Emek

“Sendikalar yüzünü Serbest Bölge’ye çevirmeli!”

Kartal: Deri-İş’e üye oldukları için işten çıkarılan İSMACO işçilerini direnişlerinin 160’lara varan günlerinde ziyaret ederek, işten çıkarılan 5 işçi ile birlikte direnişin yeni sürecini konuştuk. Direnişçi işçilerden Fikriye Akgül 6. aya giren direnişe sendikalardan daha fazla destek olma çağrısı yaparak, “Direnişimiz, 160’lara vardığı bugünlerde ilk başladığından daha hareketli olmaya başladı. İlk günlerde biraz acemiliklerimizle ilerliyordu, içeriye yeterince hâkim değildik ve kafalarımız da karışıktı. Ama şimdi 160’lı günlerdeyiz, direnişi bir okul gibi düşünürsek burada öğrendik, iyi öğrendik. Buradaki eksiklerimizle, yanlışlarımızla, zaaflarımızla, doğrularımızla başka iş yerlerinde her şeyin daha farklı olacağını biliyoruz” dedi.

“Geçen ay 5 arkadaşımız daha ISMACO fabrikasından çıkarıldı. Bu arkadaşların atılacağı belliydi çünkü içerde açık sendikal çalışma yürütüyorlardı. Diğer işçi arkadaşlara sesleniyorlardı ‘arkadaşlar sendikaya üye olun, biz de sendika üyesiyiz, korkmayın, siz de üye olun, kimse sizi engelleyemez’ diye ama içerde patronlar, ustabaşı, müdür gibi kişiler bu arkadaşlarımızla uğraşmaya başladı. İşte bu arkadaşlar ve diğer çıkarılan arkadaşlar ustabaşı tarafından bir komplo ile işten çıkarıldı. Amaç tazminatsız işten çıkararak daha ‘güçsüz’ duruma düşürmek” diyen Akgül’e, yeni işten çıkarmaların nasıl bir etki yarattığını sorduğumuzda şu cevabı verdi:

“Tüm bu yaşananlardan kaynaklı yani öncü 5 işçinin tazminatsız işten çıkarılması işçilerin sinmesine, korkmasına neden oldu. Çünkü her işçinin kredi borcu var, zaten geçinemiyorlar. İşçiler ikinci bir iş yapmak zorunda ve buradan çıkarıldığında ek iş yapamayacak korkusu oluyor. Örneğin kadın işçiler daha yoğun, çok daha farklı tehditlerle baskı altında tutulduğu için sendikaya üye olmuyorlar. Bir kadın arkadaşın tehdit edildiğini biliyoruz.”

 

İşçilere paket!

“İşçi arkadaşların hepsine patronun vaat ettiği bir paket vardı, onu bekliyordu. O paket açıklandı” diyen Akgül’e paketin neyi içerdiğini sorduk: “Biz işten atıldıktan sonra içerdeki yöneticilerin işyeri temsilcilerinin, aslında temsilci yok çünkü sendika yok, işçilerin seçtikleri temsilcilerin ilettiği talepleri içeriyordu. Yani önce patronların Avrupa’ya  ‘şirin’ görünmek için seçtiği daha sonra tahammül edemediği bu temsilciler işten çıkarıldı. Önce seçti, sonra işten atıldı.

Paket bu temsilci arkadaşların ‘biz işçilerle konuştuk, arkadaşlarımız iki ikramiye, 4 yıldır ödenmeyen zam, 50-100 Euro arası bir beklenti, içerdeki kötü koşulların iyileştirilmesi ve baskıcı ortamın son bulması, düzeltilmesine yönelik taleplerini sıralamıştı. Ama bunların hiçbiri olmadı, sadece işçilere senelik izne giderken 200-300 Euro arası bir prim verildi. Yalnız sonradan öğrendik ki bu prim dedikleri devletin işçiye ödemek zorunda olduğu para. Serbest Bölgede fabrikalar devlete vergi ödemiyor, vergiden muaflar ve yaptığı kârın % 3 ile 5 arasında bir rakamı işçiye vermek zorunda. Patronlar ne zaman ki işçiler haklarını istedi, hareketlendi hemen bunu ‘prim’ diye parça parça veriyorlar. Bizlerin örneğin aile geçim indirimlerimiz bordrolara yansıyor ama hiçbir zaman alamıyoruz. Bize “Serbest Bölgede zaten alamazsınız” deniliyor. Oysa devlet bunu işçiye ödüyor, fişler vardı, kaldırıldıktan sonra bunun bizlere ödenmek zorunda olduğunu biliyoruz. Bizler arkadaşlara bunun bir lütuf olmadığını, zaten hakkımız olduğu söylüyoruz.”

 

“Serbest Bölge köle pazarı değil”

İçerdeki çalışmalarını şimdi daha sessiz ve daha hızlı yaptıklarını belirten Akgül, “Sayımızın artmasıyla birlikte, daha çok ses çıkarmaya başladık. Bu sadece ISMACO’da değil tüm sendikasız çalışan işçilerin sorunu. Bizler tüm işçileri serbest bölgede sendikasız çalışmamaya çağırıyoruz. Serbest Bölge köle pazarı değil. Ve işçilerin artık diğer sendikalara yöneldiğine dair duyumlar almaya başladık” dedi.

Serbest Bölge için direniş çadırlarının bir ilk olduğunun altını çizen Akgül işçilerin bir arayış içinde olduklarını da vurguladı.

Serbest Bölge’de sorunlar silsilesinin yalnızca Deri-İş’in çalışmalarıyla sonlanmayacağını söyleyen Akgül, “Sendikaların yüzlerini Serbest Bölgeye çevirmeleri gerekiyor. Burada bir güç yaratılsa, çadırı fabrika önüne kursak ve fabrika önlerini direniş alanlarına çevirebilsek, bu çok önemli olur. 100 bin işçinin çalıştığı bir yerden bahsediyoruz. Burada sadece 10 bin işçi sendikalı. Bugün bu direnişin kazanımla sonuçlanması işçi sınıfı açısından çok ciddi bir kazanım demektir” dedi.

“Patronlar çok huzursuz. Diğer işkolları ‘bu işini çözün’ diye baskı yapıyormuş” diyen Akgül, son olarak yaptıkları eylemlere değindi ve işçilere çağrı yaptı: “Küresel Sendikalar Birliği’nin bize destek açıklaması oldu, onlar da tüm Ermenogilda Zegna fabrikaları önünde eylem günleri belirleyerek destek olacaklarını açıkladılar. Bizler de her cumartesi günü Ermenogilda Zegna’ya bağlı mağaza önlerinde eylemler yapacağız. Bundan böyle her cumartesi mağaza önlerinde eylemlerimiz artarak devam edecek. İşçiler sesleniyoruz, sendika haktır, gel, sosyal haklarını güvence altına almak için sendikalı ol!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu