GüncelManşet

Victor Jara: O şarkı bitmedi, bitmeyecek… Şimdi ve zafere kadar!

11 Eylül, emperyalist ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni hayata geçirebilmek amacıyla, 2001’de New York’ta İkiz Kuleler’e dönük terörist saldırıyı organize ettiği gün olarak hafızalara kazınmıştır.

Aynı zamanda 1980’de Kenan Evren’li ordunun yönetime el koyarak ülke tarihine kanlı bir cunta dönemini ilan ettiği 12 Eylül’den bir gün öncedir.

Ama daha da önemlisi 11 Eylül, 1973’de darbeci Pinochet’in esir aldığı binlerce kişiye direniş ezgileri çaldığı için önce parmakları kırılan Şilili devrimci sanatçı Victor Jara’nın ardından işkence katledildiği gündür.

Yani Eylül günleri yalnızca faşizm ile faşizme karşı direnenlerle de anılar ve daima anılacaktır!

 

Victor’un ilk öğretmeni, annesi

Çiftçilik yaparak geçimini sağlayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Victor Jara Santiago’nun Lonquén köyünde doğar. İçkici ve eşine şiddet uygulayan babası bir gün evi terk ettiğinde annesi ile baş başa kalır.

Annesi Víctor Jara’nın hayatında çok önemli bir parça olur ve kendisi şarkı söyleyip, gitar çaldığı için tüm bu bilgilerini oğluyla da paylaşır. Victor, annesinin ölümünün ardından muhasebecilik, ilahiyat derken sürdürdüğü eğitimi yarım bırakır ve yeniden doğduğu topraklara döner, burada folklor çalışmaları yapar.

Bu sıralarda Salvador Allende önderliğindeki Halk Birliği’nde yer alır ve sanatı halkı için yapmaya başlar. Şarkıları ile Şili halkının sesi olan Victor, Allende ve sol partilerinin, devrimci yapıların birleştiği bir hareket olan Unidad Popular yararına birçok konser verir.

 

Bir sanatçının işidir halkının yüreğine dokunmak…

1973’ün Eylül ayına gelindiğinde ise faşizm rüzgarları Şili sokaklarını sarmaya başlar. Faşist General Pinochet yönetimindeki Şili ordusu, yönetime el koyar. Bundan sadece birkaç gün sonra binlerce kişi gözaltına alınarak spor salonuna konur. Victor da gözaltına alınanlardan biridir. Ve o anda, o dakikada halkına şarkı söyleme görevini yerine getirmesi gerektiğinden emindir.

Gitarının tellerine dokunur ve o anda yazdığı ezgisini söylemeye başlar.

 

Beş bin kişiyiz burada

Bu ufacık yerinde kentin.

Beş bin kişiyiz.

Kim bilir kaç kişiyiz daha kentlerde ve ülkede?

Burada yapayalnız on bin el, tohum eken

Ve fabrikaları çalıştıran…

 

O söyledikçe birer birer, onar onar, yüzer yüzer, biner biner ona eşlik edenler çoğalır. Pinochet zavallısının birer canavara dönüşen askerinin işkencesi kar etmiyordu.

Çözüm olarak Victor’un her biri halkının yüreğine dokunan parmakları kırılır. Ama o, bu kez Venceremos’u en yüksek sesiyle söylemeye başlar. Devamını işkenceye şahit olan Pravda muhabiri Vladimir Çernisev şöyle anlatır:

Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar.”.

Victor’un ölü bedeni dört gün sonra Santiago Mezarlığı yakınında bulunur. Ağır işkencelerden geçirilir ve vücudu kurşunlarla delik deşik edilmiştir.

Victor katledildiğinde 39 yaşındadır.

Cuntaya karşın yoldaşları ve yoldaşı olan eşinin büyük gayretiyle Victor’a yaraşır bir cenaze töreni düzenlenir. Ancak bu törenin bedeli eşi ve çocuklarının sınır dışına kaçması olur.

 

victor jara2Zafere kadar…

Victor’u susturmak istemişlerdi. Çünkü o gitarına zenginler için değil, ezilenlerin sesi olmak için dokunuyordu. O şarkısını ezilenlerin, yoksulların ve yoksunların çığlığı olarak söylüyordu. Şimdi onun katledilişinin üzerinden tam 43 yıl geçti. Ama Victor, Santiago mezarlığındaki kabri üzerindeki notla da ezilenlere, devrimcilere mesaj vermeye devam ediyor: “Zafere kadar!

Şimdi ve zafere kadar!

O şarkı bitmedi, bitmeyecek… Şimdi ve zafere kadar! 

OHAL’e, ablukaya ve faşizme kadar mücadele şimdi ve zafere kadar!

Sınıf savaşının kızıl bayrağını en tepeye dikme mücadelesi şimdi ve zafere kadar!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu