Güncel

Dicle Vadisi yok oluyor!

Amed: Dicle Vadisi’nde yapılması planlanan HES ve barajlarla canlı türleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle son dönemde ortaya çıkan imar planları, kum ocakları, HES ve baraj projeleri, vadi için büyük tehdit oluşturuyor. Amed Surları’nın ve Dicle Vadisi’nin UNESCO dünya kültürel mirası listesine alınma sürecinde Dicle Vadisi’nde var olan tehlikeler ve kirletici unsurlarla ilgili bir rapor hazırlayan Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Kemal Güven, Dicle Vadisi’nin büyük bir tehlike altında olduğunu söyledi.

Dicle nehrinde yaşayan türler yok oluyor!

Bismil ilçesi köprüsüne kadar 7 istasyon kurulduğunu belirten Güven, istasyon üzerinden yapılan ölçümlerle Dicle Nehri’nin oldukça kirli olduğunun ortaya çıktığını söyleyerek: “ Kanalizasyonların, atık suların arıtılmadan nehre döküldüğü Maden ilçesinden başlarsak oradaki bakır işletmesi Dicle Nehri’ne vermiş olduğu metal kirlilik. Eğil ilçesinin kanalizasyon atıkların Dicle Barajı’na dökülmesi, Organize Sanayi Bölgesi’nin Devegeçidi Deresi’ne arıtmadan bütün endüstriyel atıkları boşaltması ve bununda Dicle Nehri ile birleşmesinin Dicle Vadisi’nde yaşayan türlerin yok olmasına kadar birçok soruna yol açmaktadır.”  dedi.
“Dicle Nehri kum ocakları ile köstebek yuvasına döndü”
Bazı yerleşim yerlerinin kanalizasyon atıklarının da arıtmadan geçmeden Dicle Nehri’ne bırakıldığını da ifade eden Güven vadide kurulan kum ocaklarının yarattığı olumsuz etkilere de değinerek, “Dicle Nehri üzerinde kurulan kum ocakları Dicle’nin hem yatağının değişmesine neden oldu hem de yaşayan birçok balığın yaşabileceği ortamlar yok oldu. Yıllarca Dicle Nehri’nin kum ocakları ile köstebek yuvasına döndü. Kum ocakların verdiği zararlar bilinmesine rağmen caydırıcı engellemeler ve önlemler alınmadı” diye ifade etti.

Çocuklarımıza bırakacağımız bir şey kalmayacak
Dicle Vadisi’nin korunması için ciddi adımların atılması gerektiğini dile getiren Güven, bir yer ıslah edilirken, düzenleme yapılırken hiçbir kurum ve kuruluşun tek başına hareket etmemesi ve demokratik kitle örgütleri, yerel yönetimler, bütün kamu kuruluşların birlikte hareket edilmesi gerektiği üzerinde durdu. Bilimsel komisyonlar kurularak en iyi şekilde neler yapılabilir üzerinde tartışılması gerektiğini belirten Güven, “Böyle olup bittiğe getirilmemesi gerekir. Bütün şehir bileşenlerinin görüşünün alınması gerekir. Yoksa yıllar sonra çocuklarımıza, yeni nesille bırakacak hiçbir şeyimiz olmayacak” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu