GüncelManşet

Tutsak YDG’liler Yazdı;DAİŞ bahane, hedef Rojava

Gençtiğimiz günlerde Pirsus (Suruç)’ta yaşanan katliam ve DAİŞ’in Kilis’teki sınır karakoluna açtığı ateş sonucunda 1 askerin ölmesiyle Rojava’ya yönelik hava operasyonları gerçekleştirildi.

DAİŞ tarafından gerçekleştirilen saldırılar sebep olarak gösterilerek yapılan hava operasyonları ve tartışılan “güvenli bölge” açıklamaları, operasyonların gerçek amacını gizleme amaçlıdır.

Yapılan açıklamalarda operasyonun amacının Pirsus ve Kilis’teki saldırıların gerçek amacını gizleme amaçlıdır. Yapılan açıklamalarda operasyonun amacının Pirsus ve Kilis’teki saldırıların hesabını sorma ve TC’ye karşı DAİŞ’ten gelebilecek olası saldırıların önüne geçmek olarak belirtildi. Buna göre TC Cerablus’taki DAİŞ hedeflerine doğru ABD ve koalisyon güçleriyle beraber havadan ve karadan saldırı düzenleyecek, DAİŞ Cerablus’tan çıkarılacak yerine “eğit-donat” projesi ekseninde yetiştirilen, silahlı Türkmen birlikleri ve ÖSO yerleştirilebilecek.

Böylece hem TC’nin sınır güvenliği sağlanmış olacak, hem de uluslar arası kamuoyunda DAİŞ’e verdiği destek sebebiyle itibarı zedelenen TC’nin itibarı geri kazanılmış olacak.

Tabi Kilis’teki sınır karakoluna yönelik gerçekleştirilen saldırı akıllara geçen senelerde AKP ve Cemaat arasında yaşanan klik dalaşında açığa çıkan ses kayıtlarını getirdi. Ses kayıtlarında Hakan Fidan’ın “Suriye’ye adam gönderip Türkiye’ye 2 füze atarız” gibi söylemleri aslında saldırının kimin tarafından planlandığını gözler önüne seriyor.

Anlaşılacağı üzere TC’nin Suriye’ye ve özelinde Rojava’ya yönelik askeri müdahale gerçekleştirme hayalleri, saldırının asıl sebebini oluşturmaktadır. Şayet operasyonun amacı gerçekten Pirsus ve Kilis’teki saldırıların hesabını sormak amacıyla gerçekleştiyse, bu saldırılar yaşanmadan günler önce neden sınıra askeri yığınak yapıldığı sorusu geliyor akıllara. Peki bu operasyonların altında yatan gerçek sebep ne? Tabiî ki de DAİŞ’i yok etmek, sınır güvenliğini sağlamak değil.

Operasyonun gerçek amacı Rojava kantonlarının birleşmesini engellemek. Çünkü son aylarda YPG/YPJ ve Enternasyonal Özgürlük Taburu güçlerinin art arda DAİŞ’e vurduğu darbeler ve özellikle Til Abyad’ın (Gre Spi) düşmesi sonucu Kobanê ve Cizire kantonları birleşti.

Kantonların birleşmesi ve DAİŞ’in en önemli kalelerinden Til Abyad’ın düşmesi hem DAİŞ’i Rojava’da geriletmiş, hem de Kürt ulusunun moral ve motivasyonunu artırmıştır. Tüm bunlardan korkan AKP, hem Suriye üzerinde kurduğu hayallerinin çökmesi, hem de Rojava kantonlarının birleşmesinin Türkiye’de yaşayan Kürtler üzerinde yaratacağı etki sebebiyle savaş çanlarını çalmaya başladı.

Özellikle havuz medyasına attırdığı “PYD, DAEŞ’ten daha tehlikeli” vb. gibi manşetler bunun en büyük kanıtıdır. Çünkü AKP, YPG’nin Kobanê ve Afrin kantonlarını birleştirmesinden çekiniyor.

Eğer kantonlar birleşirse TC’nin Suriye sınırı (yani binlerce km uzunlukta bir alan) YPG güçlerinin eline geçmiş olacak. Bu da AKP’nin Suriye hayallerinin tamamen çökmesi anlamına geliyor. Öncelikle yukarıda belirttiğimiz gibi bir algı operasyonu başlatıldı. Daha sonra da TC’nin komşusu olan DAİŞ, 2 senedir sınırdan bir saldırı gerçekleştirmedi de, hatta TC hastanelerinde tedavi edilip, üstüne bir de askerler tarafından yakalandıklarında gülerek poz vermekten çekinmediler de, ne oldu da güç kaybetmeye başlayınca, yeni bir savaş cephesi açma pahasına TC’ye saldırdı? İddia dildiği gibi salt askerlerin, DAİŞ’lilerin sınır geçmelerine müsaade etmemelerinden dolayı kaynaklanmadığı çok açık bir şekilde önümüzde duruyor.

Tabi operasyonun bir diğer boyutu da bir türlü kurulmayan hükümet, CHP ve MHP ile bir türlü uzlaşamayan AKP, olası bir erken seçimde kendi tabanından kaybettiği milliyetçi oyları geri almak istiyor. Bunu da Rojava üzerinden Kürt düşmanlığını besleyip, halkın arasına şovenizm tohumlarını ekerek gerçekleştirmek istiyor.

Bir de HDP kitlesini sokağa dökerek hem HDP’nin “terörize” edilmesini sağlamak istiyor, hem de gerçekleştireceği yeni katliamları planlıyor.

Kısacası TC’nin Cerablus’a gerçekleştireceği olası bir kara operasyonuyla kantonların birleşmesini engellemeye çalışacaktır. Yaratılması planlanan “güvenli bölge”ye YPG güçlerinin yapabileceği bir müdahale ise “Türkmenler öldürülüyor” vb. gibi söylemlerle, Rojava’ya saldırı yapmak için bahane bulabilecek. Böylece Rojava’daki kazanımları boğabileceğini düşünüyor.

Bizlere düşen anın görevi ise AKP’nin olası bir savaş planının önüne geçebilecek, her türlü demokratik oluşumla omuz omuza “Sana savaş yaptırmayacağız” diyebilmektedir.

Şırnak T Tipi Hapishane’den tutsak YDG’liler

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu