Güncel

FORUM | Güçlü Bir Örgütle, Örgütlenelim, Örgütleyelim!

İstanbul’da Partizan, deprem dayanışma süreci, kooperatif çalışmaları ve yerel yönetimler üzerine bir Forum düzenledi.

Saat.13.00’te gerçekleşen Forum, devrim ve komünizm şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Salona, Partizan imzalı, “Daha Güçlü Örgüt, Daha Sağlam Politika; Kitleleri Kazanalım” yazılı pankart asıldı.

Ardından ilk oturuma geçildi. Bu başlıkta ilk sözü alan konuşmacı, deprem anından itibaren kolektif olarak yürütülen çalışmalara, bu çalışmaların özellikle de Antakya’daki ayağına, nasıl bir kitle çalışması yürütüldüğüne, nelere dikkat edildiğine, hangi perspektifle çalışma yürütüldüğüne ilişkin bir sunum yaptı.

Deprem dayanışma çalışmalarının kolektifin merkezi bir politika ekseninde tüm parçalarının belli bir uyum ve eşgüdümle hareket etmesi sonucunda nasıl bir sinerjinin açığa çıkabileceğine eksikliklerine rağmen bu bağlamda değerli-anlamlı bir deneyimin açığa çıkarıldığına vurgu yaptı. Çalışmanın pek çok aşamadan geçerek bugüne geldiğini söyleyen konuşmacı, bu süreci devam ettirmenin önemli olduğunu ifade etti.

İkinci olarak söz alan konuşmacı ise depremin duyulmasından itibaren sürece müdahale etmek için nasıl hareket edildiğini, bu çalışmada kullandıkları biçimleri, sürecin nasıl geliştiğini, İstanbul ve Ankara ile başlayan çalışmaların kısa sürede yayıldığını, Maraş, Malatya, Adıyaman ve Antakya’da alanda yürütülen çalışmalarla eşgüdüm halinde İzmir’de, Trakya’da ve daha birçok yerde dayanışma çalışmalarının ortaya çıktığını ifade etti.

Konuşmacı bu süreçte en önemli noktanın hızlıca harekete geçmek ve belirlenen bir örgütsel biçimle basitten karmaşığa küçükten büyüğe doğru bir çalışma metodu olduğunu bu süre içinde temel çıkış noktalarının da deprem bölgesindeki aktivistlerin talepleri ve gözlemleri olduğunu dile getirdi.

Deprem sürecinin gelenek açısından kendi potansiyelini açığa çıkarma ve güvensizliklerin kırılması anlamında olumlu bir etkisi olduğunu, bu sürecin de neredeyse 10 aydır kesintisiz sürdürüldüğünü ve bölgenin ihtiyacı temelinde devam ettirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Konuşmalardan sonra söz salona verildi.

Bu bölümde deprem dayanışma çalışmalarına gerek İstanbul’da gerekse de doğrudan deprem bölgesinde katılan çok sayıda katılımcı söz alarak deneyimlerini paylaştı. Diğer yandan Defne’den gelen depremzede bir katılımcı da söz alarak alanda yaşadıklarını depremle ortaya çıkan yıkımı, devrimcilerin alandaki varlığını, önemini, bölge halkının yaşamına nasıl dokunduklarını ve sahiplenildiklerini, devletin özellikle de muhalif kesimlere yönelik tutumunu aktardı.

Bu bölümde söz alan konuşmacıların dikkat çektiği temel nokta, halkla kurulan samimi, doğru ve onları özneleştiren ilişkilenme biçiminin önemi üzerine oldu.

“Kooperatif Tartışma ve Adımları Bölgede Somut Bir İhtiyacın Ürünü Olarak Ortaya Çıktı”

1.Oturumun son konuşmacısı ise alanda yürütülen kooperatif çalışmaları hakkında bilgi verdi. Konuşmacı, neden üretime ağırlık verildiğini, kooperatifin neden bir ihtiyaç olarak ortaya çıktığını, biber salçası, nar ekşisi üretimi ile üreticiden zeytinyağı alınmasının nedenlerini bunun kooperatif çalışmasıyla ilişkisini aktardı.

Kooperatifin bölge halkının üretime daha fazla ağırlık vermesi, yeniden ayağa dikilmesi diğer yandan giderek üretemez hale gelen köylülüğün sorunlarına bir nebze de olsa müdahale olduğunu bu çalışmanın aynı zamanda alanda kitlelerin örgütlenmesi adına çok önemli bir potansiyeli de açığa çıkarabileceğini ifade etti.

Sonrasında söz salona bırakıldı.

Bu bölümde de çok sayıda insan söz alarak, kooperatifin nasıl olması, ele alınması gerektiğine, üretici ve tüketici arasındaki dengenin nasıl kurulabileceğine, günümüzdeki kooperatif örneklerinin deneyimlerine, kooperatifin yerel yönetimlerle buralarda iktidar olmakla, kitlelerin kendini yönetmesi süreciyle bağına dair söz aldı. Aynı zamanda kooperatifin nasıl bir çerçevede hangi karakterle, üreticiyi mi yoksa tüketiciyi mi önceleyeceğine dair verimli konuşmalar yaptı.

Oldukça canlı geçen bu bölümde, bu çalışmanın Partizan kitlesine daha fazla anlatılması ve sahiplenilmesi gerektiği üzerinde duruldu.

 

“Yerelde Halkın İradesini Açığa Çıkaralım”

Verilen aranın ardından yerel yönetimlere ilişkin ikinci oturuma geçildi.

Bu bölümde söz alan ilk konuşmacı, yerel yönetimlerin halkın kendini yönetmesi, kendi sorunlarına sahip çıkması adına önemine değinerek hali hazırda devrimci, ilerici güçlerle yürütülen sürece dair kimi bilgileri paylaştı.

Ardından söz alan kinci konuşmacı ise yerel yönetimlerin halkın örgütlenmesi ve demokratik halk iktidarına sevk edilmesi bağlamında yerel yönetimlerin önemine dikkat çekti.

Kitlelerin sosyalizmdeki geri dönüşlerden sonra alternatif bir dünyanın olabileceğine dair inancında belli bir zayıflamanın yaşandığı, bu nedenlerden ötürü her demokratik mücadele imkanının kullanılması gerektiğine dikkat çekti.

Bu bölümde diğer oturuma kıyasla daha fazla polemik yaşandı, daha fazla söz alındı ve tartışmalar daha canlı geçti.

Özellikle somutta hareketin hangi alanlarda yerel yönetimlere dair neler yaptığı, ne tür hedeflerinin olduğuna dair gelişmeler yoğun bir şekilde tartışıldı. Bu sürecin, hareket tarafından geçmişten bugüne taşıdığı kitlesine ulaşmak, onlarla bağ kurmak ve örgütlemek adına bir fırsata çevrilmesi gerektiği, hareketin emeğinin olduğu hiçbir yerin es geçilmemesi gerektiği, mümkün olan yerlerde belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, encümenlik veya muhtarlık adaylığı için çalışmalar yapması gerektiği dile getirildi.

Gerek bu başlıkta gerekse de 1. oturumun ilk bölümünde ilk olarak Antakya’da yaşama geçirilen rezerv alanlar konusunun gündemde tutulması gerektiği belirtildi. Yerel yönetimler konusunda kayyumların temel gündemlerden biri olması gerektiği ifade edildi.

Diğer yandan Kürt hareketiyle olabildiğince yan yana durma, bununla birlikte her alanın özgünlüğü, gerçekliğine uygun bir politikaya da imkan tanıyan bir yaklaşım olması gerektiği belirtildi.

Yerelde hangi güçlerle veya adaylarla yürüneceğine dair kıstas açısından, devrimci-ilerici karakterin, bölgede halkın çıkarlarını kimin temsil ettiğinin, halkın demokratik katılımının kim tarafından sağlandığının veya sağlanmaya çalışıldığına bakılması gerektiği aynı zamanda alandaki devrimci çalışmanın gelişmesi adına ortaya çıkacak imkanların dikkate alınmasının önemli olduğu belirtildi.

Forumda bir tartışma konusu da yerel seçimlerde CHP’nn rolü, kimi demokrat insanların CHP’den aday adaylığı için başvuru yapması oldu.

Forum saat.1915’e sona erdi.

Forum’a İstanbul dışında diğer illerden de faaliyetçiler katılırken, katılımın önceki çalışmalara kıyasla daha iyi olduğu dikkat çekti.

Forum’da öne çıkan vurgu, yerel seçim sürecinin örgütü güçlendirme ve merkezi bir politika etrafından güçleri harekete geçirme böylelikle kitleleri kazanma mücadelesi açısından önemli fırsatlar sunduğu ve halkın demokratik hakları ve geleceği için bu mücadelenin içinde olunması gerektiği oldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu