DerlediklerimizGüncel

Nubar Ozanyan | Adım Karabağ

"Ben Yerevan’da doğdum. Adım Artsakh. Adım Spartak. Cepheye giden babam alnımdan öperek ön safa gitti. Kazanana kadar dönmeyeceğinin sözünü verdi. Ağladığımı sanmayın. Sahip olduğum tüm gücümle bağırıyorum; dünyanın dört bir yanında da olsak mutlaka kazanacağız!"

Binlerce yıldır yaşadığım bu toprakları ilim, bal ve gül diyarı yapmışım; kadınlar olmuş yaşamın ve mutluluğun isimleri. Müzik ve şarap, ekmek kadar kutsal olmuş soframızda. İnanana da inanmayana da açmışız kapımızı, ekmek ve şarabımızı bölüşmüşüz.

Burada yaşamak mucizedir. Her ağaç Ermeni kokar. Her hercai menekşe, özgürlük solur. Medeniyetlerin beşiği topraklarımızda, kaç kavmin geçtiğini saymadan yaşamışız.

Şimdi üç kıtada, yedi düvelde at oynattığını iddia eden, barbarlığıyla övünen ve ne yapacağını bilmeyen işgalci Türk ve Azerbaycan devletleri, buğdayımızı çalıp ekmeğimizi ve toprağımızı kirletmeye çalışıyor.
Dün nasıl ki; Kobanê’de direnerek destanlar yaratan Kürtler vardıysa bugün adına “Biz azız ancak bize Ermeni derler” diyen, kahramanlıklar yaratan bir halk var. Dün nasıl ki “Burası Kobanê’dir, burası Heftanîn’dir” diyen Kürtler vardıysa bugün de “Burası Karabağ’dır. Ve son” diyen Ermeniler vardır.

Düşman ne ormanlarımızda ne de vadilerimizde asla rahat yüzü görmeyecektir. Ceviz ağaçlarımızın altında bizleri imha planları yapamayacaktır. Cennetimizi cehenneme çevirmek isteyenlere, ölülerini almak için sadece zaman tanıyacağız.
Azerbaycan ve Türk ordusunun, müttefiklerinin ve çetelerin askeri operasyon gerçekleştirip işgal etmeye çalıştığı her karış mazlum toprağını, kendi toprağı olarak düşünenlerin kabusu olacağız.

Efrîn’i, Serêkaniye’yi, Girê Sipî, Heftanîn ve Gare’yi “vatan toprakları” yapmaya çalışanlar şimdi, Karabağ’ı Türk toprağı yapmaya çalışıyorlar. Ancak halkın isyan haykırışları işgalcileri karanlık gecelerinde boğacaktır.
Kürt çocuklarının “Berxwedan jiyane” haykırışına Ermeni çocuklarının “Xaxteluyenk” (Kazanacağız) haykırışları karışıyor. Çocuklarını bu dünyada arayıp bulamayan annelerin-babaların sayısı, yağmur damlarından daha fazla oldu.

Onlar, o kadar çok çoğaldılar ki; ne sultanlar ne paşalar kurtaramaz sel gibi akan öfkeli kalabalıkların yürüyüşünü. Bilinir ki, yaşanılan topraklar ancak özgürse güzeldir. İşgal altındaki topraklarda doğan her çocuk, ağlamayı unutarak başlar haykırmaya:
“Ben Yerevan’da doğdum. Adım Artsakh. Adım Spartak. Cepheye giden babam alnımdan öperek ön safa gitti. Kazanana kadar dönmeyeceğinin sözünü verdi. Ağladığımı sanmayın. Sahip olduğum tüm gücümle bağırıyorum; dünyanın dört bir yanında da olsak mutlaka kazanacağız!
Bana ve Kürt çocuğuna sessiz kalanlar bilsinler ki, sizler de hiçbir yerde güvencede olamayacaksınız. Gökkubbenin altındaki her yeri ağlamayı unutmuş, özgürlüğü haykıran çocukların sesleriyle dolduracağız.

Ve haykırışlar, siz işgalcilerin bitmeyen kabusu ve korkusu olacaktır. Ve dünya, eşleri ve çocukları katledilenlerin gözyaşları altında tahammülsüz kalıncaya kadar da özgürlük diye haykırmaya devam edeceğiz.
Dün Kasım’da Kobanê’ydim. Ekim’de Karabağ olacağım. Yarın özgür bir ülke olacağım. Teslim olmayanların isimleri, okullarımızın duvarlarına ve okul tahtalarımıza yazılacak. Çocuk derimi fosforla yakıp, misket bombalarıyla parçalasanız da bedenimi, utanç verici yenilginizden kurtulamayacaksınız. Ve dua edeceğim, ellerimi ve parmaklarımı direniş için eğitenlere! Kaybımız çok olsa da onurumun kaybım kadar büyük olduğunu biliyorum!
Ne İdlibli, Afgan ve Pakistanlı çeteler, ne Türk ve İsrail yapımı İHA ve SİHAlar, ne cesurların yanında koyun olan Türk generallerinin savaş stratejileri ve korkak komutları işgalcileri yenilgiden kurtaracaktır.

Türkiye ve Azerbaycan üst düzey yetkililerinin karşılıklı ziyaretlerinin, ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Ancak akıllarına gelmeyecek sürprizlerle onları ziyaret edecektir bizim özgürlük savaşçılarımız.
Ve biz işgal altında, misket bombaları altında soluksuz bıraktırılarak büyümek zorunda kalan Kürt, Ermeni, Filistinli çocuklar ne anne ve babaların ne de çocukların gözyaşlarının olmadığı bir dünya yaratacağız. Hayallerimize kirli ruhlarınızın bedenlerini giydiremeyeceksiniz. Ve kuracağımız o çocuk dünyamıza siz işgalcilerin o lanetli pis elleri asla değemeyecektir!”

9 Kasım 2020 Yeni Özgür Politika 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu