Makaleler

19 Kasım’da Nepal’de devrim yeniden doğuyor!

Dünyamızda, umutsuzluğu aşan ender bir meydan okuma

Gezegenin en yoksulları arasında devrimci hayallerin yayılması çok değerli ve coşkulu bir gelişmedir. Nepalli yoksullarında bu türden hayalleri mevcut. Dünyanın en yoksul ülkelerinden Nepal’deki büyük devrimci hareket hakkında ana akım medyada haber bulmak oldukça zordur. Çünkü bu hareket, önemsiz, marjinal ve hatta “terörist” olarak görülmekte. Oysa Nepal halkı son yirmi yıldır radikal değişimler için fedakarca mücadele etmekte.

Nepalliler, askeri baskı ile yüz yüzeler. İhanete uğradılar, ülkelerinin dışından (Hindistan ve ABD) tehdit edilmekteler. Savaşçıları öldürüldü, hapishanelere konuldu ve tecavüze uğradı. Liderleri baskı ile yalnızlaştırılmaya çalışıldı. 2006’da, gerilla savaşı yılları sırasında geniş halk desteği kazanmasının ardından Nepalli devrimciler yeni bir toplum için barış görüşmeleri yapmaya başladılar. Nefret edilen ve yozlaşmış Nepal kralı uzaklaştırıldı. Kurucu meclis iktidarın nasıl yapılandırılacağına karar vermek üzere toplandı. Ve halk değişim için beklemeye başladı. Şimdi, 7 yıl sonra, devrimci bir isyanın kahraman dalgası tekrar yükseliyor.

Bunun özel bir tarihi var: 19 Kasım.

 

Mücadele, ihanet, yeni mücadele

Nepal, denize kıyısı olmayan Himalayaların güney yamaçları boyunca 27 milyon insanın yaşadığı değişik bir ülke.

Halkın büyük çoğunluğu çiftçi olarak çok yoksul bir yaşam sürüyor, kasabaların çoğunda elektrik, okul veya modern sağlık kurumları bulunmamakta. Gençlerin çoğu Hindistan içinde uzak şehirlere ya da Basra Körfezi’ne yaşamak ve ailesine para göndermek için gidiyor, ki bunun çoğunlukla anlamı büyük sanayi bölgelerindeki sömürü veya seks ticareti oluyor.

1990’larda, Maoist devrimciler tarafından yeni bir hareket ortaya çıktı ve gelişti. Hareket, ülkede hızlı bir değişim talep ediyor, yoksulları kurtarmayı hedefliyordu.

Köylerde en yoksul insanları silahlandırdılar ve şehirlerdeki en parlak-zeki gençliği etkilediler. Monarşiye son vermeyi ve iktidarın halka devredilmesini talep ettiler. (…)

Kısacası, devrimci hareket halkın iktidarını ve kurtuluşu istedi. Bu hedefi milyonlarca insan destekledi: 1996’dan 2005’e kadarki Halk Savaşının ilk yılları, ardından 2006 yılında şehirlerdeki ayaklanmalar, ardından Maoistlerin Nepal’in en büyük partisi olarak çıktığı seçimler, ve ardından 2010’da Maoistlerin iktidara en yakın oldukları 1 Mayıs seferberliği ve genel grevi…

 

Kurtuluş olmaksızın değişim!

Bunca yıllık mücadele ve fedakarlıklardan sonra, Nepal halkı kurtuluş olmaksızın değişmiş durumda. Ayaklanmanın heyecanı ve zafer şarkıları arasında, umut dolu halk için 4 sancılı hayal kırıklığı yaşandı:

Birincisi; köylülerin toprağa dair temel talepleri reddedildi. Bu nedenle yoksullar, zenginler tarafından sömürüldükleri yaşamlara geri döndüler. İkincisi, kendi kendine yeten ve bağımsız Nepal yerine, ülkede Hindistan’ın egemenliği devam etti. Üçüncüsü; politik yapıdaki değişimler halkın iktidarını üretmedi. Nefret edilen monarşi yıkıldı ve yeni toplumun yeni iktidar yapısını oluşturmak için anayasa yazma süreci başlatıldı. Fakat yedi yıllık çıkmaz ve boş vaatlerden sonra, halk gerçek iktidardan uzak tutuldu. Harekete ihanet edenler tarafından, Halkın Kurtuluş Ordusu sistematik bir şekilde ortadan kaldırıldı.

Yoksul ve ezilen halkın; iktidarı ele aldıkları, zenginlerin ve gericilerin eski güçlerini yitirdikleri halk demokrasisine ihtiyacı vardı. Bunun yerine, Nepal halkı batı tipi seçim demokrasisinin klasik ve yozlaşmış haline sahip oldu. Bu demokraside tüm gerçek iktidar zenginlerin ve yabancı güçlerin elindeydi. Nepal’de bugün halka, hükümetin ordusunun ve polisin silahlarıyla tehdit edilerek çürümüş politik partilerden birine oy vermesi söyleniyor.

Ve dördüncü olarak; devrimci hareketin önde gelen liderleri devrimden dönüşün anahtar rolünü oynadılar. Halk savaşının iki lideri yeni hükümette egemen unsurlar olarak yer aldılar, fakat karşılığında devrimci orduyu dağıttılar, halkın devrimci toprak reformunu reddettiler ve klasik yeni sömürge planları yaşama geçirdiler. Genellikle, büyük hareketler geri dönüş, bölünme ve özellikle de ihanetler yaşadığı zaman, bu durum korkunç bir moralsizlikle sonuçlanabilir. Tekrar geri sıçramak ve gerici güçlere karşı saldırı yapmak oldukça zordur.

Nepal’de ise, devrimci güçlerin, bir başka büyük direniş dalgası için toparlandığının işaretleri görülmekte. Maoist devrimci sendikalar tarafından örgütlenen genel grevler ülkeyi bloke etti ve harekete destek ve gelişmeyi kanıtladı. Bu yenilenmiş cüret ana akım medyada yer almadı. Ve birçok insan bu durumdan habersiz.

Geçtiğimiz yıl, Nepal Maoist hareketinin (eski liderlerinin de içinde yer aldığı) önemli bir bölümü hükümete meydan okuyarak yeni bir parti kurdu. Yeni kurulan Nepal Komünist Partisi-Maoist ezilen halkın temel ihtiyaçlarını ve taleplerini ileri taşıma sözü verdi. O zamandan beri hükümet bu hareketi yıkmaya hazırlanıyor ve büyük bir iktidar savaşı ortaya çıkıyor.

 

19 Kasım, gücün test edileceği gün olacak

Hükümet güçleri çürümüş sistemlerini meşrulaştırmak üzere hileli bir seçim sahnelemek istiyor. Muhalif güçlerin (NKP-M’nin önderliğinde 30 partinin içinde yer aldığı) geniş bir koalisyonu, bu meşrulaştırma oyununu reddederek boykot ve kitle direnişi çağrısı yapıyor.

19 Kasım ayaklanmasının talepleri devrimci bir anayasa ve halkın devrimci umutlarının gerçekleştirilmesi olacak. Devrimci güçler arasında, Nepalli yoksulların hayal ettiği kurtuluşu elde etmek için, bu kez şehir merkezlerinde odaklanan silahlı mücadele yolunun tutulması üzerine açık bir tartışma mevcut.

Her gün, kamyonlar dolusu Nepalli genç (çoğu genç yaşlarına bile gelmemiş) Hindistan sınırından geçerek, hizmetçi, kötü çalışma koşullarında işçi ya da seks kölesi olarak satılıyor. Aileleri, güçten düşmüş çiftçilerden oluşuyor. Ülkeleri dünya kapitalizmi ve Hindistan müdahalesiyle yönetiliyor. Toplumda derin bir ataerkil düzen yaşanıyor; öyle ki hala genç kadınların aşık oldukları bir erkekle evlenmek istemeleri şok edici ve radikal bir karar olarak karşılanıyor.

Bu gençlerin ve daha milyonlarcasının umutları 19 Kasım tarihine kilitlenmiş durumda. Dünya çapında milyonlarca insan (özellikle de Hindistan sınırındaki köylerde) Nepal’deki bu büyük hareket ezilecek mi, yoksa yaşayacak mı diye Nepal’e bakacak. Bizler Kasama ağı olarak 19 Kasım’da Nepal’deki ayaklanmaya destek olmaya çağırıyoruz.

(Mike Ely/Kasama Project)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu