Güncel

“Söyleyecek Sözümüz Yürüyecek Yolumuz Var”

Ankara’da İbrahim Kaypakkaya’nın ölümsüzlüğünün 45. yıldönümü sebebiyle 20 Mayıs Pazar günü Tüm Bel-Sen Toplantı Salonu’nda bir panel düzenlendi. Panel genel hatları ile İbrahim Kaypakkayya, Haki Karer ve  Dört’lere ithaf edilirken coğrafyamızda ve dünyada sarsıcı eylemliliklerin gerçekleştiği ’68 küresel devrimci hareketliliğinin 50. miladı olması nedeniyle panelde genel tartışma hattını ’68 den bugüne perspektifi oluşturdu.

H.Merkezi: Panel, İbrahim Kaypakkaya başta olmak üzere 18 Mayısta ölümsüzleşen Haki Karer ve Dörtler şahsında tüm devrim şehitleri için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.

“71 çıkış cüret ve cesaretin simgesidir”

Daha sonra kurumlar adına okunan ortak açıklamada geçtiğimiz yıl açılan 18 Mayıs soruşturmalarına ve engellenen mezar başı anma programlarına ithafen “Devletin İbrahim Kaypakkaya korkusu 45 yıldır süregelen Kemikleşmiş bir korkudur.” denildi. Ardından genel hatları ile ’68 devrimci kopuşunun TDH için önemine değinilerek ’71 çıkışına vurgu yapılan konuşmada “Türkiye Devrimci Hareketi açısından ’71 devrimcileri, uçurumun kenarında yürümenin cüret ve cesaretini simgeler. Aynı zamanda ’71 pratiği sistem dışı ve devlet karşıtı olmanın da pratiğidir. 1971 devrimcileri tarihsel bir kopuş gerçekleştirerek 50 yıllık revizyonist, parlemanterist ve legalist çizgiyi ’71 ihtilalciliği ile aşmışlardır. İbrahim Kapakkaya ise Kopuştan Kopuşu ifade ederek ihtilalin yolu, ruhu ve manifestosu olmuştur.” sözlerine verildi. Açıklamanın devamında, “Bugün İbrahim Kaypakkaya devrimin güncelliği, yakıcı bir teori yıkıcı bir pratiktir.” denildi.

Coğrafyamızdaki devrimci hareketliliğin ’71 sonrası farklı boyutlarda devam ettiğini belirtilen açıklamada, “Söylenebilir ki, bu hareketliliklerden en büyük yankıyı Kürt Ulusal Kurtuluş mücadelesi uyandırmıştır. Bu uğurda mücadele eden ulusların eşitliğine ve özgürlüğüne tutkulu Haki Karer 18 Mayıs 1977’de Antep’te katledilmiştir. Karadenizli bir devrimci olarak Kürt Ulusunun Ulusal Kurtuluş mücadelesinde öncü-özne olan  Haki Karer  yaşamın daha özgür, eşit ve güzel olma savaşında yerini almış ve kavgaya atılmıştır. Onun ölüme giderken büyüttüğü direniş, bugün Ortadoğu’da, Rojava’da, Kobane’de  direniş mevzilerinde yaşam bulmuştur.”  sözlerine yer verildi.

Daha sonra panel’in ilk oturumuna geçildi.

“Kaypakkaya ise solun ortak paradigması dışında başka bir paradigma oluşturabilendi.”

Panel’in 1. oturumda ilk olarak konuşan Metin Kayaoğlu; “68 kopuşu ’71 çıkışıyla önemli ve anlamlıdır.” diyerek sürecin tarihsel dinamikleri özgülünde “Devrimcilik, var olanı zorla, şiddetle yıkma eylemine girişmektir ve 71’de, açıkça fiziksel bir saptamayla, devrimcilik vardı.” sözlerine yer verdi.

“Yiğitlerimizi devlet öldürdü, haklarını biz verelim. Haklarını, onları aynılaştırarak veremeyiz. Devrimci önderlerimizin ayrımlarını inşa etmemiz, vurgulamamız gerekmektedir” şeklinde devam etti.

“Deniz Gezmiş bir devrimci yıldızdır, atılgandı, Mahir Çayan, Marksizmin iç tarihsel diyalektiği olduğunu bunu statik bir yaklaşımla anlayamayacağımızı söyleyen bir Ortodoks Marksistti. Kaypakkaya ise solun ortak paradigması dışında başka bir paradigma oluşturabilendi.  Bu paradigma hem tarihsel, hem politik olarak önemlidir ve ciddi bir kopuş içermektedir. İbrahim Kaypakkaya, diğer devrimci önderlerden farklı olarak, egemenlerin dünyasından zihniyet olarak tamamen kopmuştur. Eli silahlıdır, yüreği, kafası silahlıdır, kararlı bir ideolojik yapıya sahiptir.” dedi.

Müslüm Doğan: 24 Haziran’da HDP ve Demirtaş desteklenmeli

Ardından söz alan bir diğer panelist Halkların Demokratik Partisi(HDP) İzmir Milletvekili Müslüm Doğan; Devrimci değerlerin Türk ve Kürt ulusları için derin anlamlar ifade ettiğinin üzerinde durarak,  tarihsel dinamiklerin bugün ifade ettiği anlamların altını çizdi. Ardından, 24 Haziran baskın seçimleri ile hükümetin saldırılarının boyutlarına dair bir konuşma yaparak,  24 Haziranda HDP ve Demirtaş’ı desteklemenin önemine vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.

SMF: Kaypakkaya güncelde anlaşılmalı

Panelin bu bölümünde en son sözü alan Sosyalist Meclisler Federasyonu(SMF) temsilcisi,  İbrahim Kaypakkaya’nın güncelde anlaşılması ve pratiğe geçirilmesi hususunda bir takım değerlendirmelerde bulunarak, tarihsel süreçlerin özeleştirel okunması gerekliliğine vurgu yaptı.

İkinci Oturum

Panel’in 2. oturumunda ise sözü DBP adına konuşmacı olan Ahmet Kaya aldı.  Ahmet Kaya yaptığı konuşmada; Haki Karer’in siyasi kişiliğinden ve mücadelesinden tarihsel bir perspektifte bahsederek, Kürt Hareketi açısından önemine vurgu yaptı. Haki Karer’in Karadenizli bir devrimci olarak Kürt ulusunun ulusal kurtuluş mücadelesinden öncü-özne olmasındaki enternasyonal duruşun altını çizen Kaya, “Bugün Kürt Özgürlük Hareketi, Haki Karer’e çok şey borçludur.”  dedi.

Mücadele Birliği: Tarihsel kopuşlardan beslenmek önemli

Daha sonra söz alan Mücadele Birliği konuşmasında; ’68 öğrenci gençlik hareketliliğinin tarihsel dinamiklerine dair değerlendirmeler yaparak, güncele dair söz söylemenin böylesi tarihsel kopuşlardan beslenmesindeki öneme vurgu yaptı.

Partizan: Gerçekçi olmak demek kendi gerçekliğini tanımlamak, tariflemek ve buna uygun bir hat izlemek demektir.

Ardından Partizan adına Rahime Karvar,  tarihsel ve küresel bağlamda bir  ’68 değerlendirmesi ile başladığı konuşmasında, “68’de sokakları dolduran isyancı gençlik duvarlara ‘Barikat sokağı kapatıyor ama ufukları açıyor’ diye yazmıştı. 68’in 50 yıl önce yarattığı kopuş ve zihinlerde açtığı ufukların canlılığını, bugün devrim mücadelesinin yansımalarının çeşitliliğinde görmek mümkün… Gençlik, Kadın, LGBTİ+, Ekoloji, Kürdistan ve Filistin nezdinde Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri gibi birçok mücadele alan, 68’in kırdığı buzdan yaşama karışarak yolunu bulmuş ve günümüze ulaşmıştır. Ya da revizyonist-reformist komünist partilere alternatif olarak MLM partiler kurulmuş olup ve çeşitli formasyonlarla bugün varlıklarını sürdürmektedirler.” dedi.

Konuşmasına “ ‘var olmak bir şeydir, ama bu iktidara aday olmak anlamına gelmez.’ Keza özellikle ülkemizde 68 ve ardından 71 devrimci kopuşlarıyla açılan yoldan ilerleyenler, bir süre sonra tıkanmış bir yol gerçekliği ile karşılaşmış ve Türkiye Devrimci Hareketinin niteliksel ve niceliksel gücü bu tıkanıklığı aşmaya yetmemiştir.” tespiti ile devam etti.

Devrimci tıkanıklığının nedenlerine dair belirlemeler yaparak, soruna öz eleştirel bir perspektifle cevap bulma girişimin ve pratiğinin üzerinde durulan konuşma “Yerin,  göğün, tarihin, zamanın ve suyun huysuzları olan bizlerin kapılacağı tek bir hayal var, o da enternasyonal işçi sınıfı başta olmak üzere ezilen sınıfın, üzerinde yaşadığımız dünya isimli yer kürenin iktidarını emperyalist-kapitalist düzen tarafından yok edilmeden eline alması ve ezilen ulus, inanç, cinsiyet ve yönelimler açısından eşit ve adil bir düzen yaratmasıdır. Bu hayalimizin gerçek olması, 50 yıl öncesinden daha acil ve zaruri değil mi?” sözlerine yer verdi.

Ardından 68’e atıfta bulunarak “Evet, bugün gerçekçi olmak demek kendi gerçekliğini tanımlamak, tariflemek ve buna uygun bir hat izlemek demektir. Gerçekçi olmak birleşik bir mücadele hattını ve siyasi yansımalarını hayata geçirmektir. Keza 24 Haziran seçimlerini bu kapsamda ele almalıyız. Egemenler kendi gerçekliklerini görerek ittifaklar kurdular. Biz de buna karşı ittifak oluşturmalı ve bu saldırıya bir ittifak ile karşılık vermeliyiz. İmkansız görüneni isteyen gerçekçilere selam olsun” sözleriyle konuşma sonlandırıldı.

Daha sonra panel çerçevesince açılan serbest kürsüde Birleşik Devrimci Parti, Alınteri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu söz olarak 68’devrimci Kopuşu ve 71’  çıkışıyla birlikte İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin mücadelesine dair konuşmalar ve güncel değerlendirmeler yapmalarının ardından panel başarıyla sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu