Kültür&Sanat

KİTAP TANITIMI

1905 Devrimi yenilgiyle sonuçlanmış, RSDİP dağıtılmıştır. Kadrolar tutuklanmış veya sürgüne yollanmışlardır. (Bu arada Lenin de sürgündedir. Lenin demişken değinmeden geçmeyelim: “Ne Yapmalı?” adlı eserinde –ve tabi başka eserlerinde- örgütlenme yöntemlerine dair vurgularda bulunmuştur. Bunun için özellikli olarak semt –bölge- komitelerine görevler düştüğünü açıklamıştır bu eserinde. Bu anlamıyla işçilere yönelik AP çalışmaları önemli bir yerde durmaktadır.)

Tam da böyle olduğu içindir ki, sürgün yaşamlarından kaçış yapıp tekrar ülkeye giren ve partiyi ayağa kaldırmayı seçer iki Bolşevik militan. Üstelik biri daha 20’li yaşlarındadır henüz.

1905 sonrasına ışık tutması, dönemin aktarımını yapmasıyla amacına ulaşmıştır kitap. İki cilt halindedir fakat bunu tek kitapta toplamışlardr. Birinci kitap, daha çok, iki devrimcinin kaçışı ve ülkeye girişleri, komite oluşturmaları süreçlerine odaklanması bakımından, çok fazlaca siyasi/politik dil kullanmamaktadır. Kullandığı dil, olayların gelişim seyrine oranla değişmektedir esas olarak. İkinci kitap ise, siyasi/politik/ideolojik (Bolşevikler ve legal mücadelesini sürdüren Menşevikler arasında cereyan eden tartışmalar ön planda yer almış olup belirleyiciliğini dayatmıştır. Ve bu anlamıyla da doyurucu olmuştur.

Dönem zordur. Baskılar yoğundur ve karanlık bir çarlık dönemi hüküm sürmektedir. Parti ile ilişkiyi açıklamak -özel bir yasa- büyük bir “suç”tur! (Partiden kasıt ise Bolşevik –illegal- örgütlenmedir.) Bunu yapmak 102. Md’den tutuklanma nedenidir. Sokak başları, fabrikalar, meyhaneler… yaşamın hüküm sürdüğü bütün alanlarda ajanlar-hafiyeler kol gezmekte, devasa bir örümcek ağıyla kaplamıştır tüm ülkeyi. En ufak bir kıpırdanış, “yıkıcı” her türlü faaliyet jandarma baskısıyla karşılanmaktadır. Tüm bunların mevcudiyetini koruduğu noktada Bolşevik devrimciler partiyi, yıkıntılar altından çıkartıp ayağa dikmenin mücadelesine girişirler ve başarırlar da. Bilirler ki, yenilgi almış olsalar da, fabrikalarda hala onları destekleyenler vardır. Ve işte o destekleyenler, partileri olmadığı için kendilerini bir “hiç” olarak görürler. Fakat partiyi duyduklarında bu “hiç”lik ortadan kaybolur. Bunu görürüz okudukça.

Lenin’in ifade ettiği gibi, fabrika önlerinde işçi kitlelerine yönelik açık hava A/P faaliyetleri yapılır. Pek öyle kolay görünmese de başarılı sonuçlar alınır. Dediğimiz gibi, parti olmadan kendilerini bir hiç olarak göre işçiler, partiyi (bu arada legal anlamda Menşevikler vardır fakat işçilerin beklediği Bolşevik parti örgütlenmesidir) duyduklarında o korkularından sıyrılmakta gecikmezler.

Birinci kitap bunlar üzerinden 20’li yaşlardaki bolşevik militan Pavel’in devrimci coşkusunu, eylemsel militanlığını gösterir. İkinci kitap tartışmaların yoğunluğuyla geçmektedir. Kendini geliştiren “deneyimsiz” Pavel siyasal düşüncesindeki ideolojik gelişimin de katkısıyla sıkı bir bolşevik devrimci olarak ortadadır. Gençtir, fakat kararlarında bolşevik düşünce sistematiğinin hakimiyeti söz konusudur. Hatalar da yapmaktadır elbet…

Kısa bir zaman içinde ayağa dikmiş oldukları partiyi daha da güçlendirmek adına konferans kararı alınır, başarıyla sonuçlandırılır. Bu konferans onlara güç katmıştır esasında. Konferansın sonundaki “Bizi bitirdiler!”, “Ama biz yine de sarsılmaz bir güven ve sıkı bir yüreklilik, bıkmadan, yorulmak nedir bilmeden, onların sömürü düzenleri için mezar kazıyacağız!” derler. (s. 456)

Mücadeleye, zorluklara dair, yalın dille-ifadelerle güzel bir üretim olduğu kaçınılmazdır. Mücadele saflarına katılan her yeni genç militanın edineceği deneyimler olacağını düşünüyoruz.

Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi’ne giden sürecin izdüşümleridir aktarılanlar. Devrimin o kadar kolay olmadığını, çekilen sancıları görürüz. Burada görünen inancın yitirilmemesidir.

KAVGANIN ŞAFAĞI-İVAN POPOV- (Yazar hakkında bir bilgi yer almamaktadır.)

Evrensel yay. Sf. 456

(Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishane’den Tutsak Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu