H. Merkezi: T.C. İçişleri Bakanı Muammer Güler bugün Swiss Otel’de bir basın toplantısı düzenledi; üniversitelerde polis, ÖGB ve sivil faşistler eliyle gerçekleştirilen polis terörüne ilişkin sorulan bir soruya cevap vererek “2013 yılında 2012 yılına nazaran öğrenci olaylarında bir hareketlenme gözleniyor.” dedi.
Bir gazeteci tarafından sorulan soruya cevap veren Bakan Güler bu sene içerisinde ‘öğrenci olayları’nın artmasının sebebinin ‘çözüm sürecinin algılanmasına ilişkin konular, kutlanma günleri, anma günleri veya belli günlerde belirli grupların bu konuyu üstelenmesi ve yorumlayış biçimleri’ olabileceğini söyledi.
‘261 gözaltı, 13 tutuklama, 27 yaralanma’
Bakan Güler, şimdiye kadar 35 ilde (özellikle İstanbul, İzmir, Ankara, Kayseri, Diyarbakır, Konya) irili ufaklı 109 eylemin gerçekleştiğini ve 261 öğrencinin gözaltına alındığını, 13’ünün tutuklandığını ve 27 kişinin de bu olaylarda yarlandığını söyledi.
Güler bir de “sevindirici” haber verdi: 170 üniversitedeki 4 milyon 112 bin öğrencinin 2 bin 500’ü bilemediniz 3 bini bu eylemlere katılıyor!
“Belli gruplar bu olayları tırmandırıyor” diyen Güler, ‘rektörlüklerin izinleri doğrultusunda polisimiz her türlü önlemi, dikkatli şekilde takip ederek almaktadır. Bu konuda herhangi bir tavizimiz söz konusu olmadığını’ söyledi.
Ayrıca Güler’e göre ‘Dicle Üniversitesi’nde meydana gelen olaylarla ilgili olarak polisin bir grubu koruduğu yönündeki iddialar külliyen gerçeği yansıtmamaktadır.’
“Çözüm süreci proveke edilmek isteniyor”
“Bu çözüm sürecinin getirdiği olumlu havayı proveke etmek isteyen veya bu alanda huzur ve emniyeti bozmak isteyen kim olursa olsun üniversetede olsun başka yerde olsun buna izin ve fırsat vermemiz mümkün değildir.” diyen Güler, sözlerini ‘küçük’ bir tehditle bitiriyor: Polis bu konudaki tarafsızlığını kanunların kendine verdiği yetkileri de kullanmak suretiyle yürütecektir.
Devlet cephesinden bir süredir sürdürülen “barış sürecini baltalamaya çalışanlar” propagandası Güler’in basına verdiği demeçte de açıkça görülmektedir. Biryandan meşru eylem ve etkinlikler önce terörize edilmekte sonrasında azgın bir polis terörüyle engellenmek istenmekte; biryandan da sivil faşistler eliyle üniversiteler egemen sistemin ablukasına alınmak istenmektedir hem de “barış sürecindeyiz, artık eylemden vazgeçin” çağrısıyla. Son süreçte Hacettepe, Ankara, İstanbul, Dicle üniversitelerinde yaşananlar bu duruma birkaç örnek niteliğindedir.
Ayrıca Güler’in sözlerine yansıyan “rahatsızlık” devletin önümüzdeki süreçte üniversitelere yönelimini de ifade etmektedir.
