İzmir/Yatağan: Yatağan’da “işyerlerimizi terk etmiyoruz” diyerek 400’ü aşkındır süredir devam ediyor. Direnişe destek veren Afşin Elbistan Tes-İş Şube Başkanı da bölgede bulunuyor. Bizde Özgür gelecek gazetesi olarak Kılıç ile bir görüşme gerçekleştirdik.
Gazetemize bir açıklama yapan Kılıç, Tes-İş Genel Merkezin görüşlerini yansıtan bir açıklama yaptı.
Yatağan’da devam eden direnişi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Afşin-Elbistan Tes-İş Şube Başkanı Mustafa Kılıç: Buradaki direniş Türkiye emekçi hareketinin en büyük direnişidir. Bu işin bayraktarlığını yapan Yatağan işçilerini kutluyorum, son yirmi yılın büyük Ankara yürüyüşünden sonra en direniş eylemidir.
İşçiler hiçbir zaman perde arkasına pusarak hakkını alamamıştır, kimse bize hakkımızı getirip vermedi, veremez, mücadele ederek alırız bu işin fıtratında vardır.
İşçiler bu mücadeleler sonucu kölelik düzeninden bu konuma getirmiştir, yasalarda bu hale getirilmesinin nedeni mücadeledir, verilen bir bedel vardır.
En büyük silahımız toplu direnişimizdir, Yatağan işçilerin bunu bir kez daha ortaya koydu.
Büyük direnişe rağmen devletin burayı özelleştirme ısrarının nedeni nedir sizce?
Devlet ama AKP hükümeti zaten bu ülkeyi yağmalamaya, parçalamaya, içini boşaltmaya geldi, milli servetimize, dış güçlere ve kendi yandaşlarına peşkeş çekmeye geldi.
Bu işçinin ya da devletin menfaatine yarar sağlayacak bir şey değildi.
Sadece Yatağan değil nerede rant varsa oradan başladılar özelleştirmeye, örneğin ilk PTT’lerden başlandı, atıl durumdaki bir yeri özelleştirirsen olur ancak para getiren kurumlardan başladı önce onları elden çıkarmaya başladı.
Petkim, Türk Telekom, İbanlar, Tüpraş’dan başlanarak özelleştirildi. En son enerji kaldı, tek tek santralleri özelleştirmek istiyorlar.
“İşçilerin gücünü parçalıyorlar”
Burada da güzelde bir taktik uyguladılar, önce “satmıyoruz, biz hizmet alıyoruz” dediler, sonra taşeronlaştırarak parçaladılar, gücünü böldüler. Burada şuan kaç tane taşeron var, oysa 15 sene önce denseydi, herkes gülerdi kamuya taşeron giremezdi, çünkü 15 tane işveren olur mu?
Ama işçileri böldüler taşeron işçileri, kadrolu işçiler, o şirketin işçileri, bu şirketin işçileri diye. İşte burası bu nedenle önemli, burada yapmaya çalıştılar ama başaramadılar. 450 gündür birlikte mücadele ettiler.
Yarın Afşin Termik Santraline de gelecekler, orada da karşımıza 94’teki anlaşmaya önümüze getirecekler, yani bizde de başlayacak.
Bu iş standartlarını 150 yılda kazandıklarımız eski kölelik düzenine götürmek istiyorlar, geriye gidiyoruz, yeni çıkan, torba yasalarla elde edilen kazanımları geri alıyorlar.
Yani bunun sonucu olarak her gün başka biri ölüyor madenlerde, termik santrallerde.
Kar etmediği niçin satılıyoruz” şeklinde bir iddia var devletin, siz ne düşünüyorsunuz?
Bir kere kar etmeyen bir kurumu her şeyi para olan bu şirketler alır mı?
İşin kılıfıdır, burası cayır cayır kar ediyor. Yarın orduyu başımıza yığacaklar, o zaman kar etmiyorsa almasın şirket, niye alıyor.
Burada bugün devam eden işyerini terk etmeme eylemi için ne düşünüyorsunuz?
Biz Ankara’dan geldik, genel merkezden yöneticiler geldi, görüşmeler yapılıyor. Tes-İş, Türk-İş görüşmeler yapıyor, bir çözüm bulmaya çalışıyoruz, arkadaşlarımızın en az zararla çıkmalarını sağlamaya çalışıyoruz.
4C’nin süresini uzatmaya çalışılıyor, arkadaşlar için iş garantisi almaya çalışıyoruz. Burada şuan bir avuç yürekli işçinin direnişi söz konusu. Bu şekilde ne kadar dayanabileceğiniz, arkadaşlar ne kadar dayanabilirler, gücümüz bellidir. Bunu da görmek lazım, yarın işçilere 2 ay maaş verilmedi mi bu insanlar ne kadar dayanabilir. Çünkü bizim arkada birikmiş sermayemiz yok, 1 ay maaş alamadı arkadaşlarımız kırılır, bu gerçekleri görmek lazım, an akılcı mantıklı olanı uygulamalıyız. En az zararla işi bitirmeliyiz, bunlar zaten satıyor.
