Ülkesi dört parçaya bölünen ve bu dört parçada kendini yeniden ve yeniden var etmeye çalışan bir halk var. Bu halk yeri geldi katliama maruz kaldı. Yeri geldi kurduğu devleti yıkıldı. Yeri geldi kimliksizleştirildi. Yeri geldi imha, inkar, toplu kıyımlara maruz kaldı.
Bu dört parçanın çeyreği olan T.Kürdistan’ında yaşayan halk ise yıllardır diğer parçalardaki akrabalarıyla sınır ticareti yapıyor. T.Kürdistan’ının diğer parçalarla sınırı olması hasebiyle. Bu halk sürekli devletin faşist, imhacı ve de inkârcı yüzüyle karşı karşıya kalmıştır. TC, geleceksizleştirmeye, asimile etmeye yıllarca uğraşmış fakat ulusal bir bilinç çerçevesinde kendini var edebilmiştir bu halk. 28 Aralık 2011 gecesi 34 vatandaşını katleden bu devlet (hükümet), mecliste oluşturduğu alt komisyonla bir utanca daha imza attı. Komisyon yaptığı incelemelerin sonucunda çoğu çocuk 34 Kürdün katledilmesi olayının bir kasıttan değil kazadan kaynaklandığını tespit etti.
Bugün her ne kadar gerçekçi olmasa da, hükümetin(devletin) PKK Lideri Abdullah Öcalan’la masaya oturmuş olması dahi geçmişte yaptıklarından kendini aklamayı, kendince paklamaya çalışması samimiyetsizliğin bir savunusudur. Hal böyle iken kim inanır bu sürecin samimiyetine! Vicdan sahibi olan inanmaz. Gerçekçi olan inanmaz. Kendi yalanına kendin inanır, dönersin dönersin aslı astarı olmayan palavralara.
BDP milletvekilleri soruyor! Pilotun görüşmelerini dinlemek istiyoruz! Ordu milletvekili İhsan Şener’de diyor ki! “Pilotun ismi bizde yok ki nasıl dinleyelim? Muhalefet eğer bir şey bulduysa ve bunu neden bizimle paylaşmadılar?”. Sorarlar size bu devleti muhalefet mi, yönetiyor siz mi? Binlerce fişleme yapılıyor, telefonlar dinleniyor ve siz bunları biliyorsunuz da, bunları mı bilmiyorsunuz diye. Dersim’de binlerce insan fişlediniz bu bir devlet geleneği çünkü. Amed’de binlerce öğrenciyi fişlediniz, hatta nasıl katlettiğinizi bile yazdınız. Siz kimleri kandırmaya çalışıyorsunuz? Sizden yıllarca zulüm görmüş, aşını ekmeğini elinden aldığınız, size halkımız asla inanmaz. Nasıl oluyorsa “suçlu tespit edilemiyor”. E suçlunun tespit edilemediği yerde “kasıt” aramak kime. Bunu ben yaptım. Şuçu ben işledim, günahını kim çeksin arayışıdır. Katlettiğin Kürt halkı çekmez, çekmeyecekte. Yıllardır direnen Kürt halkı kinini de, öfkesini de kusacaktır. Siz Genel Kurmay Başkanlığını, MİT’i ve kendinizi bu olaydan ne kadar aklamaya çalışsanız da, kendi yalanınıza kendinizi inandırsanız dahi gerçek apaçık ortada. 34 Kürdü siz katlettiniz, kendi emir komuta zincirinizle birlikte.(Amedden bir Ö-G okuru)
