GüncelMakaleler

YORUM | “UKRAYNA KRİZİ” NEDİR, NE DEĞİLDİR?

"Önümüzdeki süreçte Ukrayna'nın emperyalistler arasında çıkar çatışmalarının yakıcı merkezlerinden biri olmaya devam edeceği görülmektedir."

Ukrayna hükümeti, ülkenin doğusunda tek taraflı olarak bağımsızlıklarını ilan eden ancak bugüne değin hiçbir devlet tarafından tanınmayan Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’nin (24 Mayıs 2014’te Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri, Novorossiya Federal Devleti -Yeni Rusya- adıyla birleştiler) sınırlarına yaptığı askeri yığınağını gün geçtikçe güçlendirmekte.

Ukrayna hükümetinin bu yığınağına karşı Rusya’nın da Ukrayna sınırına konuşlandırdığı askeri güçleri artırması üzerine “Batılı ülkelerin” özellikle de NATO üyesi ülkelerin ”Rusya, Ukrayna’yı işgal edecek” şeklindeki propagandası yazılı ve sözlü basında ciddi anlamda yer almaya başladı. Rusya’nın tarihin bir döneminde tanklarla Gürcistan üzerine yürümesi bile yazılır, çizilir oldu.

Öncelikle şunu belirtelim; Emperyalistler arası çelişkiler günümüzde her alanda giderek derinleşiyor, özellikle Ortadoğu’da, Hint/Pasifik Okyanusu’nda, ABD ve AB emperyalistleri Çin ve Rusya’ya karşı siyasi ve askeri operasyon planlamaya ve bu planlarını yaşama geçirmeye çalışıyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile Suriye’yi işgal ettikten sonra İran’ın doğalgaz ve petrolünü ardından da Kazak, Türkmen, Azeri petrol ve doğalgazını ABD emperyalistlerinin ele geçirme planları Rusya’nın Suriye devletinin yanında ABD ve TC’nin cihatçılarının karşısında savaşa katılmasıyla “suya düştü” ya da “yarıda kaldı” diyebiliriz.

Üstelik ABD emperyalistlerinin Arap İslam Birliği ülkeleri üzerindeki etkisini de Rusya’ya kaptırmasıyla Ortadoğu’daki pazarlarda Rus şirketlerin hakimiyetini artırdı. Ancak AB ülkelerinin henüz kendi askeri güçlerini (Avrupa ordusunu) oluşturamamış olmalarından dolayı NATO’yu Doğu Avrupa’da Rusya’ya karşı konumlandırma çabalarına karşın dönemin ABD Başkanı D. Trump’un ”NATO’nun gereksizliği” açıklaması yapmasından dolayı bu planı gerçekleştirme olanağına sahip olamamışlardı.

2021’in Ocak ayında göreve başlayan ABD’nin yeni başkanı J.Biden daha önce (Trump döneminde) yapılanların aksine Çin ve Rusya’ya karşı ekonomik ve askeri olarak başlatılacak olan saldırılar öncesi NATO’yu, daha doğrusu NATO’ya üye ülkeleri yanına almanın gerekliliğinden hareketle Haziran ayında Brüksel’de gerçekleştirilen NATO üye ülkeleri toplantısına büyük önem verip, hazırlık yaparak katıldı. Ve bu toplantıdan ”NATO 2030; Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik” yönlü bir raporun çıkmasını sağladı.

Haziran’da gerçekleşen NATO toplantısında J.Biden başkanlığındaki ABD emperyalistleri önderliğinde Çin’e karşı bir ekonomik savaş ve Rusya’ya karşı da ekonomik savaşın yanında askeri saldırıların da yapılabileceği bir savaş başlatılma kararı alındı. Çin ve Rusya, hedef ülkeler olarak belirlenmiş oldu.

ABD emperyalistleri, Brüksel’deki NATO toplantısından sonra Ukrayna ile Rusya arasındaki krizi de kullanarak Rusya’yı NATO ülkeleriyle kuşatma stratejisini yaşama geçirmek için atağa kalktı. NATO’nun güçlendirilmesi ve Rusya’nın NATO üyesi devletler tarafından kuşatılması için Doğu Avrupa ülkelerinin güçlendirilmesi stratejisinin yaşama geçirilmeye başlanması kararına varıldı. Böylece Doğu Avrupa ülkelerinin yeni stratejik silah depoları haline getirilmesi için harekete geçildi. Ukrayna’ya da her türlü ekonomik ve askeri destek sağlanmaya başlandı. Diğer yandan da Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi yapılarak Karadeniz’in ”NATO gölü” haline getirilmesi hedefleniyor.

 

Kriz, emperyalistler arası dalaşın ürünüdür!

Son haftalarda Ukrayna sınırında yaşanan gerilim, geçen hafta yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında da ana gündem maddesi olmuştu. Hem ABD hem de AB ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki işgalini sürdürmesi halinde daha fazla ekonomik yaptırım uygulayacaklarını basında duyurdular.

Ukrayna’nın doğusunda gerilimin arttığı bir dönemde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı J.Biden video konferans yöntemiyle bir toplantı gerçekleştirdiler. Video konferans toplantısının hazırlıklarının yapıldığı bir süreçte J.Biden, Putin’i çok sert ekonomik yaptırımlar konusunda uyaracağını, bunun için de AB’li dostlarıyla görüştüğünü söyledi.

Bu görüşme öncesinde NATO’nun sınırlarına doğru genişlemesinden rahatsız olan Putin, NATO’nun doğuya doğru daha fazla genişlemeyeceğine ve Ukrayna dahil Rusya sınırına yakın ülkelere belirli silahların konuşlandırılmayacağına dair bağlayıcı garantiler vermesini istemişti. Bundan dolayı da bu video konferans görüşmesinde NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlemeyi durdurmasını içerecek güvenlik garantilerine odaklanacaklarını dillendirmişti.

Görüşmede Ukrayna’daki durum, NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlemesi, Afganistan ve bölgesel güvenlik konularının ele alındığı basında yer aldı.

Tüm bu görüşme öncesi yapılan açıklamalar bir yana Ukrayna’da yaşanan krizi konuşmak için yapılan görüşme, krizi çözmenin uzağında kaldı. Putin’in J.Biden’den NATO’nun doğuya doğru genişlemesini ve Ukrayna’ya silah ve çeşitli teçhizatın konuşlandırılmaması konusunda yasal garanti talep etmesine karşın J.Biden bu konuda doyurucu bir yanıt vermedi.

J.Biden’in mealen “AB’li dostlarımla görüştüm, Ukrayna’ya yönelik herhangi bir askeri harekat yapılırsa çok sert ekonomik yaptırımlar uygularız” dediği konu ise; Rusya ile Almanya’yı deniz altından birbirine bağlayan boru hattı projesi. Yılda 55 milyar metreküplük Rus gazını Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya taşıyan Kuzey Akım 2 projesi ile ilgili bir durum. Bu projeye ABD, Ukrayna, Polonya ve bazı Baltık Ülkeleri karşı çıkıyor. ABD ile Almanya daha önce bu projeyle ilgili anlaşmış olmalarına rağmen ABD bugün karşı çıkıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde bu projenin askıya alınmasını dayatacaklarını şimdiden ifade ediyorlar.

Diğer yandan gerçeklik ise Avrupa ülkelerinin özellikle de Almanya’nın Rusya’nın doğalgazına ihtiyacı var.

 

TC: Dalaştan Kemik Kapma!

Emperyalist güçler arasındaki çelişkilerden yararlanma adına politika yapmakla övünen AKP’li RTE, NATO ve ABD ile Rusya arasındaki Ukrayna krizinden de yararlanma peşinde. AKP/MHP faşist iktidarı son dönemlerde uyguladığı politikalarla iki emperyalist güç arasında pinpon topuna dönüşmüş durumda!

Ukrayna politikasında da NATO üyesi olması ve ABD emperyalistlerine yaranma politikası sonucu Ukrayna’ya SİHA sattı. Ukrayna silahlı kuvvetlerinin Türkiye yapımı SİHA’larla Rusya yanlısı gruplara yönelik operasyonlar yapması nedeniyle Rusya devleti tarafından eleştirildi ve aba altından sopa gösterildi. Rusya yetkilileri ”bu tür silahların Ukrayna ordusuna satılması ilişkilerimizi zedeler” diyerek AKP/MH faşist iktidarını üstü kapalı bir şekilde uyardı.

Faşist iktidarının Kırım’ın statüsüyle ilgili Ukrayna’nın politikalarını savunması konusunda Rusya açısından ciddi sıkıntılar yaratıyor. Hele SİHA’ların Kırım’a yönelik bir operasyonda kullanılması Türkiye’yi ciddi anlamda zorlayacaktır. Rusya ile Türkiye arasında yakın bir süreçte doğalgaz anlaşmaları masada olacak, bu da AKP iktidarını Rusya karşısında zora sokacak bir durum. Aynı zamanda önümüzdeki süreçte İdlib’de de AKP/MHP faşist iktidarı Suriye askeri güçlerini destekleyen Rusya karşısında zorda kalacak bir durumu da yaşayacaktır.

Tüm sahadaki bu durumları gören AKP’li RTE, çubuğun ucunu Rusya’dan yana çevirerek Ukrayna ile Rusya arasındaki durumla ilgili olarak arabuluculuğa soyunma adımları atmış durumda. R.T.Erdoğan; 29 Kasım’da Türkmenistan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerle sohbetinde “Bu konunun çözümünde biz de görev almak isteriz, inşallah bu konunun çözümünde bizim de bir payımızın olmasını isteriz” demişti. R.T.Erdoğan’ın bu açıklamasına, Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov da ”Türkiye yapıcı rol oynamak istiyorsa Ukrayna’yı Minsk Anlaşmalarına uyması konusunda ikna edebilir” diye bir açıklamada bulunmuştu. Ukrayna’ya SİHA satışları konusunda da uyarılarını da bir kez daha hatırlatarak…

TC faşizmi emperyalistler arası dalaşta kendisine bir kemik parçası düşer diye umsa da, hiç beklemediği gelişmelerle karşı karşıya kalabilir. Rusya özellikle Suriye’de TC’nin bu politikasına etkin bir yanıt verebilir. Ya da özellikle Rusya’ya bağımlı doğalgaz anlaşmalarında beklemediği fiyatlarla karşılaşabilir.

Sonuçta önümüzdeki süreçte Ukrayna’nın emperyalistler arasında çıkar çatışmalarının yakıcı merkezlerinden biri olmaya devam edeceği görülmektedir.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu