H. Merkezi: Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), yaklaşan Newroz öncesinde “Bir halkın zalim krala karşı örgütlenmesi ve sonunda zafere ulaşmasının tarihidir Newroz!” başlığıyla açıklama yayınlayarak T. Kürdistanı’nda TC’nin katliamlarına karşı ses verme çağrısında bulundu.
Asur kralı zalim Dehak’a karşı Demirci Kawa önderliğinde başkaldırı günü olan Newroz, Asur imparatorluğunun kralı Dehak’ın yerle bir edildiği günden günümüze, Kürt ulusunun mücadele günü ve direnişinin sembolü olarak bayram şeklinde kutlanıyor. ATİK tarafından Newroz’a ilişkin yapılan açıklamada yaşanılan sürece ilişkin “Zulme ve baskıya karşı direnişin sembolü olan ve coşkulu bir şekilde kutlanan Newroz`un yaklaştığı bu süreçte; emperyalist güçler ve yerel uzantıları gerici-faşist iktidarların ve emperyalist gericiliğin maşaları olan çetelerin, elbirliğiyle, Ortadoğu halklarına ve ezilen uluslara tam bir cehennem yaşatılmaktadır. Ortadoğu coğrafyasında, Suriye’de ve Türkiye Kürdistanı’nda emperyalist savaş politikaları ile bölge gerici ve faşist devletlerinin başta Kürt ulusu ve diğer milliyetlerden halklar üzerinde sürdürdükleri katliam, göçertme ve zulüm tüm hızıyla pervasızca uygulanmaktadır” ifadeleri kullanılırken açıklama şu şekilde devam ediyor:
“Kürt ulusu yoğunlaşmış gerici-faşist ablukaya alınmakta”
“Faşist Türk Devleti kuruluşundan bu yana Kürt ulusunun ve diğer azınlık milliyetlerin varlığını inkar etmiş, asimile politikalarıyla milli zulüm uygulamış kanlı bir geçmişe sahiptir. Bugünkü AKP hükümeti de Kürt ulusunun ulusal özgürlük ve eşitlik mücadelesini bastırmak ve sindirmek için en aşağılık barbar yöntemlere başvurmaktadır. Kürt ulusu yoğunlaşmış gerici-faşist ablukaya alınmakta, Cizre, Silopi, İdil, Sur ve daha bir çok Kürt yerleşim birimlerinde sivil halka saldırarak hiç bir ayrım gözetmeksizin kan dökmeye ve cinayet işlemeye devam etmektedir.”
Saldırılarında sınır tanımayan AKP hükümetinin, Kürt ulusuna mensup halkın karşı koyuşu ve onurluca direnişi karşısında acz içinde olduğunu belirten ATİK, “Özyönetim girişimlerini bahane ederek vahşi katliamlar yapan devleti aklama gayreti içinde olanlara, burjuva /ulusalcı medya ve TV`lerde Kürt düşmanlığı yapan ve ırkçılığı körükleyen devlet sözcülerine ve şovenist güruhlara sormak gerekir! Suruç`ta, Ankara`da, Amed`de katliamlar yapıldığında özyönetim direnişi ve hendek mi vardı?” sorusunu sorduğu açıklamasında bu politikaların Avrupa’da nasıl ete kemiğe büründüğüne dair ise şu ifadeleri kullandı:
“Operasyonlar, tutuklamalar AB ülkelerinde de yaygınlaştırılmaktadır”
“Faşist devlet partisi AKP hükümetince devreye konulan tasviyeci ve imhacı politikalar, Kürtlerin demokratik iradesine yönelik sürdürülen yaygın tutuklama ve katliamlarla, gelinen aşamada IŞİD gibi İslamcı faşist örgütlerle örtülü işbirlikleriyle, kitlesel katliamlarla, sivillere yönelik bombalı saldırılarla bir savaş konseptine dönüşmüştür. Bununla birlikte ABD ve Avrupalı emperyalistlerin desteğiyle Kürt kurumlarına, devrimci örgütlere ve demokratik temsilcilerine yönelik baskı(n)lar, operasyonlar, tutuklamalar AB ülkelerinde de yaygınlaştırılmaktadır.”
Açıklama şu şekilde son buluyor: “Biz biliyoruz ki, zulmün bu egemenliği, ne kadar baskıcı ve şiddetli olursa olsun, Kürt ulusuna mensup halkımız ve gerçek dostları devrimciler, sosyalistler asla yılmayacak. Zalimler ve diktatörler er yada geç ezilen halkların mücadelesiyle yıkılacak ve tarihin çöp sepetine atılacaklardır!”
