Makaleler

Masanın kaybedeni Kürtler olmayacaktır

Emperyalistlerin Suriye’ye olası bir saldırısının Suriye’nin kimyasal silahlarının imhası konusundaki anlaşmayla gündemden çıkması, hesabını Suriye’ye saldırı üzerine yapan TC başta olmak üzere ÖSO, El Nusra gibi gericilerin de planını bozdu. Dolayısıyla yeni ittifaklar, ayrışmalar gündeme geldi ve buna göre pozisyon alınmaya başlandı. Şeriat amacı etrafında halk düşmanı gerici İslamcı örgütler birleşti. ÖSO, SUK vb. gericiler içinde parçalanmalar oldu. Birbirlerine karşı savaşa tutuşmaya başladılar vs. Bunlar emperyalist politikalara bağlı olmanın, onların bir kuklası gibi hareket etmenin kefaretidir.

Taraflar şimdi Suriye’de iktidarın paylaşılması anlamına gelen Cenevre-2 Konferansı’na eli güçlü gitmek için ittifaklar belirlemeye çalışıyor. PYD, önemli bir pozisyon ve güce sahip bulunmaktadır. Bu yüzden PYD üzerinde baskı kurulmakta, Cenevre Konferansı’na bağımsız gitmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Salih MüslimKürtler cephelerde yenilmemişlerdir, sürekli masada kaybetmişlerdir. Fakat bu kez böyle olmayacak, kimse bizimle pazarlık yapmasın, Cenevre’nin Lozan olmasına izin vermeyeceğiz” (29.10.2013, Özgür Gündem) diyerek yapılmak istenenleri ortaya koymuştur.

Gerçekten de söz konusu olan Kürtlerin PYD öncülüğünde cephede kazandıklarını masa başında ortadan kaldırarak sınırlamaktır. Bunun için Kürtlerin bağımsız olarak, kendi iradeleriyle katılımı engellenmek isteniyor. Ya Esad’a ya da SMDK’ya (Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu) yedeklenmeleri dayatılıyor.

Burada da yine KDP ve ona bağlı partiler devreye sokuluyor. Bu partiler Kürt Yüksek Konseyi yerine SUK (Suriye Ulusal Konseyi) ile konferansa katılma kararı almışlardır. Bu PYD’nin etkisini sınırlama ve konferansa katılımını engellemeye dönüktür. TC, Barzani ile bu konuda ortak hareket etmektedir.

 

“Masa başında tarih yazılmaz!”

Emperyalist güçlerin tutumu da bundan bağımsız değildir. Kürtleri temsil yetkisi taşımayan (ki bunu Kürt halkı tercihini PYD’den yana, PYD saflarında birleşip savaşarak göstermiştir) partilere bu yetki tanınarak PYD etkisizleştirilmek, işbirlikçi olaylar öne çıkarılmak ve cephede kazanılan masada yok edilmek istenmektedir. KDP-TC arasında yoğunlaşan görüşme-diplomasi trafiğinde bu konu da bulunmaktadır.

Cephede PYD’ye karşı beraber hareket eden TC-KDP, masada da bunu devam ettirmek istiyor. Bu durumdan emperyalistler son derece memnundur ve onların arzusu da böyledir. Çünkü Barzani çizgisi kendi çıkarlarıyla örtüşmektedir ve Suriye’de bu çizginin etkili, başarılı olmasının lehlerine olduğunu gayet iyi bildikleri için bu yöndeki çabaları desteklemektedirler.

Halkçı, demokratik bir karakter taşıyan PYD’nin Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarının kazanımı ve korunması doğrultusundaki her adımını, başarısını önemsemek ve sahiplenmek gerekir. Emperyalistler ve işbirlikçileri Kürtler ve hakları karşısında birleşmekten geri durmamaktadırlar. Dolayısıyla bunların karşısında verile Kürt ulusunun ulusal demokratik haklarına sahip çıkmak ve bunların kazanılması için mücadele etmek devrimci bir görev ve sorumluluktur.

Neredeyse 100 yıldır Kürtlere statüsüzlük, bir statü olarak dayatıldı, paylarına imha, inkar ve zorla asimilasyon düştü. Tarihten silinmeye çalışıldılar. Bugün ise Kürtler kendi tarihlerini başkalarının yazmasına seyirci kalacak ve izin verecek gibi değil! Nasıl ki küllerinden kendilerini doğurduysa, hikayesini de kendisi yazacak! Çünkü tarih masa başında yazılmaz!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu