Güncel

(Röportaj) “Biz şanslıydık, kaçıp buraya gelebildik…”

İstanbul: Suriye’de savaş gün geçtikçe daha da büyüyor. Halk, savaş nedeniyle başta Türkiye olmak üzere Ürdün, Lübnan gibi komşu ülkelere kaçmaya devam ediyor.

Bu kaçış sürecinin ardından Türkiye’ye gelen mülteciler burada da oldukça kötü şartlar altında kalmamakta. Mülteciler sürekli farklı kamp alanlarına yerleştirilmek zorunda bırakılıyor, üstelik bu kamp alanları başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere bir çok riski barındırıyor. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak Suriyeli mültecilerin geldiği Gazi Mahallesi Son durak Cemevine giderek burada söyleşi gerçekleştirdik.

ÖG: Merhaba, bize kendini tanıtır mısınız?

-Adım Cuma Cumik, Suriye’nin Halep şehrindeki savaştan kaçıp geldim.

-Yaşadığınız bölgede nelerle karşılaştığınızdan bahseder misiniz?

– Suriye’de 2 yıldır süren savaş sonunda ailemizi, çocuklarımızı ve her şeyimizi kaybettik. Suriye’de çok kirli bir savaş var. Her gün suçsuz  yüzlerce insan katlediliyor. Bir yandan devlet bir yandan ise muhalifler, hepsi kendi çıkarları uğruna orada yaşayan masum halkı bombalıyor, katlediyor. Biz orada doğup büyüdük ve bugüne kadar kardeşçe yaşıyorduk. Daha sonrasında bu savaş çaldı kapımızı.

Oradayken ne zaman evimize bomba düşecek, ne zaman kurşunlanarak öldürüleceğiz korkusuyla yaşıyorduk. Daha sonrasından doğup büyüdüğümüz yerden kaçmak zorunda kaldık. Sınırdan geçip Türkiye’ye geldik. Günlerce yol yürüdük. Ayaklarımız kan içinde kaldı. Çocuklarımız sürekli bayılıyordu. Bu şartlarda Kilis’e geldik. Kilis’te bir süre çadırlarda kaldıktan sonra Hacı Bektaş’a ve oradan da İstanbul’a geldik. Yani anlayacağınız oradan oraya sürüklenip duruyoruz. Oturacak bir evimiz yok. Burada kendimize ait hiçbir şey yok. Şimdi de bizi buradan alıp kamplara yerleştirmek istiyorlar. Biz kamplara gitmek istemiyoruz, kamplarda bize iyi davranılmıyor.

– Peki, ne yapmayı düşünüyorsunuz?

– Suriye bizim toprağımız, bizler tabii ki Suriye’ye dönmek istiyoruz. Ama bu süreçte değil. Ölümler durduğunda, her şey normale döndüğü zaman yeniden büyüdüğümüz topraklara dönmek istiyoruz.

*  *  *

Yaşanan katliamın tanıklarından Güllü ile röportajımıza devam ettik.

– Bize kendini tanıtır mısın?

-”19 yaşındayım, 2 tane çocuğum var. Suriye’de yaşanan savaş yüzünden ülkemizden kaçtık. Kaçtıktan sonra da oradan oraya sürüklendik. Suriye’de insan aklının alamayacağı bir katliam yaşanıyor. İnsanlar birbirlerini katlediyor. Dış güçler ÖSO’yu destekliyor ve onların insanları katletmelerine izin veriyorlar. ÖSO’ya silah, bomba ve para yardımı yaparak savaşı  daha büyütmek istiyorlar. Suriye halkı savaş çıkmadan önce kardeş gibi yaşıyordu ama savaş çıktıktan sonra insanlar barbar gibi birbirlerini katletmeye başladı. Biz bomba seslerine dayanamadığımız, ölümlere daha fazla dayanamadığımız için çocuklarımızı alıp Türkiye’ye kaçtık. Ama Suriye’de hala çocuklar ve insanlar ölüyor/ öldürülüyorlar. Savaş her gün daha da büyüyerek devam ediyor. Suriye kan gölüne dönüyor.”

*  *  *

Cemevinde kalan bir diğer mülteci olan Fehdime’den bize Suriye’deki süreci anlatmasını istedik.

Fehdime: “2 çocuğum var. Biri 1 yaşında, diğer çocuğum ise karnımda, henüz 7 aylık.  Kocam Suriye’de yaşanan savaşta öldü. Kocamı Suriye’de bırakmak istemiyordum. Savaş yüzünde  bırakmak zorunda kaldım. Kocam çocuklarının hayatını korumak istediği için üzerine bombalar yağdırılarak öldürüldü. Şimdi ben ve 2 çocuğum yalnız başımıza kaldık. Bu savaşın bedelini biz ödüyoruz. Bu savaş 2 çocuğumu yetim bıraktı. En ağır bedeli neden biz ödüyoruz? Üstelik tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de gittiğimiz her yerden sürülüyoruz. Bu savaş benden kocamı aldı. Suriye’yi kana boğanlar inşallah bir gün o kanın içerisinde boğulacaklar. Ben Suriye’ye, kocama geri dönmek istiyorum, onu orada bıraktım. Buraya çocuklarım için gelmek zorundaydım ve geldim. Ama topraklarıma savaş bittikten sonra geri dönmek istiyorum.

*  *  * 

Fehdime’nin konuşmasının ardından yanından oturan Delal  “Benim adımda Delal” diyerek yaşadıklarını anlatmak istedi;

– 25 yaşındayım, üç çocuğum var. Biliyorsunuz Suriye’de savaş var, biz de savaşta öleceğiz korkusu ve açlık yüzünden sınırı geçip buraya geldik.

Biz biraz şanslıydık, oradan kaçıp buraya gelebildik. Ama orada savaştan kaçamayan birçok Suriyeli var. Orada açlık ve sefalet içerisindeler. Biz de buraya geldik, açlık ve sefaletten kurtulduk sanmıştık ama öyle olmadı. Oradan oraya sürülüyoruz. Önce Antep’e, oradan Hacı Bektaş’a oradan da buraya, cemevine getirildik ve burada kalıyoruz. Bizleri buradan çıkarıp kamplara yerleştirmek istiyorlar. Kamplarda kadınların başına her şey geliyor. Özellikle kocası olmayan kadınlar zorla fuhuşa sürülüyor, çocuklar kaçırılıyor. Kamplarda iyi yaşayamıyoruz. Kamp yerine sokaklarda, parklarda yatmak bize daha güvenli geliyor. Suriye’den geldikten sonra günlerce parklarda yattık. Şimdi cemevindeyiz. Buradan da nereye gideceğimizi bilmiyoruz, savaştan çıktık sürgüne geldik. Artık ülkemizdeki savaş bitsin istiyoruz. Çünkü biz burada değil Suriye’de nefes almak istiyoruz. Burası sizin için güzel orası da bize güzel geliyor.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu