DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Özgürlüğün komutanı: Avo

"O sadece 41 ülkeyi dolaşan bir gezgin, 8 dil bilen entelektüel değildi. O kelimenin gerçek anlamıyla bir devrimciydi. Göğsüne saplanan işgalci mermiler karşısında tıpkı halkı gibi düşmanını sevindirmeden toprağa uzanırken bir kurtarıcı gibi elini gökyüzüne uzattı."

Kaliforniya’dan Karabağ’a uzanan serüven dolu yaşamın hikayesidir, komutan Avo’nun hayatı. Daha çok bir fikir insanı, gelişkin bir Ermeni entelektüeli idi. Aynı zamanda da bir savaş komutanı. Ermenilerin Che Gueverası kabul edilir Avo. Tıpkı Kürt halkının özgürlük öncüsü Kemal Pir gibi yılmaz bir enternasyonalistti.

O sadece 41 ülkeyi dolaşan bir gezgin, 8 dil bilen entelektüel değildi. O kelimenin gerçek anlamıyla bir devrimciydi. Göğsüne saplanan işgalci mermiler karşısında tıpkı halkı gibi düşmanını sevindirmeden toprağa uzanırken bir kurtarıcı gibi elini gökyüzüne uzattı.

Ermenistan’ın ve Artsakh’ın (Karabağ) ulusal kahramanı Monte Melkonyan (Avo), 27 Eylül 2020’de 44 gün süren savaşta yaşanan yenilgiyi ve kaybedilen toprakları görseydi ne düşünüp ne yapacağını tahmin etmek zor olsa da gökyüzünün tanrılarını aşağı indirmek için elinden gelen her şeyi yapacağı kesindi. Çünkü o, bir dönem “Karabağ’ı kaybedersek halkımızın tarihindeki son sayfayı çevirmiş oluruz” derken ne kadar haklıydı. Mücadelenin ön saflarında olmanın dışında başka bir yer aramadı. Karabağ dışında başka bir yerde olmama hakkını belirtirken kaderini Artsakh’ın kaderine bağladı.

1993 yılında tarihsel Ermeni toprakları olan Karabağ’ın Marduni, Mardagerd, Kelbaçar bölgelerinin kurtarılmasında büyük bir rolü oldu. Bölge halkını çoğunlukla Azerbaycan askerlerinden ele geçirilen silahlarla donatarak onları disiplinli bir askeri güce dönüştürdü. Monte’nin komutası altında savaşçılar ön saflarda savaşarak geniş bir alanı kurtardı. Komutası altında dört bine yakın savaşçı ve ellerinde Azerbaycan askerlerinden ele geçirilen elli tank vardı. Çoğu çiftçi ve şarap yetiştiricisi olan yaklaşık 28.000 kişinin yaşadığı iki yüz mil karelik bir dağlık alanı başarıyla savundu.

Vietnam ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinden etkilendi. Direnişlerinden büyük ilham aldı. Karabağ’ı Vietnamlaştırmak için son nefesine kadar savaştı. Kazanacağına ve başaracağına o kadar çok inanmıştı ki sanki bugünkü Ermenistan gençliğine seslenir gibi konuşuyordu:

“Azerbaycan hükümeti açıkça Artsakh’ı Ermenilerden boşaltmaya karar verdi ve sonuç olarak bununla yüzleşmekten başka çare yok. Yani bu durumda kaybetme hakkımız yok. Bu sefer kazanmalıyız. Kazanmalıyız… Birçok Ermeni kazanabileceğimizi anlamıyor. Ancak askeri olarak daha zayıf bir kuvvet, kararlı ve organize olursa çok daha güçlü bir kuvveti yenebilir. Daha iyi silahlanmalı, disiplini güçlendirmeliyiz, yoksa mahvoluruz.”

Küçük bir ülkede komutan Avo, 30 yıl önce bunları söylerken ne kadar haklı ve ne kadar isabetli tespitler yapıp çözümün nerede ve nasıl olacağını gösteriyordu.1993’te adım adım kurtarılan tarihsel Ermeni toprakları olan Karabağ’ın tek kurşun bile atılmadan düşmana teslim edilmesinin yarattığı acının yerini hiçbir şey dolduramaz.

Monte’nin hayal ettiği Ermenistan, yolsuzluğun olmadığı, adil, üretken, gelişmiş bir Ermenistan’dır.  Dayanışmayı, yaratıcılığı teşvik eden ve asırlık Ermeni kültürünü, dilini, eğitimini, ulusal değerlerini geliştiren onurlu bir yaşamı esas almalıdır. Monte, idealindeki Ermenistan’ı görüp yaşayamadı.

Ancak o ne hayallerinden ne kavgasından vazgeçti.

Keza Batı Ermenistan konusunda fikirleri de oldukça gerçekçi ve isabetliydi: “Diaspora Ermenileri, Soykırım sonrasında ülkeyi terk etmek zorunda kaldıkları için Ermenistan dışında yaşıyorlar. Bugün geri dönemezler çünkü Türk devleti gerçekten sömürgeci, sömürücü, milliyetçi ve faşisttir. Bu nedenle milletimizin somut bazı haklara sahip olması için orada silahlı mücadele vermesi gerekmektedir. Ve tabii ki ben de dahil olmak üzere her Ermeni yurtsever gidip bu mücadelede yer almalıdır. Evet, benim için her şey çok basittir.”

Bugün vahşi kapitalist dünyada en temel haklar için bile örgütlenip silahlı mücadele yürütmeden elde edilemeyeceğini iyi biliyordu, Monte Melkonyan. Yönünü köklerinin olduğu topraklara dönüp Kürt özgürlük hareketi gerillalarıyla birlikte faşist TC devletine karşı savaşacağından kimsenin şüphesi olmazdı.

Monte hoş bir dost, yenilmez bir düşman, parlak bir stratejist, cesur bir fedai idi. Ama hepsinden öte, örnek bir öğretmendi. Yaşamı bizim için bir derstir. Hayatta nelerin mümkün olduğu, silahlı bir düşman kuşatması ve saldırganlığı altında yaşamak zorunda bırakılan halklar için hangi fırsatların doğabileceği konusunda öğretici bir dersti yaşamı.

Halkın özgürlüğü ve mutluluğu için savaşan ve şehit düşen her devrimci öncünün arkasında halk en yalın, en temiz duygularını dile getirir. Karabağ’ın çeşitli köylerinde kadınlar için o “kutsal” birisidir. Fransız telekomünikasyonda çalışan bir işçi için “yaşayan efsane”; bir New York Times muhabirinin aktardığı anonim bir Ermeni’ye göre o, “sahip olduğumuz en iyi tanrıydı.” Mhnteaberd’in anneleri için ise bodrumlarda çocuklarını düşman bombardımanı altında korkudan kurtardığı için ilk teşekkür edilecek kişiydi!

“Yaşayan efsane” Monte, Ermeni halkının en iyi komutanlarından biriydi. Yerevan’dan Ararat’a bakan her mazlum Ermeni Monte’yi görür. Monte Melkonyan 12 Haziran 1993’te Ağdam’da silah elde ölümsüzleşti. Komutan Avo’nun ölümsüzleşmesinin 30. yıldönümünde onu bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.

(Yeni Özgür Politika – 20 Haziran 2023)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu