GüncelManşet

(Söyleşi) “Hakkını aramaktan daha güzel bir şey olabilir mi?”

Ankara: Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde 6 Kasım günü taşeron sağlık çalışanları sürekli olarak şirket değişmesine ve yeni gelen her yeni şirketin işçi temsilcilerini esas almadan asıl işveren olan Hacettepe hastane yönetimi ile sözleşme imzalamalarını protesto eden işçiler bir günlük iş bırakma eylemi yapmışlardı.

O gün işçi temsilcileri Dev-Sağlık İş yöneticileri ve Rektör ile yapılan toplantıda işçilerin tüm taleplerini kabul eden yönetim, 11 Kasım akşamı 42 işçiyi telefon ile arayıp iş akitlerinin tek taraflı olarak feshedildiğini bildirdiler. Gerekçe olarak ise bir günlük iş bırakma eylemine katıldıklarını söylediler.

 

“Hacettepe sorumluluktan kaçamaz”

Ertesi gün sabah işten çıkarılan işçiler işlerine gelip akşama kadar çalışmaya devam etti. Asıl işveren olan Hacettepe hastanesi yönetimi ise “Biz sizi işten çıkarmadık, sizi çıkardıysa yeni şirket çıkarmıştır” deyip bu konuda herhangi bir sorumluluk üstlenmediklerini söylediler.

İşçiler de bu konudaki sorumlunun Hacettepe hastanesi yönetimi olduğunu, bu şirketin daha yeni geldiğini, daha önce başka şirketlerin de gelip geçtiğini ama asıl olan meselenin bir ucunu Hacettepe hastane yönetimi bir ucununsa işçiler olduğunu; yıllardır bu şekilde çalıştıklarını söyledilerse de bir işe yaramadı.

Bunun üzerine işçiler 13 Kasım sabah 07.00’de iş bırakıp bir günlük grev örgütlediler. Grev sırasında işçiler, Hacettepe çalışanlarına kendilerine destek vermeleri konusunda çağrıda bulundular. Öğlen saat 11.00’e kadar iş bırakma çağrısında bulunan işçiler saat 11.00’de yemekhane önünde basın açıklaması yaptılar.

 

“Hastalar, grevden mağdur olmadı”

Açıklamaya DİSK-Genel İş Bölge Temsilcisi Remzi Çalışkan, SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, HDP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Çelebi ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu katılarak, işçilerin bu mücadelesinin destekçisi olduklarını ifade ettiler.

Açıklamanın ardından Hacettepe Rektörlüğünden, işçi temsilcileriyle saat 15.00’te görüşme talebi geldi. İşçiler görüşme sonlanana kadar yemekhane önünde alkışlarla sloganlarla eylemlerini sürdürdüler.

Bir saat süren görüşmenin ardından Arzu Çerkezoğlu görüşmeden çıkan sonuçları işçilere ve kamuoyuna aktardı. Yapılan açıklamada Rektör’ün 6 Kasım’daki iş bırakma eylemi sonucunda hastaların mağdur olduğunu, bu şekilde bir iş bırakmanın Rektörlük tarafından kabul edilemez olduğunu söylediği belirtildi.

Buna karşılık ise işçi temsilcileri de; iş bırakma eyleminde mağduriyetin söz konusu olmadığını, nöbetçi çalışanlar bırakılarak grev mağduriyeti yaratılmasının önüne geçtiklerini, varsa bu konuda tarafsız bir heyetin araştırma yapılabileceğini ve kimseyi açlıkla terbiye etmenin kimsenin haddi olmadığını ifade ettiklerini söylediler.

Eylemler ve görüşmeler sürecek.

 

“Buradan ayrılmayacağız”

Biz de eylemin ardından işçilerle sohbet ettik:

 

Yusuf

İşyeri temsilcisiyim. İşten çıkarıldığımı Pazartesi akşam öğrendim. Bugün sabah 07.00’de bir günlük iş bırakma eylemi örgütlemek için işyeri önüne geldim. İş bırakmayan arkadaşlarımı ikna etmek için yatan hasta servislerine gitmek isterken merdivenlere güvenlikleri sıralamışlar, beni yukarıya çıkarmak istemediler.

Güvenliklere hepimizin emekçi olduğunu bizim mücadele etmekten başka şansımız olmadığını söyledimse de, pek ikna olmadılar. İtişe kakışa yukarıya çıktım. Yatan hasta servislerinde iş bırakmayıp çalışan arkadaşları ikna etmek için gittiğimde arkadaşlarım dün akşamdan müdürlerin “Yarınki eyleme katılmayın, yoksa sizi işten çıkarırız” diye tehdit ettiklerini öğrendim. Bir kısım arkadaşlarım ikna oldu, bir kısmıysa iş bırakmayıp çalışmaya devam etti. İşe alınana kadar ben ve arkadaşlarım gerekirse çadır kurup iş yerinin önünden ayrılmayacağız.

 

“Arkadaşlarım işten çıkarıldığı için buradayım”

Hatice

Arkadaşlarım işten çıkarıldığı için buradayım hasta bakıcı olarak bu iş yerinde çalışıyorum. Arkadaşlarım işe alınana kadar bu eylemi sürdüreceğim.

 

Gülten

Arkadaşlarım işten çıkarıldığı için buradayım. Bu işyerinde temizlik işinde çalışıyorum 13 yıldır buradayım. Buraya gelmeden müdürler tarafından ben de tehdit aldım. Buraya gelmeyip iş bırakmayan arkadaşlarımı anlamıyorum.

Benim de kızım üniversitede öğrenci, buradan kazandığım parayla onu okutuyorum. Hepimizin kaygıları var; sen gelmezsen, ben gelmezsem zaten kaybetmiş oluruz. Bana “teröristlerin peşine takılıp gidiyorsun” dediler. Hakkını aramaktan daha güzel bir şey olabilir mi? 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu