Güncel

Barzani vakfından Efrîn’de kırmızı beyaz balonlu ‘kültür merkezi’ açılışı

Barzani Yardım Vakfı, Türkiye ve bağlı paramiliter grupların Kürt'e dair hiçbir şey bırakmadığı Efrîn'de kırmızı beyaz balonlarla "kültür merkezi" açılışı yaptı. 

Türkiye ve bağlı paramiliter grupların 18 Mart 2018 tarihinden bu yana kontrol altında tuttuğu Efrîn’de tüm canlılara karşı ağır suçlar işleniyor.
Türkiye ve bağlı gruplar, Kürtçe eğitimi yasaklarken, bütün yerlerin isimlerini Türkçeleştirdi ve Türk bayrakları ile AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın posterleriyle donattı. Kentin demografik yapısı değiştirilirken, taciz, tecavüz, doğa talanı ve insan kaçırma gibi olaylar her geçen gün daha da artıyor.
Diğer yandan asimilasyon politikaları derinleştiriliyor. KDP ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de yaşananlara göz yumarak, bizzat bu politikaların merkezinde yerini alıyor.
Barzani Yardım Vakfı, dün Efrîn’de “kültür ve sanat merkezinin” açılışını yaptı. Rûdaw’ın servis ettiği haberin görüntülerinde, söz konusu merkezin kırmızı ve beyaz renkli balonlarla süslendiği ve bazı çocuklara da aynı renkte elbiseler giydirildiği görülüyor. Konuya dair konuşan vakfın Efrîn sorumlusu Rewac Hacî, merkezi Almanya’dan aldıkları destekle açtıklarını kaydetti.
Türkiye ve bağlı paramiliter gruplar, 20 Ocak 2018 tarihinde “Kürt Dağı (Çiyayê Kurmênc)” olarak bilinen Kuzey ve Doğu Suriye kenti Efrîn’e saldırı başlattı. Saldırılarda sivillerin yoğun bir şekilde hedef alınması üzerine Efrîn Özerk Yönetimi tarafından “geri çekilme” kararı verilirken, kent merkezi ve bağlı ilçeler 18 Mart’ta Türkiye ve bağlı paramiliter grupların denetimine geçti.
Saldırıların sürdüğü dönemde 300 binden fazla kişi Efrîn’i terk etmek zorunda kaldı. Saldırılar öncesi yüzde 98 olan Kürt nüfusu, saldırılar sonrası yüzde 20’lere geriledi. Suriye-Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün geçtiğimiz yılın verilerine göre, Kürtlerden boşalan yerlere paramiliter güçler ve aileleri yerleştirildi; Efrîn’in köy ve ilçelerine 5 yılda 450 binden fazla kişi yerleştirdi. Bu kişilerin çoğunu İdlib’in güneyi, Halep ve Şam’ın Doğu Guta bölgesinden getirilen kişiler oluşturdu.
Türkiye, tüm kurum ve kuruluşlarda Kürtçeyi ortadan kaldırdı. Her yere Türk bayrakları asılırken, sokak, köy ve kamu kurumlarının isimlerin Türkçeleştirildi. Efrîn merkezinde bulunan Azadî Meydanı’nın ismi Atatürk Meydanı; Newroz Kavşağı’nın ismi Selahattin Kavşağı; Wetani Kavşağı’nın ismi 18 Mart Kavşağı; Kawayê Hesinkar Kavşağı’nın ismi ise Zeytin Dalı olarak değiştirdi. Qestela Miqdad köyünün ismi Selçuk Obası; Kotana köyünün ismi Zafer Obası; Kurzêlê köyünün ismi ise, Cafer Obası olarak değiştirildi.
Stratejik Kürt bölgelerine Osmanlı isimleri veren Türkiye ve bağlı güçler, Türk bayraklarının yanı sıra her yere AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarını astı. Dükkan ve sokaklara Türkçe afişler asılmaya başlanırken, Êzidîlerin kutsal yerleri de talan edildi. Ayrıca herkese Türk kimliği çıkarılıyor.
BİNLERCE KİŞİ KAÇIRILDI  
Türkçeleştirme politikalarının yanı sıra 5 yıllık süreçte birçok insanlık dışı uygulamalar yaşandı. Bugüne kadar 9 bini aşkın kişi kaçırıldı. Kaçırılan kişilerden bazıları katledildi ve ağır işkencelerden geçirildi. Yine yüzlerce kadın bu süreçte taciz ve tecavüze maruz kaldı.
Sadece son 6 ayda 12 kişi katledildi, 173 kişi kaçırıldı.
Efrîn’de 13 yaşındaki çocuk tecavüze maruz bırakıldı. Şilêr Çocuk Haklarını İzleme Komitesi,  2 Temmuz’da yaptığı açıklamayla uluslararası kamuoyunun sessizliğine tepki gösterdi.
Sadece insana karşı değil doğaya karşı da büyük bir talan yaşandı. 5 yılı aşkın bir sürede en az 368 bin zeytin ağacı ve farklı ağaç türleri kesildi. Kesilen ağaçlardan elde edilen odunlar pazarlarda satıldı. 17 binden fazla zeytin ağacı ise yakıldı. Bununla birlikte 12 bin hektarlık ağaçlık alan ateşe verildi.
El konulan zeytinler, ayrıca küresel ticarete dönüştürüldü. Kasım 2018’de yayınlanan belgelerle, Türkiye ve silahlı gruplar arasında yağma üzerine bir protokol imzalandığını ortaya çıktı. Protokol, elde edilen zeytinlerin Türkiye’de kimi sermayedarlara peşkeş çekildiği ve buradan da farklı ülkelere satıldığını ortaya koydu.
Göç etmek zorunda kalan on binlerce sivilin evine el konuldu. Birçok ev cezaevine dönüştürüldü ya da paramiliter güçlerin karakolu haline getirildi. Tarihi yerler de yağmadan nasibini aldı. Efrîn Tarihi Eserler Müdürlüğü’nün verilerine göre, kentte 96 tarihi tepe vardı. Bu tepelerin büyük bir kısmında kazı yapıldı ve tepeler talan edildi. 28’den fazla tarihi yer ve ambar yerle bir edildi, 15’ten fazla mezarlık talan edildi. Bir mezarlık da hayvan pazarına dönüştürüldü. Raco ilçesindeki Meydan Ekbes köyünden, Şêrawa’nın Kefer Cenê köyüne, buradan da Qitmê köyünden geçen tren yolunu kaldırdı ve Ezaz’daki tüccarlara sattı.
Saldırılar sırasında yaşamını yitiren YPG’lilerin bulunduğu Avesta Mezarlığı’nda bulunan cenazeler çıkarıldı. Anadolu Ajansı (AA), buradan çıkarılan cenazeleri YPG’nin infaz ettiği kişilere ait olduğunu iddia edilerek, “Toplu mezar” şeklinde servis etti.
Yakılan, yıkılan ve el konulan yerler ise ya cezaevlerine ya da karakollara dönüştürüldü. Yapılan cezaevleri ve karakollar ise, paramiliter gruplar tarafından pay edildi.
Kaynak: MA
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu