GüncelManşet

“Korkusuz bir gazeteciydi Rohat Aktaş”

Kürdistan Gazeteciler Günü’nü Kürt basınına miras bırakan Kürdistan Gazetesi sahibi Miqdad Mithad Bedirxan’dan bugünü ödenen ağır bedellerin son neferi Rohat Aktaş, özgür basının yolunu aydınlatıyor. Halkının sesi olmak için Cizre’de yaşamını yitiren Aktaş’ı anlatan annesi Lemiha Aktaş, “oğlum korkusuz bir gazeteciydi” diye yad etti. 


Mısır’ın başkenti Kahire’de 22 Nisan 1898 tarihinde Miqdad Mithad Bedirxan tarafından ilk baskısı yapılan Kürdistan Gazetesi’nin 118’inci yıldönümü olan ve “Kürt Gazeteciler Günü” olarak kabul görülen bugün, Kürt basının son şehidi Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Sorumlusu Rohat Aktaş yad edildi. Şirnex’ın Cizîr ilçesindeki özyönetim direnişlerini takip ederken katledilen Gazeteci Rohat Aktaş’ın annesini Lemiha Aktaş, “Oğlum korku bilmezdi. Bu nedenle Cizîr’e gitti. Gitmeden önce ayağını burkmuştu ama ayağının ağrısının Cizîr halkının acıları karşısında bir hiç olarak görüyordu. Hamile kadınların bebekleri ile vurulduğunu ve o acının yanında olmak için gitti” diyerek bir gazetecinin insan kimliğine vurgu yaptı. 

“Rohat kalemini ve makinesini aldı gitti”
Rohat’ın, gerçekleri tüm dünyaya duyurmak için Cizîr’e gittiğini hatırlatan anne Aktaş, “Onun amacı orada yaşanan kirli savaşı dünyaya duyurmak, gerçekleri yazmaktı. Amacının peşinden gitti. O hiç boyun eğmedi ve hep haksızlığa baş kaldırdı. O’nu, götüren şey de bu idi. Bu zulüm karşısında ‘Elimden ne gelir, ben ne yapabilirim?’ dedi ve kalemini fotoğraf makinesini aldı gitti” diyerek gerçeğin peşinden koşan gazeteciyi anlattı. 

“Kürt basını hükümetin hedefinde”
Kürt gazetecilerin her zaman hükümetlerin hedefinde olduğunu da dile getiren anne Aktaş, oğlunun cesaretinin bütün gazetecilerde olması gerektiğini vurguladı. Oğlunun halkını yalnız bırakmamak için ölümü tercih ettiğini de belirten Aktaş, “Kürt gazeteciler bu cesaret örneğini gösterirken, Türk basını gerçekleri yok saydı. Kürdistan’da bu kadar çirkinlikler yaşanırken onlar neredeydi? Neden gelip olup bitenleri gerçekliğiyle yansıtmadılar? Yaptıkları meslekleri ise, neden mesleklerinin gereğini yapmıyorlar?” diye sordu. 

“Oğlumun katili Erdoğan’dır”
Rohat ile son telefon görüşmesini de aktaran Aktaş, “Rohat bana kolundan vurulduğunu söyledi. Yarası derin değildi. O bodrumdan çıkarılırlar diye düşündük, ancak öyle olmadı. Oğlum günlerce arkadaşları ile orada aç, susuz, yaralı kaldı. O bütün arkadaşları ile orada kalmayı tercih etti ve devlet tarafından katledildi. Bu sivillerin ölümünden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti sorumludur” diye konuştu. 

“Kardeşine ‘gazeteci ol’ dedi”
Rohat’ın gitmeden önce kardeşine iletilmesini istediği bir not bıraktığını da kaydeden Aktaş, “Kardeşinin gazeteci olmasını istediğini söylemiş. Kardeşi şahsında bütün Kürt halkına demek istediği ‘Bu yolda yürüyün, gerçekleri yazın. Haksızlığa boyun eğmeyin’ mesajıydı. Oğlum en iyi yolu seçti. Gurur duyuyorum” diyerek oğlunun cesur yüreğinden dolayı başının dik olduğunu söyledi.

“Yüzümüzü Kürdistan’a dönelim”
Rohat’ın birlikte büyüyen kuzeni Esra Aktaş da, Rohat’ın yolunu takip etmek istediğini dile getirdi: “Orada yaşanan insanlık dramını yaşayıp, yansıtmak ve yazmak için isteyerek gitti. Herkesin susturulduğu bir zamanda o bu baskıları dile getirmek istiyordu. Her ne kadar bodrumlarda katledilseler de o direnişi tercih etti. Rohat yüzünü Cizrîr’e döndü. Bizim de Kürt halkına çağrımızdır, onlar orada bizim için katledildi. Biz de yüzümüzü Kürdistan’a dönmeliyiz.” 

Kaynak: DİHA

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu