapıcıları oldular. Yaşam ve özgürlük idealleri sürdükçe komutan Kemal Pir, bilge M.Hayri Durmuş ve civan yürekli Ali Çiçek, Akif Yılmaz anılarımızda ve ideallerimizde yaşayacaklardır. Değerlerimizin tertemiz sayfalarında olacaklardır.

Her tarafın karartılıp susturulduğu, havada güvercinin kanat çırpınışlarının bile yasaklanıp kurala bağlandığı, akıl tutulması zulüm mekanında özgürlük mahkumları Dörtler sayesinde soluk alınmaya çalışıldı. Ölümün de ötesinde zulmün yaşatıldığı bir süreçte düşman sadece özgürlük fikrini, ideallerini, iradesini kırıp teslim alma noktasında durmadı. İnsanların bir daha asla geriye dönüp bakmaması, başladığı yere tekrar dönüp devam etmemesi, cesaretini ve onurunu bir daha asla taşımaması için her şey yapıldı.

Kurdistan özgürlük düşünü gömmek, devrim umudunu bitirmek, örgütlülüğe olan saygı ve güveni yok etmek için faşizm elinden gelen her şeyi yaptı. Fare-insan dışkısı yedirmekten, lağım suyu içirmeye, kör ve karanlık hücrelerde bekletmekten, kaba fiziki işkenceye kadar burada saymakla bitiremeyeceğimiz işkencelerin yanında, fiziki ve psikolojik işkenceye dayalı onursuzluğun her türlü iğrenç uygulamaları yaşatıldı. İnsani ve ahlaki olan her şey, ayaklar altına alınıp parçalandı, temiz olan ne varsa kirletilmek istendi.

Kürt ulusal özgürlük mahkumları ve Türkiyeli devrimciler; tarihi halklara soykırımı yaşatmış, yıkma, yakma, işkenceden başka bir şey bilmeyen bir faşist diktatörlükle karşı karşıyaydı. Soykırımcı faşist bir devlete yakışır bir nitelikte ve özellikte işkence ve teslim alma yöntemleri uygulandı. Her türlü fiziki, iradi, moral değerlerin acımasız şekilde ayaklar altına alıp çiğnendiği bir süreç yaşandı ve yaşatıldı.

5 Nolu Amed Zindanı’nda her tutsak faşizmin zulmü altında halkına, değerlerine, ideallerine karşı tarihinin en zor sınavını verdi. Ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya yoldaşın görkemli direnişi, işkenceye karşı direniş deneyimlerinin sınırlı birikimleri, okunan birkaç direniş romanlarının haricinde elde fazlaca bir şey yoktu.

Kürtlerin, devrimcilerin bilinç ve ruhları Türkleştirilip Kemalizm zehiriyle terbiye edilmeliydi. Kemalizm’in kafatasçı ırkçı ideolojisi olan “Türkçülük Sözleşmesi”ne göre herkes Türkleştirilip Müslümanlaştırılmalıydı. Devrimciliğe, komünistliğe, Kürtlüğe ve özgürlük ideallerine lanet okutulmalıydı.

Ama Kemalist faşistlerin unuttukları bir şey vardı: “Ya özgür yaşanacak ya da ölünecek” iddiasını yaşatanların var olduğunu hesaba katmamışlardı. Bu faşist bir aklın, devlet denilen soyut bir varlığa kölece hizmet ederek varlaştıran aklın alamayacağı bir şeydi. Nitekim bu faşist kafa, kutsal gördüğü bayrağını, marşını vb. bilumum “değeri”ni işkence aracı olarak kullanırken bile gerçekte ne yaptığının farkında bile değildi.

Faşist terör, işkence ve baskılar karşısında onurlu insanı ve onun direnişini buldu. Kötü gidişattan çıkmanın ve yolunu açmanın, mutlaka bir şeyler yapmanın öncüsü Mazlum Doğan arkadaş oldu. İsmi Mazlum direnişi DOĞAN olan büyük direnişçi ilk kıvılcımı tutuştururken ardından Dörtler ve 14 Temmuz Ölüm Orucu öncüleri tarihe ve özgürlüğe bakarak 5 Nolu zindan tutsaklarına öncülük yaptı. Artık karanlık parçalanmış özgürlük yolu açılmıştı. Hiçbir zulüm ve ihanet özgürlük mahkumlarını durduramazdı.

Faşist postalların ilk ayak seslerinde ilk tokatta çözülen, bir öğünlük açlığa dayanamayıp dökülen, savunduğu değerlere, halkına ihanet edip devrime sırt dönenlerin revaçta olduğu bir süreçte imkansız denilen koşullarda direnmek ancak ileri bir bilince ve güçlü direniş iradesine sahip olanlar başarabilirdi. Ve öyle de oldu. Direniş, teslimiyet, daha yüksek iradeli direniş, daha utanç verici teslimiyet sarmalı içinde direniş zirvesine ilk çıkan Mazlum Doğan, Dörtler 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçileri onurlu sayfanın ölümsüz isimleri oldular.

Ne mutlu onuru ve ideallerini için direnen 14 Temmuz Ölüm orucu şehitlerine! Komutan Kemal Pir, bilge öğretmen M.Hayri Durmuş, civan militanlar Ali Çiçek ve Akif yılmaz onurumuzdur!  Direnişimizin sembolleridir! Anılarına sonsuz saygı ve büyük minnetle…

(Yeni Özgür Politika – 14 Temmuz 2023)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu