Makaleler

İşgalci TC’nin Efrin planı!

Geçtiğimiz günlerde işgalci faşist Türk ordusu tarafından Kuzey Suriye Federasyonu’na bağlı Efrîn kantonuna dönük çeşitli saldırılar gerçekleşti. Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar ile sinyalini verdiği saldırılarda Efrîn Kantonu’nun kuzeydoğusuna düşen Şeraa ilçesine bağlı Eyn Deqnê, Qestel Cindo, Merenet ve Veleh Qadî köylerine obüs topları ve havanlarla saldırı düzenledi. Saldırıya YPG’nin karşılık vermesi ile çatışmalar yaşanmış, Türk ordusunun yaptığı top atışları sonucu siviller yaralanmış, köylerde ise maddi hasarlar meydana gelmişti.

Türkiye özellikle son bir haftada bu işgal planına hız verdi. Türkiye’nin birçok yerinden zırhlı araç, tank, panzer, obüs topları gibi ağır silahlar Kilis’ten Azez’e sevk etti. Azez’e geçirdiği ağır silahlar Azez Hastanesi, Öncüpınar kapısı ile Azez arasındaki bölgesine yerleştirilmiş. Konumlandırılan bu güçler Qestel Cindo köyü ve tepesine karşı, Tel Cibrin’de ise Ayn Dekne köyüne karşı mevzilendirilmiş. Tıl Rıfat’a karşı Marera’daki karakollara takviyeler yapılmış, yine Tıl Rıfat’a karşı olası bir saldırıyı koordine etmek için Tıltan köyünde yeni oluşturdukları bir koordine merkezine çok sayıda güç aktarılmış durumda. Tüm Şehba ve Afrin’i vurmak için en büyük karargâhları olan Şeyh Akil tepesine çok sayıda obüs, tank ve havan konumlandırıldı.

Suriye’de egemenler arası klik dalaşı siyasi ve ekonomik ambargolar şeklinde sürerken ezilenler cephesindeki ilerlemeye karşıda ortak tutum alma anlayışından geri durulmuyor. Rakka hamlesi ile DAİŞ ciddi anlamda güç kaybetmiş, Suriye’de emperyalist güçleri dışında sayarsak eğer bölgedeki esas güçleri Esad rejimi ve Kürt Ulusal Hareketi oluşturuyor. TC’nin DAİŞ umudunun sönümlenmesi ile Esad’a karşı başlatılan arayı düzeltme girişimlerinin esas nedenini Kürtler’in kazanımlarını engellemektedir. Nitekim bugün Kürtlerin Suriye’deki kazanımlarının gelişmesi, hem TC hem de Esad rejimi açısından büyük bir tehlike anlamına geliyor. Türkiye ile Suriye Baas rejimi arasındaki işbirliği Kürtlere düşmanlık temelindedir. Bu işbirliği esasta Cerablus işgali öncesi yapılmış, Türk devletinin Cerablus, Rai, Exterin, Azez işgali ile başlayıp Şehba ve Afrin’in işgalini de içine alan istilasıdır. Bu anlaşma Halep’in rejime terk edilmesi biçiminde biraz daha ileri götürüldü.

Efrîn’e dönük işgal saldırıları TC açısından oldukça zorlu bir dönemi başlatacaktır. Kürtler’in Rojava’ya dönük işgale tepkisi TC’nin beklentisinin çok fazla üzerinde olacaktır. Nitekim QSD’nin açıklamaları da bunu kanıtlar biçimdedir. Bu saldırıların sonuçlarının başında kuşkusuz Rakka hamlesini sekteye uğratması var. Rakka’da şuana dek yaklaşık 10 mahalle özgürleştirildi. Birçok bölgede ise çatışmalar oldukça şiddetli. Emperyalistlerin kuklası konumundaki DAİŞ’in Rakka’dan süpürülmesi, başta TC olmak üzere tüm emperyalist blokların hesaplarını da boşa düşürecektir. Rakka hamlesine dönük en başından beri sürdürülen gölge düşürme çabalarının başında Esad rejimi ve koruyucusu Rusya geliyor. Rejim ve Rusya’nın QSD’yi Rakka hamlesi üzerinden karalama kampanyası halen sürüyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu